Çiftçi ne yapsın?
Süt yemi: 110 / 170 Besi yemi: 100 / 150 Üre: 120 / 400 15 15...
Süt yemi: 110 / 170
Besi yemi: 100 / 150
Üre: 120 / 400
15 15 15: 110 / 250
Şeker: 70 / 200
Saman kg: 800 / 1200
Bezelye: 420 / 720
Mazot: 6.10 / 8.31
Hortum: 18 / 30
Tarih kitapları, insanlık tarihinde avcı ve toplayıcılıktan tarımsal üretime geçişi bir devrim niteliğinde anlatır. Bu gelişme, yaklaşık olarak 10 bin yıl kadar önce gerçekleşmiştir. Dünya nüfusu, 2020 verilerine göre 7.750 milyardır. İnsanlık; ormandan çıkmış, kendi eli ile oluşturduğu kentlere taşınmış ve avcı ve toplayıcılık kültüründen uzaklaşmıştır. Tarım devrimi, sanayi devrimi derken bugün geldiğimiz noktada da klasik üretim yöntemleri ile milyarlarca insanın karnının doyurulması nerede ise olanaksız hale gelmiştir.
Geldiğimiz noktada da daha dayanıklı ve daha verimli tohumlar elde edebilmek adına GDO adını verdiğimiz Genetiği Değiştirilmiş Organizmalar üretilmeye başlanmıştır. Tarım; artık sadece karın doyurmak için yapılan bir uğraş değil, aynı zamanda büyük bir ekonomik sektör haline gelmiştir. Hem de acımasızca yapılan bir rekabet ile…
Tarım üretimine yakın bir aileden geliyorum ama üretimin içinde değilim. Yani tarıma ne çok uzağım ne de çok yakınım. Uzak da olabilirim yakın da! 31 yıllık öğretmenim. İki yıldır emekli öğretmen olan babam Mehmet Şahan’ın Kaymakçı’daki tohum bayiliği ve tarım araç gereçleri (hırdavat) dükkanında yardım ediyorum. Eğitimden arda kalan zamanlarda boşluk dolduruyorum diyelim. Yani 31 yıllık eğitimciliğin ardından hemen emekli olsam ‘hop’ dükkandayım…
**
Üstteki rakamlar, geçen yıl ile bu yılın fiyat açısından karşılaştırılması. Sırasıyla; yem, gübre, saman, mazot, tohum ve sulama hortumu… Çiftçinin kullandığı girdilerden bazı seçme ürünlerin geçen yıl fiyatları ile bu yılki satış fiyatları. Hani bazen “Dolarla mı maaş alıyorsunuz!” yoksa “Sabah kahvaltıda mazot mu içiyorsunuz!” gibi absürt ekonomik tahlillerle karşılaşıyoruz ya!
**
Çiftçinin dört gözle beklediği yağmurlar nihayet geldi. Toprak biraz ıslandı. Kaymakçı bölgesinde şu an yoğun olarak turşuluk salatalık üretimi yapılıyor. Hasat sezonu, iki haftaya kadar sona erer. Salatalık ekili alanlar ya süt otu ile ya da bakla ve bezelye ile doldurulacak ki çiftçi harçlığını çıkarsın.
Dikkat ediyorum, artan maliyetler karşısında şaşıran çiftçi “Acaba ekmesem daha mı kârlı olurum?” sorusunu sormaya başladı. Hemen söyleyeyim ki ekmemek gibi bir seçeneği de yok. Ekmez ise sadece zarar etmemeyi garanti altına alabilir.
Seçerek verdiğim rakamlar, ‘yandaş’ veya ‘candaş’ yayın organlarından ya da kaynağı belirsiz e-sosyal medya sayfalarından değil. Bizzat kaynağından…
Şimdi size soruyorum: Çiftçi ne yapsın?
Bakmadan Geçme
