• Haberler
  • Gündem
  • DİLEK ACAR GÜLEÇ'TEN 'BU YANGIN BİR FELAKETTİ, AMA AYNI ZAMANDA BÜYÜK BİR DERS OLMALI' ARTIK YAPTIRIM ŞART!

DİLEK ACAR GÜLEÇ'TEN 'BU YANGIN BİR FELAKETTİ, AMA AYNI ZAMANDA BÜYÜK BİR DERS OLMALI' ARTIK YAPTIRIM ŞART!

Demokrat Parti Genel Merkez Tanıtım ve Medyadan Sorumlu Başkan Yardımcısı ve Küçük Menderes Havzası Sorumlusu Gazeteci Dilek Acar Güleç, Ödemiş'te günlerce süren orman yangınına ilişkin dikkat çeken açıklamalarda bulundu. Sahada birebir görev alarak yangının ilerleyişini takip eden Güleç, hem kurumların yetersizliğine hem de ihmallere işaret etti.

Ödemiş’te üç gün boyunca süren orman yangının ardından sahadan yaptığı kapsamlı değerlendirmelerle hem yaşanan eksiklikleri ortaya koydu hem de gelecekte alınması gereken tedbirleri net ifadelerle kamuoyuna sundu.

“BU DİREK YIKILACAK, BU TEL KOPACAK” UYARISI GÖRMEZDEN GELİNDİ – ARTIK YAPTIRIM ŞART!
Yangının çıktığı noktada yaşanan ihmalleri sahadan aktaran Demokrat Parti’li Dilek Acar Güleç, şu çarpıcı ifadeleri kullandı:
“Köylüler uzun zamandır ‘bu direk yıkılacak, bu tel kopacak’ diyordu.
Ancak ne yazık ki uyarılar dikkate alınmadı. Teller koptu, yere düşen enerji hattı kuru otları tutuşturdu ve yangın kısa sürede büyük bir alana yayıldı.
Bu ihmallerin faturası çok ağır oldu. Ve bugün hâlâ aynı tehlike sürüyor.
Aynı şekilde başka bölgelerde de elektrik direklerine dair çok sayıda şikâyet var.

Güleç, sadece tespit değil, artık denetim ve yaptırım aşamasına geçilmesi gerektiğini belirterek şunları söyledi:
“Bu kadar büyük bir yangının ardından sadece rapor düzenlemek yetmez.
Ciddi yaptırımlar uygulanmalı. Gerekirse, arıza tespiti ve bakım denetimi gibi süreçler elektrik dağıtım firmalarının tekeline bırakılmamalı. Bu denetim başka bir bağımsız kamu kurumu ya da düzenleyici kurul tarafından yapılmalı.
Çünkü ihmali olanlar hesap vermedikçe, aynı acıları tekrar yaşarız.”

“SAHADAYDIM. KÖY KÖY GEZDİM. UYARDIM.”

Yangının başladığı ilk andan itibaren Tosunlar Mahallesi Manastır Mevkii'nden itibaren sahada olduğunu vurgulayan Güleç, rüzgarın yönüne göre köy köy dolaşıp uyarılarda bulunduğunu belirtti:

“Yangın başladığı andan itibaren sahadaydım. Köy köy gezdim, rüzgârın yönünü, alevin ilerleyişini yerinde takip ettim. Bana ulaşan vatandaşların uyarılarını dikkate aldım, sahadan aldığım bilgileri değerlendirdim.
Ama ne yazık ki gördüğüm manzara şuydu: Kurumlar arasında ciddi bir koordinasyon eksikliği vardı. AFAD Başkanımız Sayın Ali Hamza Pehlivan’a sahadaki durumu açıkça ilettim.
Üzümlü, Köseler ve Karadoğan için uyarımı yaptım: ‘Bu bölgelerde risk büyük, hazırlık yapılmalı’ dedim. Ancak gerekli tedbirler yeterince hızlı alınamadı.
Yangınla mücadelede en büyük eksiklik, geç kalınan kararlar ve dağınık müdahalelerdir. Doğru bilgi, doğru yerde değerlendirildiğinde can da kurtarır, orman da.”

“YERLEŞİM ALANLARINA MÜDAHALEDE YEREL YÖNETİMLER DEVREYE GİRMEKTE GECİKTİ”

Demokrat Parti Genel Merkez Tanıtım ve Medyadan Sorumlu Başkan Yardımcısı Dilek Acar Güleç, “Yangın geniş bir alana yayılırken, özellikle köy yerleşim alanlarına yaklaşan alevlere karşı müdahale konusunda ciddi bir zafiyet yaşandı" dedi.

“Saha yönetiminin, bu bölgeleri en iyi tanıyan yerel yönetimlere zamanında devredilmemesi, hem müdahaleyi geciktirdi hem de riskleri artırdı. Oysa mahallelerin yapısını, yollarını, su kaynaklarını en iyi bilen belediyelerdir. Buna rağmen koordinasyon eksikliği yüzünden yerel yönetimler doğru organize edilemedi. Bu durum, sahada müdahalenin dağınık, yavaş ve etkisiz kalmasına neden oldu” diyen Güleç, yangına hem havadan hem karadan müdahale edilmesine rağmen, rüzgârın sürekli yön değiştirmesi ve zaman zaman etkisini artırmasıyla birlikte ekiplerin kontrolü kaybettiğini belirtti.

“Panik değil, planlı çalışma gerekirdi. Gerektiğinde halkın da müdahaleye katkı sunmasına izin verilmeli, gönüllülere ekipman desteği sağlanmalıydı. Sahada insanlar çaresizce beklemek yerine su tankeri, ilaç motoru ya da sırt pompasıyla destek vermek istediler ama yönlendirme eksikliği yüzünden bu enerji boşa harcandı. Oysa doğru planlamayla bu insanlar yangının önlenmesinde ciddi rol oynayabilirdi.”

Güleç,  “Artık afet yönetiminde bahane değil, refleks devri başlamalıdır. Yerel yönetimler, bu tür felaketlerde sadece ‘destek birim’ değil, ana sorumlulardan biri olarak net biçimde konumlandırılmalıdır” dedi.

“HER YIL AYNI MANZARALAR, AYNI İHMALLER”

Demokrat Partili Dilek Acar Güleç, sadece bu yıl değil, geçtiğimiz yıllarda da benzer felaketler karşısında uyarılarda bulunduğunu hatırlatarak şunları söyledi:

“Her yıl aynı manzaralarla karşılaşıyoruz. Geçtiğimiz yıl da Tire, Bayındır ve Ödemiş yangınlarında defalarca uyarmıştım. ‘Deprem, yangın ve olası her türlü afet için kalıcı bir kriz masası oluşturulmalı’ dedim.
Bu masada sadece bürokratlar değil, konunun uzmanları ve sahayı bilen ekipler mutlaka yer almalı. Ayrıca köylerdeki yangın su havuzlarının oluşturulması, mevcut havuzların su ile doldurulması, yol ve tarla kenarlarında biriken kuru otların temizlenmesi, köylülere eğitimler verilmesi gerektiğini de sürekli dile getirdik. Ama ne yazık ki bu çağrılar hâlâ yeterince dikkate alınmıyor. Felaket gelince değil, gelmeden önce hazırlanmalıyız.”

“SAHADA KİM VARDI, KİM YOKTU TARTIŞMASI BOŞ”

“Yangın çok büyük bir alanda seyir etti. Yangının en kritik saatlerinde kimin nerede olduğu değil, kimin ne yaptığı önemlidir. AFAD, Orman Genel Müdürlüğü, İzmir Büyükşehir Belediyesi İtfaiyesi, Ödemiş Belediyesi, Kaymakamlık, çevre il ve ilçelerden gelen destek ekipleri, jandarma, polis, zabıta, UMKE, ÖDAK, TİREDAK, Kızılay, siyasi parti temsilcileri,  traktörleriyle, su tankerleriyle, ilaç motorlarıyla destek veren çiftçiler, hayvanların tahliyesinde görev alan celep kamyonları, gönüllü vatandaşlar…
Bazı özel firmalar beton mikserlerini suyla doldurarak sahada hazır bekletti.
Su, ekmek, yemek taşıyanından, sağlık ekiplerine kadar herkes mücadele verdi.
Bu topyekûn çabayı görmezden gelmek, emeğe ihanettir. Tartışmaları bir kenara bırakıp, eksikleri giderip geleceğe daha hazırlıklı olmalıyız.”

GÜLEÇ’TEN YAPICI VE KAPSAMLI ÖNERİLER

Demokrat Parti Genel Merkez Tanıtım ve Medyadan Sorumlu Başkan Yardımcısı Küçük Menderes Havza Sorumlusu Dilek Acar Güleç, sadece eleştirmekle kalmayıp çözüm için somut ve uygulanabilir adımları da sıraladı:
Orman ve tarla sınırlarındaki kuru otlar ve yanıcı atıklar düzenli olarak temizlenmeli. Elektrik altyapısı derhal gözden geçirilmeli, bakım eksikleri ivedilikle giderilmelidir. Her köyde yangın havuzu oluşturulmalı, mevcut havuzlar sürekli dolu tutulmalıdır. Sırt pompası, yangın söndürme tüpü, su motoru gibi ekipmanlar köy köy dağıtılmalıdır. Muhtarlar aracılığıyla gönüllü yangın timleri kurulmalı, bu ekipler düzenli eğitilmelidir.
Kamera, sensör, gözlem kulesi, drone sistemleri aktif hale getirilmeli, erken uyarı ağı kurulmalıdır.
Mobil hızlı müdahale ekipleri oluşturularak olası yangınlara en kısa sürede ulaşılmalıdır. AFAD, Valilik, Orman Genel Müdürlüğü ve yerel yönetimler arasında kriz iletişimi kalıcı hale getirilmelidir. Köy yolları genişletilmeli, acil müdahale araçları için uygun hale getirilmelidir.
Orman köylerinde yaşayan üreticilere özel “yangına dirençli yapı teşvik programı” uygulanmalıdır.
Bu programla ahşap ve kolay yanabilir malzemeler yerine yalıtımlı, taş esaslı, yangına dayanıklı yapıların teşviki sağlanmalıdır.

“ORMAN YANGINLARINA KARŞI DOĞAL ÇÖZÜM: KEÇİ OTLATMA YENİDEN BAŞLAMALI”
Küçükbaş hayvancılığın, özellikle keçi otlatmanın dağ köylerinde yasaklanması yeniden değerlendirilmelidir. Yıllarca orman altı temizliğini doğal olarak sağlayan bu hayvanlar, yangın riskini düşürmektedir. Doğru planlama ve kontrolle, keçi otlatma yeniden izinli hale getirilmelidir.

KAYBEDİLEN CANLAR, VERİLEN MÜCADELE
Yangın sırasında 2 orman işçisi ve 1 vatandaşın hayatını kaybettiğini hatırlatan Güleç “Görev şehidimiz ve vefat eden vatandaşımıza Allahtan rahmet, yakınlarına başsağlığı diliyorum. Çaresizlik çok ağır bir şey. Alevlerin içinde hayatını riske atan orman işçilerimize, itfaiye erlerimize, gönüllülere, halkımıza minnettarız. Yaralarımızı hep birlikte saracağız. Ama bu yaşananı da unutmayacağız.”

TAKİPÇİSİ OLACAĞIZ
Dilek Acar Güleç, “Bu yangın hepimize çok şey öğretti.
Artık daha geç olmadan önlem almalı, kurumsal refleksi hızlandırmalıyız.
Hem gazeteci kimliğim hem de Demokrat Parti olarak, yaşanan sürecin de, yapılması gerekenlerin de takipçisi olacağız. Çünkü doğayı korumak, geleceğimizi korumaktır.”

YANGININ ORTASINDA BİR KADIN SİYASETÇİ

Demokrat Parti Tanıtım Medyadan Sorumlu Başkan Yardımcısı ve Küçük Menderes Havza Sorumlusu Gazeteci Dilek Acar Güleç, yangının çıktığı ilk andan itibaren sahada yer aldı.
Tosunlar, Manastır, Üzümlü, Köseler, Ortaköy ve Yeniköy gibi noktalarda halkla birlikte yangınla mücadele etti, resmi yetkililerle doğrudan temas kurdu, öneriler sundu, riskleri yerinde tespit etti.

Yalnızca gözlemci değil, aktif mücadele eden, halkla yan yana duran bir kadın siyasetçi olarak cesareti ve vicdanıyla bölge halkının takdirini kazandı.
Gazetecilikten gelen saha deneyimi, olaylara duyarlılığı ve halkla kurduğu güçlü bağ sayesinde her noktada var olmaya çalıştı.
Felaketin ortasında hem bir kamu sorumluluğu hem de insani refleksle hareket eden Güleç, yalnızca siyasetçi kimliğiyle değil, insan olarak da sahadaydı.

Bakmadan Geçme