Çocuk istismarı ve psikolojik etkileri
Dünyadaki çocukların yaklaşık %10'unun istismar mağduru olduğunu, bu oranın ülkemizde %50'yi bulabildiğini biliyor muydunuz? Peki bu...
Dünyadaki çocukların yaklaşık %10’unun istismar mağduru olduğunu, bu oranın ülkemizde %50’yi bulabildiğini biliyor muydunuz? Peki bu çocukların %70 ile % 75’inin yaşlarının 2-10 arasında olduğunu ve erkek çocuklarının da en az kız çocuklar kadar istismar konusunda mağdur olduğunu daha önce duymuş muydunuz? Özellikle ülkemizde her üç kız çocuktan birinin ve her beş erkek çocuktan birinin cinsel istismar mağduru olduğunu biliyor muydunuz? Evet! Acı veren çarpıcı gerçekler.
Peki istismar tam olarak ne? İstismar; duygusal, fiziksel ve cinsel olarak üçe ayrılan, çocuğun psikososyal, sağlık ve fiziksel gelişimini olumsuz yönde etkileyen her türlü olumsuz davranışlardır. Bu davranışlar çocuğa kimi zaman korkutularak, kimi zaman kandırılarak ve tehdit edilerek, kimi zamanda güç kullanılarak yapılır. Oldukça yaygın olan bu durum, herhangi bir sosyal kültürel, ekonomik ya da toplumu ve kişileri sınıflara ayıran herhangi bir şey (ırk, etnik köken vb.) fark etmeksizin oluşabilir.
Duygusal ve fiziksel istismar konusunu bir sonraki haftaya bırakıp cinsel istismardan devam ediyorum. Cinsel istismar, cinsel doyum sağlamak ve cinsel fantezileri gerçekleştirmek için 18 yaşından küçük genç ve çocuklara bir yetişkin tarafından cinsel davranışlarda bulunulmasıdır. Bu olayın cinsel istismar sayılabilmesi için gerçek anlamda birleşme gerekmeksizin dokunmak, okşamak, sürtünmek, göstertmek ve izlemek de bu anlama gelir. Bu gibi durumlarda çocuğun rızasının olduğu, söz konusu bile olamaz.
Cinsel istismar, çoğu kez gizlenir ve tesadüfen ortaya çıkar. Bu durumun nedenlerine bakarsak; mağdur olan çocuğun kendisine ne olduğu ve ne yapıldığı konusunda farkındalık geliştirmemiş olması, anne ve babasının sevgisini yitirmekten korkması, toplum tarafından dışlanma ve inanılmama korkusuna sahip olması ve aynı zamanda bu çocuk bir şeylerle tehdit edildiği için korkup susuyor olması olabilir. Dolayısıyla anne ve babaların bu konuda uyanık olması gerekir. Örneğin; şu maddelere dikkat etmelisiniz:
Öncelikle çocuğunuz konusunda iyi bir gözlemci olmalısınız. Ayrıca onunla kuracağınız net ve açık iletişim de bu konuda oldukça önemli.
Çocuğunuzun oyun davranışlarını inceleyin. Oyuncakları nasıl kullandığını ve oyunlarının cinsel içerikli olup olmadığına dikkat edin.
Çocuğunuzun kullandığı dile dikkat edin. Müstehcen kelimeler ağzından çıkıveriyor mu örneğin, takip edin.
Çocuğunuzun duygu durumunu takip edin. Aniden duygusallaşıp ağlayabiliyor mu örneği ya da son zamanlarda suçluluk duygusu yoğunluk mu gösteriyor veya aşırı agresifleşti mi ya da tam tersi içine kapanıp aşırı mı sessizleşti vb. durumları takip edin. (Genelde kızlar içine kapanır ve hassaslaşır, erkekler de aşırı agresifleşirler)
Çocuğunuzun uykusunu takip edin. Uykuya dalmakta güçlük çekiyor ve sıklıkla kabuslar görerek ya da ağlayarak uyanıyorsa, onu yalnız bırakmanızı istemiyorsa, bir takım regresyon davranışları görüyorsanız (gerileme davranışları, alt ıslatma, tırnak yeme vb. )
Çocuğunuzun üzerini değiştirirken, kıyafet giydirip çıkarırken, zorluk yaşıyorsanız ve çocuğunuz şiddetle buna karşı çıkıyorsa,
Birtakım sebebini bulamadığınız ağrıları, mide bulantıları ve hastalıları oluyorsa (duruma karşı somatik tepkiler geliştirmiş olabilir)
Cinsel organı ve çevresinde bir takım kızarıklık ve morluklar varsa,
Konduramamazlık etmeden bir an önce harekete geçin. Çocuğunuzla sakin ve kontrollü bir şekilde konuşun. Konuşmanızda hiçbir cinsel öge kullanmadan bunu yapın. Size açılabilmesi için ona sevgi ve güven verin. Ardından şüpheleriniz konusunda mutlaka bir uzman (pedagog, psikolog, vb.) desteği alın. Böylece hem çocuğunuzu koruma yollarını öğrenin hem de çocuğunuza kendisini nasıl koruması gerektiğini öğretin.
Haftaya kaldığım yerden devam ediyor olacağım. Farkındalıklı günler dilerim.
Bakmadan Geçme





