Cumhuriyet ve 10 Kasım…

Cumhuriyet konusunda yazdım. Okuyanlar hatırlayacaktır. Üç kelime ile özetlenecekse TBMM, laiklik ve kadın hakları… Cumhuriyet için...

Cumhuriyet konusunda yazdım. Okuyanlar hatırlayacaktır. Üç kelime ile özetlenecekse TBMM, laiklik ve kadın hakları…

Cumhuriyet için üç kelime tabii ki çok özet… 30 kelime daha sayabilirim.

Cumhuriyet diyorum ama siz 2019’u değil, 1919’u ve dönemin komşu ülkelerini düşünün.

Yazıyı yine tarih bilgileri ile doldurmayalım. Onları zaten isteyenler, benim gibi çeşitli kaynaklardan öğrenebilir. Artık bilgiye ulaşmak çok kolay. Öyle ki bilgisayarlar, başka dillerde hatta alfabelerde yazılmış metinleri bile istediğiniz alfabeye veya dile çevirebiliyor.

Alfabe dedik ya… Onun için de birkaç cümle etmezsek yazık olur.

Sanıldığı gibi Türkiye’de alfabe, bir günde değiştirilmemiş ve Türk ulusu bir gecede cahil kalmamıştır.

Osmanlıca için ‘dedemizin mektuplaşma dili’ deniyor ya… Kaynakların yazdığına göre Osmanlı’da okuma yazma oranı %5’lerde idi.

Arapça, Arap harfleri, Kur’an Arapçası, Osmanlıca, Türkçe ve Latin harfleri ile ilgili bir köşe yazısı büyüklüğünde özet bilgi paylaşacağım ama sıra gelirse.

Şimdi konuyu dağıtmayalım.

Biliyorsunuz, daha önce de yazdığım gibi Ödemiş, Cumhuriyet Bayramı’nda güzel bir başarıya imza attı. Hem ilçemizin cumhuriyetçi kimliği hem de adı, güzel bir organizasyon ile Türkiye’ye duyuruldu.

Bu organizasyonda Ödemiş’in vatandaşı ile parasının ve Halk Eğitim eğitmenlerinin payı vardı.

Üstünde durmadan geçelim…

“Acaba” dedim, “Bu coşku 10 Kasım’da da kendini gösterecek mi?”

Ödemiş Ortaokulu yönetici, öğretmen ve öğrencilerini kutluyorum. Atatürk giysili yüzlerce öğrenci, Atatürk İlkokulu önünde toplanıp Atatürk anıtı önüne kadar yürüdüler. Milli Eğitim Müdürümüz Sayın Bahattin Gengörü de oğlu ile birlikte yürüyüşün en önünde idi. Meydanda da oldukça kalabalık bir vatandaş topluluğu vardı.

Daha önce böyle bir etkinlik var mıydı? Sorunun yanıtını siz biliyorsunuz…

Yanlış anlaşılmasın, karşılaştırma yapmak değil derdim ama sanki yeni kuşak gençlik, Atatürk ve Cumhuriyet konusunda biraz duyarlı olacak gibi.

Atatürk çok eleştirildi…

Sağdan sola, ilericiden gericiye herkes onu kendine çekmeye çalıştı. Acımasızca eleştirenler hatta hakaret edenler oldu…

Atatürk eleştirilemez mi? Elbette ki eleştirilebilir ve eksik bulunabilir ama bunu bilimsel çerçevede ve insaf sınırları içinde yapmak gerekir. Bir de 100 yıl öncesinin koşullarını unutmadan.

Şunu rahatlıkla söyleyebiliriz ki Atatürk ve düşünce/silah arkadaşları olmasaydı belki de 600 yıllık Osmanlı, bir Ortadoğu ülkesi olarak Anadolu’nun orta bölgelerine sıkışıp kalacaktı.

Artık şu Osmanlı-T.C. karşılaştırmasını da bir kenara bırakmamız gerekiyor çünkü bunun kimseye faydası yoktur. İstanbul Hükümeti ile Ankara Hükümeti’nin ne olup olmadığını tarihçiler zaten yazmış. Kuva-yı Milliye’nin hangi ihtiyaçlardan dolayı ortaya çıktığını ilkokul öğrencileri bile biliyor.

**

Yazımı 10 Kasım akşamı Kültür Merkezi’nde sergilenen Atatürk Oratoryosu’nun arkasından yazdım.

Ege Üniversitesi Konservatuarı öğrencilerine, yöneticilerine, şef Mahmut Karagenç’e ve onları bizimle buluşturan Ödemiş Belediyesi’ne teşekkür ediyorum.

Gerçekten kaliteli ve duygu yüklü bir gece idi.

Yazının özeti, 100 yıl öncesi hepimizin tarihidir. Önemli olan “Vatan topraklarında ne yapar ne ederiz de insanca yaşamanın temellerini sağlamlaştırırız?” sorusunun yanıtındadır.

Bakmadan Geçme