Cumhur
Cumhur, Kütahya’nın köylerinden birinde doğmuştu. 29 Ekim 1936 yılında Cumhuriyet Bayramı gününde doğduğu için Cumhur koymuştu...
Cumhur, Kütahya’nın köylerinden birinde doğmuştu. 29 Ekim 1936 yılında Cumhuriyet Bayramı gününde doğduğu için Cumhur koymuştu adını babası. Askerlik hizmetini bitirdikten sonra yirmi iki yaşında köylüleriyle birlikte Kaymakçı’ya orakçı olarak ekin biçmeye gelmişti. O zamanlar Kaymakçı ve çevresinde arpa buğday çokça ekilmektedir. Orak işini yerli halk yapmak istemediğinden ya da fazla para istediğinden Afyon ve Kütahya taraflarından gruplar halinde gelen ve Kaymakçılıların “gırlı” dediği orakçılar yapardı. Bu orakçılar, her yıl Mayıs ayı sonlarına doğru Kaymakçı’ya gelir, hasat sonunda memleketlerine dönerdi.
Kaymakçı halkı, adından da belli olduğu gibi o dönemlerde hayvancılıkla geçinirdi. Kaymakçı’da Hasan Çavuş adında zengin bir adam vardı. Büyükbaş ve küçükbaş hayvanı oldukça kalabalık olduğu için arpa buğday ekimi fazlaydı. Tek başına bu işlerin hakkında gelemiyordu. Her yıl Kütahya tarafından gelen bu orakçıları birkaç gün misafir eder, bu süre içinde ne kadar arpa buğdayı varsa biçtirir, onların parasını verir, karınlarını doyurduktan sonra gelecek yıl tekrar buluşmak dileğiyle uğurlardı.
O yıl yine gelmişti Kütahyalı orakçılar ama bir değişiklik vardı. Geçen yılki yaşlı olan orakçının yerine genç, uzun boylu, yakışıklı ve güçlü kuvvetli bir delikanlı gelmişti. Hasan Çavuş, daha ilk görüşte bu delikanlıyı beğenmişti. Adının Cumhur olduğunu öğrendiğinde daha da beğendi çünkü Hasan Çavuş; cumhuriyetçi, Atatürk ilke ve inkılaplarına bağlı bir adamdı. Bu delikanlının kendi çiftlik işlerinde yardımcı olmasını geçirdi kafasından. Hasan Çavuş’un ne oğlu ne de kızı vardı. Bu delikanlı, tam Hasan Çavuş’a göre bir adamdı. Hasan Çavuş, hepsinin elini sıktıktan sonra onlara yer gösterdi. Eşyalarını koydular. Evin önündeki dut ağacının gölgesine oturdular. Biraz hoş beşten sonra evin hanımı, yemek koydu misafirlere. Hasan Çavuş da onlarla beraber aynı sofrada yemek yedi. Yemek esnasında Hasan Çavuş’un gözü, hep Cumhur’un üzerindeydi. Cumhur da bunun farkına varmış olmalı ki mahcup bir şekilde gözlerini başka yöne çeviriyordu.
Akşam olduğunda orakçılar, her yıl olduğu gibi Hasan Çavuş’un kendilerine gösterdiği bağ evine gittiler. Geceyi burada geçirdiler. Hasat süresince burada kalacaklardı.
Ertesi gün orakçılar, Hasan Çavuş’un işine koyuldular. Beş gün boyunca arpa buğday ne varsa biçtiler. Hasan Çavuş, bu beş gün içinde de Cumhur’u takip etti. Cumhur, işinde çok titiz ve dikkatliydi. Yaptığı işi düzenli yapıyor, ekini çok temiz biçiyordu. Hasan Çavuş’un gözüne bir o kadar daha girmişti. “Bir kızım olsaydı da bu delikanlıya verseydim” diye hayıflandı.
Beşinci günün sonunda orakçılar gitmeye hazırlanırlarken Hasan Çavuş, onlara bir sofra hazırlattı. Sofrada herkesin parasını verdi. Hepsine teşekkür ettikten sonra kafasından geçenleri Cumhur’a söyledi: “Cumhur, senin çalışmanı çok beğendim. Benim senin gibi bir yardımcıya ihtiyacım var. İstersen gel benim yardımcım ol. Burada aldığın yevmiyeden daha çok veririm sana. Memleketinde seni bağlayan bir şey yoksa gel benimle kal, birlikte çalışalım.”
Cumhur’un memlekette anası babası yoktu. Daha küçükken kaybetmişti onları. Yetim büyümüştü. Komşuların desteğiyle bu yaşa gelmiş, askerliğini de yapmıştı. Hasan Çavuş’un teklifi, Cumhur’un hoşuna gitti ama hemen evet diyemedi. “Ben bir düşüneyim, sana yarın yanıt vereyim Hasan Amca” dedi. “Tamam, yarın yanıtını bekliyorum. Kabul edersen sevinirim.”
Orakçılar oradan ayrıldı. Yolda giderken diğer orakçılar Cumhur’a, “Başına devlet kuşu kondu, kabul et, ağa iyi adamdır. Kabul edersen sen kazanırsın. İstersen arasını soğutma, hemen dön” dediler.
Cumhur’un da kafasına yattı bu iş. Arkadaşlarıyla vedalaşıp Hasan Çavuş’un evine döndü. Hasan Çavuş, koyunları ağıldan çıkarırken Cumhur’un geldiğini gördü:
– Ne oldu Cumhur, bir şey mi unuttunuz?
– Hayır ağam, senin teklifini kabul ediyorum.
Hasan Çavuş çok sevindi. Cumhur’u kucakladı. Cumhur, ağanın elini öptü. Ağıldan koyunları çıkardı. Kırk yıllık çobanmış gibi onları otlatmaya götürdü.
Cumhur, bundan sonra Hasan Çavuş’un gerçek oğluymuş gibi çalışmayı sürdürdü. Cumhur da Kaymakçılı oldu. Evlendi, çoluk çocuğa karıştı.
Sevgi, saygı ve mutluluklar.
Bakmadan Geçme





