Çökertme yalıları!

Beşiktaş'ın 'Çarşı' taraftar grubunu biliyorsunuz. Sadece futbolla değil, dünya ve ülke gündemi ile de ilgilenen taraftarların...

Haber

Beşiktaş’ın ‘Çarşı’ taraftar grubunu biliyorsunuz. Sadece futbolla değil, dünya ve ülke gündemi ile de ilgilenen taraftarların buluştuğu bir topluluk. ‘Çarşı, her şeye karşı’ sloganı ile de biliniyor.

‘Her şeye karşı’ olmak! Mümkün mü? Elbette değil.

Bir de Mandıra Filozofu vardı biliyorsunuz:

“Ben paraya karşıyım!”

“Ben çalışmaya da karşıyım!”

Bu cümleleri düşünsel derinliğinden koparıp alırsanız tabii ki ilk anlamda çok saçma gelebilir.

Hiç çalışmadan olur mu?

Ama Mustafa Ali, aslında şunu diyordu: “Ben biriktirmeye yönelik çalışmaya karşıyım”

Filmi izlediyseniz bir filozofun “Anne karnına sığan insan, dünyaya sığamaz hale gelir, sonunda bir metrekarelik alana girer” cümlesi de alıntı yapılarak söyleniyordu.

Başrollerde Müfit Can Saçıntı, Rasim Öztekin, Ayda Aksel…

Senaryo Birol Güven… Filmin çekimleri, Bodrum’un Çökertme köyünde yapılmış.

“Çökertmeden çıktım da Halil’im / Aman başım selamet

Bitez de yalısına varmadan Halil’im / Aman koptu kıyamet”

Paraya karşı olan Mustafa Ali, Çökertme köyünde şehir hayatından uzak yaşamaktadır. Yaşayabilmek için doğanın verdiği imkanların yeterli olduğu felsefesine inanmaktadır. İstanbul’da yaşayan zengin iş adamı Cavit’in Mustafa Ali’nin arazisini alarak otel yapmak istemesi ile olaylar değişik bir yörüngeye girer ve Mustafa Ali’nin düşüncelerinden etkilenen Cavit, sonunda işi gücü bırakmak durumunda kalır.

Haberlerde görmüşsünüzdür, 28 Temmuz’dan bu yana devam eden yangınlar sonrası Mandıra Filozofu filminin çekildiği Çökertme Koyu da küle dönmüş.

Filmi pazar günü yeniden izledim. Sanki olacakları sezmiş gibi… Komedi de olsa filmde Mustafa Ali ve Cavit kimliğinde iki dünya görüşü çarpışıyordu:

Yemyeşil koyda doğal ve sakin bir yaşam sürmek…

Yemyeşil koyun içine ranta dayalı büyük binalar ve oteller yapıp para kazanmak…

Farkında mısınız? Dünyayı elbirliği ile öldürüyoruz…

**

Şimdi “Kim yaktı bu ormanları?” tartışması sürüp gidiyor…

“Daha iyi önlem alınabilir miydi?” soruları ardı arkası geliyor…

Kimi diyor “Örgüt yaktı, internette görüntüler var…”

Kimi diyor “Yangınların arkasında otel mafyası var…”

Belki de hedef saptırıyorlar!

Şimdi de “Yanan ormanların temizlenmesi ve yeniden yeşillendirilmesi çalışmalarının arkasında da yine rant ekonomisi var. Buralarda göçmenlere istihdam sağlanacak. Hatta demografik yapı değiştirilecek…” söylentileri…

Geçmiş deneyimler bize gösterdi ki yanan ormanların yerine oteller dikilmiş…

Marmaris, Bodrum, Manavgat…

28 Temmuz tarihinde Manavgat’ta çıkan yangın hala sürüyor…

Haberlerde gördüm: Yunanistan’da süren yangınlara uçak desteği verecekmişiz.

Ajanslar, 5 Ağustos tarihli haberlerinde şu bilgiyi geçiyorlardı: “Muğla’daki orman yangılarıyla mücadele eden ekiplere destek vermek amacıyla İstanbul’dan yola çıkan Türkiye’nin ilk acil müdahale gemisi ‘Nene Hatun’, Çanakkale Boğazı’ndan geçti.”

Daha çok gemiye, daha çok uçağa, daha çok söndürme araç gerecine ve özellikle orman yangınları ile ilgili her an hazır bekleyen görevli, asker ve eğitimli sivil yurttaşa ihtiyacımız var.

“Burası da Aspat değil Halil’im / Aman Bitez yalısı

Yüreğime sancı saldı / Aman kurşun yarası”

Yurt savunması, sadece savaşla yapılmaz!

Bakmadan Geçme