Daha ne yazayım ben?

'Sokak röportajları yapan dört isim hakkında gözaltı kararı çıkarıldı' başlığını okuduğumda her zaman olduğu gibi güvenilir...

“Sokak röportajları yapan dört isim hakkında gözaltı kararı çıkarıldı” başlığını okuduğumda her zaman olduğu gibi güvenilir kaynaklardan haberin doğruluğunu araştırdım. Baktım birçok internet sitesinde haber paylaşılmıştı. “Kendine Muhabir’den Hasan Köksoy, ‘Sade Vatandaş’ lakaplı Mehmet Koyuncu, İlave TV’den Arif Kocabıyık ve Turan Kural’ın evlerine bugün sabah saatlerinde baskın yapıldı. Kendine Muhabir’in Twitter hesabından yapılan açıklamaya göre kendisinin evindeki iletişim araçlarına da el kondu.”

Sizi bilmem ama ara ara bu tip röportajları izlediğim olur. İzleme amacım da çevremizde ne tür insanlar veya düşünceler var sorusuna sağlıklı yanıt verebilmektir.

Bilmiyorum izliyor musunuz, Küçük Menderes Gazetesi’nin sosyal medyada TV yayını olan TV9 İzmir’de de benzeri programlar yayınlanıyor. Sevcan Çiftçi Şad, mikrofonu vatandaşlara tutup konuşmalarını istiyor. İlgi görüyor olacak ki bazı vatandaşları seriye almış gibi.

Geçtiğimiz günlerde programlarını ilgi ile izlediğimi söyledim ama konuşan vatandaşın kimliğini yazmadıkları için küçük bir eleştiri hatırlatma yaptım.

Özellikle siyasi ve ekonomik konularda ortaya konuşanlar var ama bazı konuşmacılar karikatür gibi… Sanki Ödemiş’te yaşamıyorlar… Sanki çarşı pazara çıkıp alışveriş yapmıyorlar…

Genelde yorum yapmayı da sevmiyorum çünkü yorum yaptığınızda size ağız dolusu küfür yazacak dengesizler de var. Durup dururken al başına belayı…

Diyelim ki araç yanınızdan geçerken elbisenize çamur sıçrattı. Ne yaparsınız? Ben bir dahaki sefere çamurun yanından geçmemeye gayret ederim. Aracın peşinden gitmeye kalkarsanız başınız ağrıdan kurtulmaz. Bırakın araç şoförü sizinle karşılaşmaktan kaçsın…

Dönelim yine sokak röportajlarına…

Dikkat ederseniz konuşmacıların çoğunluğu ya kara diyor ya da ak! Kara ve ak diyenlerin büyük çoğunluğu, asker gibi oy verdikleri partilere toz kondurmamaya çalışıyorlar. Ekonomi konusunda ya battık ya da uçuyoruz…

Batmadık da uçmuyoruz da…

Pazar günü birkaç arkadaşla kahvede oturalım dedik… Garson geldi ve ne içmek istediğimizi sordu. Bir şeyler içeceğiz tabi. Çınar gölgesi değil elbet oturduğumuz yer. Kirası var, vergisi var, elemanı var; sonra kahve olmuş bilmem kaç lira…

Bir arkadaş ayran istedi. Garson, “Abi ayran 5 lira oldu” diye uyardı.

Hepimiz birbirimize baktık… Ben, kış çayı diye tarçın istedim. Biraz boğazım yansın istedim. Aramızdan ayran isteyen de olmadı kahve isteyen de…

Tamam batmadık, aç değiliz ama uçmuyoruz ve kötüye doğru giden bir şeyler var yahu!

Bir vatandaş, “Emekli maaşımla geçinip gidiyorum, ayağımızı yorganımıza göre uzatıyoruz. Eskiden de zam yapılıyordu, şükür halimize” dedi.

Daha ne yazayım ben?

Bakmadan Geçme