“Değerlerin”- 19- Yaylalar5
Sevgili Ödemişli dostlarım, bu yazı dizimizin bugün sonuncusunu sizinle paylaşacağım. Umuyorum önemli yerlerini evlatlarınız için not...
Sevgili Ödemişli dostlarım, bu yazı dizimizin bugün sonuncusunu sizinle paylaşacağım. Umuyorum önemli yerlerini evlatlarınız için not almışsınızdır. Zira Kuva-yı Milliye zamanındaki kahramanlıklarının sayfalara yetmeyeceği bir şehri sadece öyle de görmek haksızlık olurdu. Umuyorum bu süreç içinde bana katlanmışsınızdır.
Ayvacık ve Kılıç yaylaları
Bozdağlar Platosu üzerinde bulunan kuzey-güney yönlü, oluk şekilli çukurluklardan Subatan Yaylası’na bitişik olanıdır.
Ayvacık, Bozdağlar üzerindeki diğer çukurluklar gibi halk arasında yayla olarak anılmaktadır. Denizden yüksekliği ortalama 850 metre olan yayla, Akdeniz ikliminin etkisindedir. Çevresindeki ovalara göre yaz ve kış sıcaklık değerleri düşüktür. Temmuz ayı sıcaklık ortalaması 20 °C, Ocak ayı ortalaması 0°C ve yıllık sıcaklık ortalaması 10°C olarak gerçekleşir. Yıllık yağış miktarı 900 mm. civarında ve kar yağışlı gün ortalama 3’tür.
Yaylanın kuzeydoğu bölümünde yer alan düden, yaylanın adı ile anılmaktadır. Ayvacık Yaylası Ödemiş’e 19, İzmir’e 131 km. mesafededir. Yaylada devamlı bir yerleşim yoktur. Yaz aylarında Çağlayan, Dolaylar, Mursallı ve Günlüce mahallelerinden göçenler, yayla içinde farklı yerlerde ikamet ederler ve tarımla uğraşırlar.
Ayvacık Düdeni, yaylanın gür orman dokusu dışında en önemli turistik unsurudur. Ayvacık Düdeni, 228 metre derinlikte dikine bir mağara sistemi sunmaktadır. Bu özelliği ile mağaracılık sporuna ve maceraperestlere uygun bir mekandır. Bu mağara sistemi, Kıyı Ege Bölümü’ndeki en çetin mağara parkurunu oluşturmaktadır. Yerli ve yabancı mağaracılık ekipleri, düdene yoğun ilgi göstermektedir.
Yayla, kış turizmi alt yapısına sahip değildir. Ancak bahar ve yaz aylarında az da olsa günübirlikçileri ağırlamaktadır. Kros, doğa yürüyüşleri ve bisiklet sporu için uygun bir ortama sahiptir. Doğal ve kültürel dokunun en iyi korunduğu yaylalardan biri olarak dikkat çekmektedir.
Yaylanın kuzeybatı ucunun devamında bulunan Kılıç Yaylası, doğa ve botanik turizmi için Ayvacık Yaylası’nın devamı gibidir. Her iki yaylada da fidancılık yapılmaktadır.
İlkkurşun
1800’lü yıllarda Kafkasya’dan göçen Çerkesler tarafından kurulmuştur. Ödemiş’in 12 km batısında, Ödemiş-İzmir karayolu üzerindedir. Yunan işgal kuvvetlerine karşı ilk milli sivil direniş, 30 Mayıs- 1 Haziran 1919’da İlkkurşun’da başlamıştır. Bu günün anısına 1925 yılında köyün hakim tepelerinden birine İlkkurşun Şehitler Anıtı dikilmiştir. Her yıl aynı tarihte burada şenlikler düzenlenmektedir. Milli Mücadele’ye kadar Hacı İlyas olarak anılan köyün adı, Cumhuriyet döneminde İlkkurşun olarak değiştirilmiştir.
Belediye tarafından kurulan Ödemiş Yıldız Kent Arşivi ve Müzesi’nde (ÖYKAM) “İlkkurşun Savaşı” başlıklı Milli Mücadele yıllarını anlatan tematik sergi, ziyaretçilerimizi beklemektedir.
Konaklı
Konaklı (Adagüme), Aydın Dağları’nın kuzey eteğinde, Ödemiş’in güneyinde yer alır. Ödemiş’e 17 km, İzmir’e 110 km, Aydın’a 70 km mesafede olup asfalt yollarla bağlıdır.
Konaklı, tarihi yapısı ile ilgi çekmektedir. Soğukluk Deresi’ndeki günümüzden binlerce yıl öncesine uzanan Beşparmak Kayası’ndaki şematik kazıma figürler, Batı Anadolu Bölgesi’nin en eski kültürel varlıklarından biridir. İçinde barındırdığı yapıların bir kısmı, Osmanlı dönemi iki katlı konak mimarisine benzediği için 1962’de “Konaklı” adı verilmiştir.
Konaklı’da Çakal Tepesi, İkipelitler, Çolağın Konduğu Yer, İkitepe mevkilerinde ve Kumtepe Höyüğü’nün güneyinde kaya mezarları bulunmaktadır. Anonim anlatıma göre, Konaklı için önemli bir kişi olan Kara Davut Bey (Davut Dede), Konaklı’nın gelişmesinde öncü rol oynamış ve burada bir zaviye de kurmuştur. Fetihler sırasında şehit düşünce Konaklı’nın batısında Erdedeler denilen yere mezarı yaptırılmıştır. Ayrıca Bizans (Doğu Roma İmparatorluğu) döneminden kalma birçok eser bulunmaktadır. Osmanlı dönemine ait Kadı Çalık Gazi’nin mezar taşı da önemli eserlerdendir.
Kendinize iyi bakınız. Kentiniz evlatlarınızın geleceği unutmayınız. Ve umuyorum bu yazı dizisi, belgesel eksiklerimizi, bilgisel yanlışlıklarımızı giderir.
Sevgiler…