Devrim yasaları

3 Mart 1924 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisince kabul edilen üç devrim yasası ile çağdaş cumhuriyet...

3 Mart 1924 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisince kabul edilen üç devrim yasası ile çağdaş cumhuriyet yolunda önemli adımlar atılmıştır. Bu yasalar; Hilafetin Kaldırılması, Şer’iye ve Evkaf Bakanlığı’nın kaldırılması (Dine dayalı devlet yönetimine son verilmesi) ve Tevhid-i Tedrisat (Eğitim ve öğretimde birliğin sağlanması) yasalarıdır.

1 Kasım 1922’de saltanat kaldırılıp 29 Ekim 1923 tarihinde Cumhuriyet ilan edildikten sonra, “Hilafet Kurumu” ve “Halifelik” işlevsiz, sembolik bir hal almıştı. Ankara’da kurulan yeni hükümete karşı olanlar ise halifeliği padişahlık gibi görüp onun etrafında örgütlenmeye başlamışlardı. Cumhuriyet’in her tür tehlikeden uzak olarak devrimleri uygulamaya koyabilmesi için bu kurumun kaldırılması gerekiyordu. Bu nedenle 3 Mart 1924 tarihinde Hilafet kaldırılarak yönetimdeki iki başlılığa son verildi.

Osmanlı döneminde Şer’iye ve Evkaf Bakanlığı vardı. Bu bakanlıklarda din ve devlet işleri birlikte yürütülüyor, adalet şeriat mahkemelerinde dağıtılıyor, dinsel vakıflar ve ordu buradan yönetiliyordu. Kurulan yeni cumhuriyette toplumsal yaşamla ilgili düzenlemeler yapma yetkisi, meclise ve onun oluşturduğu hükümete aitti. Bu nedenle Şer’iye ve Evkaf Bakanlığı kaldırıldı. Çıkarılan bir yasa ile başbakanlığa bağlı Diyanet İşleri Başkanlığı kuruldu. Diyanet İşleri Başkanlığı, ülke içindeki tüm cami ve mescitlerde çalışan imam ve müftüleri yönetecek, dinle ilgili çalışmaları denetleyecekti. Bu arada Genelkurmay Bakanlığı da kaldırılarak “Genelkurmay Başkanlığı” kuruldu. Ordu ile siyasetin de ayrılması sağlandı.

3 Mart 1924 tarihinde mecliste yapılan başka bir düzenleme ile Tevhid-i Tedrisat Yasası kabul edildi. Osmanlı döneminde eğitim, dini temele dayanıyordu. Ayrıca yabancılara verilen ödünlerle azınlıklar, ülke içinde kendi okullarını açmışlardı. Eğitimde birlik yoktu. Mustafa Kemal Atatürk, ülkenin geri kalmışlığını eğitimin çağdışı ve ulusal birlikten yoksun oluşunda görüyor, eğitime çok önem veriyordu. Bu nedenle aynı tarihte meclisten geçirilen bir yasa ile eğitim ve öğretimde birlik sağlandı. Bu yasa ile çok başlı eğitime son verildi. Çağın dışında kalmış akıl ve bilimi dışlayan medreseler kapatıldı. Azınlık okullarında Türkçe zorunlu kılındı. Böylece ülkede laik, çağdaş, bilimsel ve ulusal bir eğitim sisteminin temelleri atılmış oldu.

Aynı tarihte çıkarılan bu üç devrim yasası ile ülkenin kalkınmasının önündeki en önemli engeller aşılmaya çalışıldı. Bu yasalar, anayasa ile koruma altına alındı. Bugünkü anayasamızın 174. Maddesi, “İnkılap kanunlarının korunması” başlığı altında bu yasaları halen korumaktadır.

Ülkemizde çok partili demokrasiye geçildiği 1946 yılından beri iktidara gelen siyasi partiler, özellikle Laiklik ilkesini bir hayli aşındırmışlardır. 17 yıldır iktidarda olan AKP iktidarı, siyasi İslam’ı benimsemiş, cumhuriyetimizi geriye doğru bir hayli değiştirip dönüştürmüştür. Atatürk devrimlerine karşı olan güçler ise 15 Temmuz’da iktidarı bir darbe ile ele geçirmeye çalışmışlardır. Atatürk devrimlerine bağlı askerlerimiz ve halk, darbeyi başarısız bırakmıştır. 2017 yılındaki halk oylamasıyla yapılan anayasa değişiklikleri ile demokrasiden ve parlamenter sistemden bir hayli uzaklaşılıp ülke, tek adam rejimine kolayca geçebilecek bir hale getirilmiştir.

Özetleyecek olursak; 3 Mart 1924 yılında çıkarılan devrim yasaları dediğimiz üç önemli yasa, Cumhuriyetimizin çağdaşlaşma yolunda önünü açan yasalar olmuştur. Ancak Mustafa Kemal’e ve devrimlerine karşı olanların gizli çalışmaları ile bu kazanımların çoğu kaybedilmiştir.

Ülkemiz, Atatürk ilkelerinden uzaklaştıkça sorunları büyümüştür. Yaşadığımız her sorunun çözümü ve ülkemizi yeniden tam bağımsız, kalkınmış, uluslararası topluluğun saygın bir üyesi haline getirmek, yine onun ilkelerine dönmekten geçmektedir.

Bakmadan Geçme