• Haberler
  • ihale
  • Dil, edebiyat, sanat ve tarihsel-kültürel miras

Dil, edebiyat, sanat ve tarihsel-kültürel miras

Birgi'ye Dair Her Şey-3(*) ÖYKAM Kitaplığından-12 'İki Tefrika Roman Işığında Birgi'(1) adlı bildiri ile başlıyor bu...

Birgi’ye Dair Her Şey-3(*)

ÖYKAM Kitaplığından-12

“İki Tefrika Roman Işığında Birgi”(1) adlı bildiri ile başlıyor bu bölüm. “İki tarihi romanın perspektifi üzerinden, tarihi, sosyal ve kültürel bağlamı içinde” Birgi ele alınıyor. “Hakkında herhangi bir bilgiye ulaşılamamış olan Pervin Kemal’in ‘Birgi’yi Nasıl Aldık?’ adlı romanı, 1935 yılında, İzmir’de Yeni Asır Gazetesi’nde (nr. 9014-9078, 9 Ağustos-1 Ekim 1935) toplam 65 tefrika halinde” yayımlanıyor. Önsözünde yazar, romanını “tarihî macera” olarak adlandırmış. Romanın asıl konusu “Aydınoğlu Mehmet Bey ile Bizans kralının kızı Prenses Sofya arasında geçen, sonu çok hazin bir şekilde biten bir aşk macerası ve bu aşkın sebep olduğu savaş neticesinde Birgi’nin Türkler tarafından fethedilmesi.” Diğer roman, “Vamık Kemal’in ‘ilk Kurşun’ adlı eseri ise, 1937 yılında (nr. 9574-9620, 12 Haziran-5 Ağustos 1937) Yeni Asır Gazetesi’nde 47 tefrika halinde” yayımlanmış. “Yazarın asıl ismi Mehmet Şevki’dir. Milli Mücadele ve Cumhuriyet dönemlerinde İzmir’de, özellikle Ahenk’teki yazılarıyla bilinen gazetecilerden ve üstad olarak tanınmış başyazarlardan birisidir.” “Şevki, gazetecilik görevi gereği İzmir’in işgali sırasında yaşananları bizzat gözlemlemiş, bu gözlem ve deneyimlerini eserine yansıtmış.” “Yazarın kendi ifadesiyle bu ‘milli savaşın bir kıvılcımının, bir parçasının romanıdır.’” “İlk Kurşun romanında, özellikle romanın Ödemiş, Bozdağ cephelerinin anlatıldığı bölümlerde geçen kişiler, gerçekte yaşamış ve Milli Mücadele’de yer almış kişilerdir. Yazar, bu romanı yazmaya başlamadan önce bu kişilerle bizzat tanıştığını, onların anlattıklarından aldığı ilhamla bu eseri oluşturduğunu söylemiştir. Bu kişiler arasında yüksek rütbeli askerler, öğretmenler, efeler, İzmir ve çevresinin önemli isimleri bulunur. Yazar, bu sayede Milli Mücadele’nin her aşamasında rol oynayan, ismini kimsenin duymadığı bu insanlara karşı olan vefa borcunu da yerine getirmek istemiştir.”

Bizim de aynı vefa duygusunu bu romanları ileride kuracağımızı umduğum “Birgi Kitaplığı”na kazandırmakla göstermiş olmamız gerekmez mi?

“Birgi Mezar Taşlarındaki Kitabe Özellikleri ve İçerikleri Üzerine Bir Değerlendirme”(2) adlı bildiri yanından geçerken bir dua okuduğumuz mezarlıklardaki hazinelere, mezar taşlarına yöneliyor. “2009-2010 yılları arasında Ödemiş merkez ile bağlı belde ve köylerde” yapılan inceleme ve araştırmalar sonucunda “2600’ü aşkın tarihî mezar taşı” belirleniyor. “Birgi’de de 313 mezar taşı” saptanıyor. Çok çok azı dışında pek çoğu “Osmanlı dönemine ait olup, 16. ve 20. yüzyılın ilk çeyreği arasına tarihlenmekte.” Yılmaz; “kitabe özellikleri”ni “Yazı, Başlık, İçerik, Dil, Göç Hareketleri” açısından tek tek irdeliyor.

“Selçuk Üniversitesi Halk Kültürü Uygulama ve Araştırma Merkezi’ndeki Ödemiş-Birgi Konulu Bazı Derlemeler”(3) başlıklı bildiri, önce derlemenin tanımını yaparak başlıyor sonra da merkezi tanıtıyor. “…arşivinde 4523 adet derleme” olan merkezin “tasnifi yapılan derlemelerin 9 adedi Ödemiş ilçesine” aitmiş. “Semin Kantarcı, Ebru Doğan, Funda Yıldırım, Tufan Arıkan, H. Büşra Gölcük”ten “mani, efsane, bilmece, masal, ilâhi” derlenmiş.

2 mani örneği vereyim:

“Dereden atladın mı

Yorganı kapladın mı

Oğlan diyor kaçalım

Kız diyor patladın mı

***

Ocak yaktım parladı

Bozdağ’ı kar kapladı

Yar karşıma çıkınca

Yüreğim hop hopladı”

1 bilmece:

“Çin çin çinare

Çinarenin üstü minare

Minarenin üstü balık

Balığın kuyruğu yanık (Lamba)”

1 masal: Nofud Ali Masalı Çocuğu olmayan bir kadın, Allah’tan bir çocuk ister. Olsun da nohut kadar olsun diye dilek diler. Allah da ona bir nohut çocuk verir Çocuğun adını Nofud Ali koyar. Günler günleri kovalar. Bir gün tarlada çalışan babasına azığını Nofud Ali götürmek ister. Fakat götürdüğü azığı kendisi yiyince babası kızar, Nofud Ali de öküzün burnundan girerek midesine saklanır. Oğlunu kaybettiğini zanneden adam üzüntüyle eve gelir, karısına durumu anlatır. Onlar tam üzüntüyle ağlaşırken öküz hapşırır Nofud Ali öküzün burnundan yere düşer. Karı koca oğullarına tekrar kavuşurlar.”

1 efsane: Kırk Kızlar Hamamı Bu efsane, taş kesilme motifi ile karşımıza çıkmaktadır. Aydınoğulları’nın başkenti Birgi’de kırk kızların boğulduğu hamam ile ilgili efsaneye göre yıllar önce, Mayıs ayının sonlarına doğru, bir bahar günü Bozdağ’a gelin gidecek olan Pembem kızı arkadaşlarıyla gelin hamamı yaparken sel suları taşarak hamamı basar. Çıplak oldukları için bir yere kaçamayan kızlar Allah’tan kendilerini taş etmesinin dilerler ve taş kesilirler. Bu hamama daha sonra Kırk Kızlar Hamamı adı verilir.”

“Birgi Ulu Cami Hat Yazılarının İçerik ve Değerler Eğitimi Açısından Önemi”(4) başlıklı bildiri ele aldığı konuyu en ince ayrıntısına kadar inceliyor. “medrese, hamam ve türbeden oluşan bir külliye olarak yapılmış” olan Birgi Ulu Cami, “kapıları ve dış pencere kitabeleri” ile “içindeki Hadis-i Şerifler, manaları, değerler eğitimine katkısı”nı okuyoruz. Bu coğrafyada nefes alıp veren herkesin bu ayrıntıları aklının bir köşesinde tutması gerekir. 700 yıllık bir geçmişi olan Birgi Ulu Cami, öyle sıradan bir mekân değildir!

________________

* Yörük Obasından Ödemiş Ovasına Birgi, Editörler: Turan Gökçe-Özer Küpeli, Ödemiş Belediyesi Yıldız Kent Arşivi ve Müzesi Yayınları No: 13, Basım Yılı: Şubat-2019, Ödemiş.

1—İki Tefrika Roman Işığında Birgi, Dr. Öğr. Üyesi Seçil Dumantepe, İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Sosyal ve Beşeri Bilimler Fakültesi, Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü, a.g.k., ss:197-209

2- Birgi Mezar Taşlarındaki Kitabe Özellikleri ve İçerikleri Üzerine Bir Değerlendirme, Dr. Öğr. Üyesi Edip Yılmaz, Bitlis Eren Üniversitesi İslâmi İlimler Fakültesi, İslâm Tarihi ve Sanatları Bölümü, a.g.k., ss:232-246

3- Selçuk Üniversitesi Halk Kültürü Uygulama ve Araştırma Merkezi’ndeki Ödemiş-Birgi Konulu Bazı Derlemeler, Öğr. Gör. Safiye Hale Gürbüz, Selçuk Üniversitesi Halk Kültürü Uygulama ve Araştırma Merkezi, a.g.k., ss:247-254

4- Birgi Ulu Cami Hat Yazılarının İçerik ve Değerler Eğitimi Açısından Önemi, Mehmet Kamer, Ödemiş Geleneksel Sanatlar Derneği (ÖGESAD), a.g.k., ss:264-272

SÜRECEK

Bakmadan Geçme