ÇYDD ne yapıyor?

Hani, her şeyi eleştirip hiçbir taşın altına elini sokmayan 'tatlı su balıkları' vardır ya! Hani, sorunları...

Hani, her şeyi eleştirip hiçbir taşın altına elini sokmayan ‘tatlı su balıkları’ vardır ya!

Hani, sorunları bir bir sıralamakta ve herkesi suçlamakta ellerine su dökülmez ya!

Hani, sorunları çözmek konusunda bin bir proje ortaya koyup da bunların bir ucundan tutmayan klavye yazıcıları vardır ya!

Ne desek boştur…

**

ÇYDD, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği’nin kısaltılmış halidir.

“Atatürk ilke ve devrimlerini korumak, geliştirmek, çağdaş eğitim yoluyla çağdaş insan ve çağdaş topluma ulaşmak amacını güden Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği, ülkenin ‘çağdaş uygarlık düzeyinin üzerine çıkması’ ülküsü için bilgi, beceri ve deneyim birikimiyle, gönüllü çalışan bir sivil toplum örgütüdür.”

Belki farkında değilsiniz ama Türkiye’nin birçok yerinde bu çerçevede uğraş veren çok sayıda insan var.

Ne için uğraşıyor bu insanlar?

“Çağdaş toplum ve çağdaş birey için… Evrensel; çocuk, kadın ve insan haklarına saygılı; demokratik, laik bir toplum ve sosyal hukuk devleti düzeninin gerçekleştirilmesi, korunması ve geliştirilmesi, bireylerin hukuksal, siyasal, ekonomik, kültürel, toplumsal, fiziksel konumunun geliştirilmesi, tüm insan hakları ve özgürlüklerinden yararlanmalarının sağlanması, toplumda çevre sorunları ve kültürel mirasımızla ilgili duyarlılığın arttırılması ve çevre bilincinin yerleştirilmesi öncelik taşır.”

“Sorunların değil, çözümün bir parçası olmak: ÇYDD’nin amacı, ülke sorunlarının çözümüne yönelik somut projeler oluşturarak toplumun kalkınmasına katkıda bulunmaktır. Resmi ve özel kuruluşlarla işbirliği yapmak: ÇYDD, amacı doğrultusundaki projelerini profesyonel çalışanları, gönüllüleri, ilgili kurum ve kuruluşlarla iş birliği içinde gerçekleştirir. Partiler üstü konumunu korumak: ÇYDD, amacı doğrultusundaki çalışmalarında partiler üstü konumunu korumaya özen gösterir.”

ÇYDD Ödemiş Şubesi, mart ayının sonunda yapılan kongreyle yeni yönetim kurulunu belirledi. Genel kurul öncesi sohbet ettiğimiz yönetimden birkaç arkadaş, “Sen de bir dönem yöneticilik yapsan iyi olur” dedi. “Yahu benim işim gücüm” falan demeye kalmadan bir de baktım ki Sadettin Şanlı, İkbal Sezgin, Ümran Akça Ateş, Safiye Özçelik, Nurgün Fidan ve Serpil Özben’in de aralarında bulunduğu yeni yönetim kurulu içinde yer almışım.

Biliyorsunuz 15 aylık bir salgın yasakları dönemi, yeni yeni gerilerde kalmaya başladı. Yeni normal adı verilen bu yeni süreçte eskisi gibi olmasa da yine kaldığımız yerden devam edeceğiz.

Derneğin Ödemiş’te ilk kurulduğu andan bu yana üyesiyim.

Üyesiyim ama dernek ne durumda, borcu harcı var mı gibi soruların yanıtlarını bilmiyorum.

Derneğin görev tarifinde şunları yazıyor: “Atatürk ilke ve devrimlerini ve Cumhuriyet’in kazanımlarını koruma yolunda, bilimsel düşünme ve sorgulama yetilerini geliştiren, insan haklarına saygılı çağdaş bir yaşam ve eğitim için çözüm üretmek ve kamuoyu oluşturmaktır.”

En önemli çalışması, maddi yetersizlik içinde bulunan, özellikle kız öğrencilere burs sağlamak.

Geçtiğimiz günlerde bir grup genç arkadaşla toplandık. Dedik ki: “Derneğimiz kamuoyunda biliniyor ama çok fazla tanınmıyor. Biz en iyisi arada bir broşür yayınlayıp etkinliklerim ve çalışma alanlarımız hakkında bilgiler verelim.”

Madem yeni bir döneme giriyoruz, madem yeni bir yönetimiz… O halde önümüzdeki günlerde neler yapabiliriz bir planlama yapalım.

Ödemiş’in en doğusunda üç köyü var: Uzundere, Orhangazi ve Köfündere. Kaç kişi gitti bu köylere?

Kolları sıvadık ve “Bu köylere gidip çocuklar için küçük de olsa sokak gösterileri yapalım ve onlara çeşitli armağanlar verelim” dedik.

Çocuklara neler verilebilir? Katkı sağlamak isteyenler varsa yönetim kurulu üyesi arkadaşımız Serpil Özben’in Ulus Parkı çevresinde işlettiği Butik Tutku’ya uğrayabilir veya adını saydığım arkadaşlarla bağlantı kurabilir.

Bakmadan Geçme