Dosta arz-ı hal
Dostum, okullar kapandı kapanıyor derken nihayete erdirdik eğitim yılını. Büyük bir yoğunluğun ardından çocuklarımız ve gençlerimiz,...
Dostum, okullar kapandı kapanıyor derken nihayete erdirdik eğitim yılını. Büyük bir yoğunluğun ardından çocuklarımız ve gençlerimiz, uzun sayılabilecek bir tatil dönemine girdiler. Sıkı çalışanlar, semeresini alıp ömür hanelerine bu yıla dair artı puanı yazarak mutlu bir şekilde yaz dönemine başladılar. Çalışıp da çalıştığının karşılığını kısa vadede tam alamayanlar da oldu elbette. Ya doğru şekilde çalışmayı bilmedikleri için ya da heyecan ve streslerini yönetemedikleri için. Onlar da kendi paylarına düşene razı olup eksikliklerini tamamlamak ümidiyle tatile girdiler. Bir de başarıyı yakalayamayanlar var ki onların da oturup bu tatilde neyi aksattıklarını ölçüp tartmaları gerekiyor zannımca.
Yani artısıyla eksisiyle bir eğitim öğretim yılı bitirildi ve yaz sürecine girildi. Ama nedense boş zaman algısı var yaz tatili için. Oysa okul döneminde yapmak istenip de derslerden zaman bulunamayan hobilere, uğraşılara, aktivitelere tahsis edilebilecek mükemmel bir zaman dilimi yaz dönemi. Araştırmak, gezmek, üretmek ve ille de okumak için… Öğrencilere en büyük tavsiyem budur tatil için. En azından her ay için bir kitap seçip en az üç kitap okumaları. Zihinsel anlamda düşünsel açıdan tembelliğe prim vermeyip farklı anlatılarla farklı kurguları özümsemek. Ne büyük bir zenginlik. İnsana yakışır bir tavır. Tabii ki film, müzik, spor da zamanı değerlendirmede alternatifler. Gençlerin ailelerine yardımcı olup destek olmaları da…
Dostum, görüyorsun değil mi konuşmaya başlayınca kalem susmak bilmiyor. Senin “Yeterli bu kadar” dediğini duyar gibiyim. Yetmez ama yetsin diyelim bu konuda.
Dostum, henüz bayrama ermedik. Ama ermek üzereyiz. Bekleyişin, sabrın, başkaları ile hemhal olmanın ödülü bayram. O yüzden anlamı büyük. Hatırlar mısın eskiden büyük bir heyecanla beklerdik gelişini. Belki çocuktuk, toyduk, beklentilerimiz farklıydı. Belki de yaşadığımız ortamın etkisiydi bize yansıyan. Büyük bir telaş, büyük hazırlıklar, geleceklere, gidileceklere hazırlananlar, giyilecek bayramlıklara kadar günlerce devam eden bir hazırlık. Anlamını mı yitirdi bayram? Hayır. Ama eskisi gibi bağlılık kalmadı gibi. Olsun, yine de biz onu sevinçle karşılayalım olur mu? Kapımızı çalan kaç çocuk olur bilmiyorum ama onlara önce güler yüzümüzü sonra bayram çikolatasını, harçlığını verelim. Verelim ki ileriki yaşlarında bizim gibi geçmişe yüzlerini döndüklerinde bayrama dair, tatlı, güzel bir şeyler yakalayabilsinler.
Çocukken yaşananlar unutulmuyor ve izleri silinmiyor. Hayatın ilk evresinde ilkler o yaşananlar o yüzden daha değerli, en saf dönemde olduğu gibi yaşananı kabullenişin ürünü bu kalıcılık…
Dostum,
bir çikolata sevinci kadar bayram
bir el öpüşü kadar kısa
bir baş okşayış kadar samimi
bir gülümseyiş kadar içten
bir bakış kadar dokunaklı
bir dilim tatlı kadar ağız tadı
ve sevgi kadar değerli…
Hayırlı bayramlar…
Bakmadan Geçme





