• Haberler
  • Ekonomi
  • Depozito Tartışması Büyüyor: Kiracılar ve Ev Sahipleri Karşı Karşıya

Depozito Tartışması Büyüyor: Kiracılar ve Ev Sahipleri Karşı Karşıya

Kira ilişkilerinde en sık yaşanan sorunlardan biri olan depozito iadesi, son dönemde yeniden gündemde. Kiracılar, yıllar önce ödedikleri depozitonun bugünkü ekonomik koşullar karşısında neredeyse anlamını yitirdiğini ifade ederken ev sahipleri, aldıkları miktarı sözleşmeye uygun şekilde geri verdiklerini savunuyor.

Özellikle uzun süreli kiracılıklarda, örneğin 5 yılı aşkın süredir aynı evde oturan vatandaşlar, çıkış aşamasında iade edilen tutarın alım gücü açısından neredeyse yok olduğunu dile getiriyor. 2018 yılında yatırılan 1.000 TL’lik depozito, 2025’e gelindiğinde aynı miktarla iade edildiğinde, gerçek anlamda bir güvence olmaktan uzak kalıyor. Ancak ev sahipleri, mevzuata göre sadece o gün yatırılan meblağı iade etmekle yükümlü olduklarını belirtiyor.

Hukuki açıdan bakıldığında da, uzmanlar kira kontratlarında “depozito güncellenerek iade edilir” gibi özel bir madde yer almıyorsa, mal sahibinin enflasyon farkı ya da alım gücü düşüşü gibi faktörleri dikkate almak zorunda olmadığını ifade ediyor. Bu da kiracılar açısından ciddi bir mağduriyet algısı yaratıyor ve bazı durumlarda uyuşmazlık mahkeme yoluyla çözülmeye çalışılıyor.

Kiracılı Evler Daha Ucuza Satılıyor
Bir başka dikkat çeken nokta ise, içinde kiracı bulunan evlerin satışıyla ilgili. Gayrimenkul piyasasında yatırımcılar, kiracıyla uğraşmak istemediği için kiracılı evlere mesafeli yaklaşıyor. Özellikle kiracıyı tahliye etmek amacıyla açılan davaların iki üç yıl sürebilmesi, bu evlerin değerini düşüren önemli bir etken olarak öne çıkıyor.

Bu nedenle kiracılı konutlar, boş dairelere kıyasla yüzde 10 ila 30 oranında daha düşük fiyata alıcı bulabiliyor. Emlakçılar, bu durumun piyasa dinamiklerine yansıdığını ve kiracılı evlerin “riskli ama uygun fiyatlı” olarak değerlendirildiğini belirtiyor.

Tüm bu gelişmeler, kiracı-ev sahibi ilişkisinin sadece kira bedeliyle sınırlı kalmadığını, depozito ve hukuki süreçlerin de ciddi birer pazarlık ve sorun alanı haline geldiğini bir kez daha ortaya koyuyor.

Bakmadan Geçme