- Haberler
- “CHP olarak hikaye yazmamız gerekiyor'
“CHP olarak hikaye yazmamız gerekiyor'
CHP İzmir İl Başkan Yardımcısı Cüneyt Oğuz, geçtiğimiz gün TV9 İzmir'in özel yayınına konuk oldu. Oğuz,...
CHP İzmir İl Başkan Yardımcısı Cüneyt Oğuz, geçtiğimiz gün TV9 İzmir’in özel yayınına konuk oldu. Oğuz, parti içi seçim dönemi ile Küçük Menderes Havzası’ndaki CHP’nin misyonunu anlatarak Youtube üzerinden yapılan canlı yayında vatandaşların sorduğu sorulara da açıklık getirdi.
CHP’de parti içi seçim dönemi, 8 Kasım’da başladı. Konuyla alakalı açıklama yapan Oğuz, ”Her iki yılda bir siyasi partiler, kendi yönetimlerini seçmekle yükümlüdür. CHP de 8 Kasım itibariyle mahalle içinde yapılacak olan delege seçimleriyle beraber bu süreci başlatmış bulundu. Mahallelerde yapılacak olan delege seçimlerinin ardından ilçe başkanlıkları seçimi, il delegasyonunun seçimi, il başkanlığı seçimi yapıldıktan sonra bu takvimin sonunda da Ankara’da büyük kurultayımızı yaparak yeniden partimizin genel başkanını ve üst kurultay yönetimini belirleyeceğiz.
Nisan 2020 tarihi belirlendi
Büyük kurultay için şu anda net bir tarih vermek doğru değil. Öncelikle bu seçimlerin şeffaf, adaletli, katılımı yüksek bir şekilde sandıkta sağlanması yönünde uygulamalarda bulunulması gerekiyor. Bunu yaptıktan sonra bir takım itirazlar olursa bu itirazların değerlendirilmesi durumu söz konusu olacaktır. Bu itirazlar da değerlendirildikten sonra belki takvimde birtakım gecikmeler olabilir ya da bazı bölgelerde sandık seçimleri yeniden tekrarlanabilir. Onun için bu takvimi bugünden kestirmek çok doğru olmamakla birlikte hedeflenen büyük kurultay tarihi, 2020’nin Nisan ayı olarak genel merkezimiz tarafından bize bildirildi. Biz de bu takvime uymak adına kendimizi programladık. İzmir genelinde 30 ilçede ilçe başkanlarımızla beraber bu durumu bu şekilde hayata geçirmeye çalışıyoruz. Benim umudum, katılımın çok ve adaletli bir yarış olmasıdır” dedi.
”Vatandaş, artık CHP’yi iktidar görmek istiyor”
CHP’nin 31 Mart Yerel Seçimleri sonrası çok önemli bir yol kat ettiğini söyleyen Oğuz, ”CHP, 11 büyükşehir belediye başkanlığını kazanmıştır. Mevcut olan belediye başkanlıklarının dışında İstanbul gibi, Ankara, Adana, Antalya gibi bizde olmayan belediyeleri kazandık. Büyükşehirler dışında zor denilecek Bolu gibi, Artvin gibi illerde de belediye başkanlıklarını CHP kazanmıştır. Hatta ve hatta Bursa gibi bir şehirde de direkten dönmüştür. Bu kapsamda CHP, çok büyük bir oy ivmesi kazanmıştır. Artık CHP’nin tabanı ile Türkiye’de yaşayan vatandaşlar, CHP’yi iktidarda görmek istiyor. Burada verilen mesaj bu. Biz de yöneticiler olarak bu süreci dikkatli ve titizlikle götürmek zorundayız. Biz, parti içindeki adaleti tesis ettiğimiz sürece ülkenin yönetiminde ne kadar adaletli olacağımız konusunda halk nezdinde referans olacaktır. Bu açıdan ben bu durumu çok önemsiyorum. 8 Kasım’da başlamış delege seçimlerinde de tüm partililerimize, tüm adaylarımızda şimdiden başarılar diliyorum” ifadelerini kullandı.
“CHP bayrağını layıkıyla dalgalandırmaları gerekiyor”
Yerel seçimlerde Ödemiş Belediye Başkanı’nın CHP’den olmasının beklenen bir şey olduğunun da altını çizen Oğuz, ”Seçim öncesi Türkiye’nin genel sosyoekonomik durumu ile siyasi durumuna bakmak lazım. Ülke, 17 yıldan beri AKP tarafından yönetilmekte. Bunun Ankara’daki yansımaları, hücrelerimizin en küçük parçalarına kadar da hissediliyor. Küçük Menderes’te Ödemiş’in en küçük mahallelerinden birinde dahi merkezi hükümetin almış olduğu kararlar, olumlu ya da olumsuz hissedilebiliyor. Bu noktadan baktığımızda vatandaşlarımızın mutsuz olduğunu görüyoruz. Merkezi yönetimin almış olduğu kararlar ve uygulamaları ile eğitimden ekonomiye, sağlıktan adalete kadar bütün hepimizin serzenişte bulunduğu ve günlük hayatımızda özgürlüklerimizin kısıtlandığı bir süreçten geçiyoruz. Bunların birtakım refleksleri ve sonuçları oluyor.
CHP’nin Ödemiş’te ve birçok noktada seçimi almasının birçok etmeni var. Merkezi yönetimin faaliyetleri, uygulamaları, politikaları ile CHP’nin seçime iyi hazırlanması, örgütsel anlamda doğru stratejiler ve planlamalar yapması çok büyük etken oldu. Ödemiş özelinde aday belirleme sürecinde birtakım çalkantılar yaşandı ve bu durumun da bir takım çözülmeleri oldu. Ancak ben bu süreçte seçimlerin çok başarılı bir şekilde toparlandığını ve CHP Ödemiş örgütünün adayla beraber çok uyumlu ve başarılı bir kampanya süreci götürdüğünü düşünüyorum. Kendilerini anlatmakta, ifade etmekte zorlanmadılar ki bunun karşılığını halk sandıkta verdi. Tabi ki seçimi almak yeterli değildir. CHP olarak asıl bundan sonra bir hikaye yazmamız gerekiyor. Bundan sonra Ödemiş’te yönetici olan başkanlarımızın CHP bayrağını layıkıyla dalgalandırması gerekiyor. Bu sorumluluk, onların sırtında ve ben de başkanlarımızın bunu sırtlayabilecek yeterli donanım ile beceriye de sahip olduklarına inanıyorum” cümlelerini kullandı.
“Büyükşehir belediyemiz elinden gelen her şeyi yapıyor”
CHP Ödemiş İlçe Başkanlığı’na geçtiğimiz aylarda genel olarak tarımla uğraşan vatandaşlardan oluşan birden fazla mahalleden birçok vatandaşın üye olmasını değerlendiren Oğuz, ”CHP’nin tarım hakkında önemli projeleri var. Bu projeleri hayata geçirebilmek adına da öncelikle merkezi iktidara gelmesi gerekiyor. Diğer boyuttan bakacak olursak son yıllarda özellikle İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin sadece Türkiye’de değil, dünyada da örnek teşkil edebilecek bir projesi var. Bu bir kooperatifleşme projesi.
Bu projenin çatısı altında Küçük Menderes Havzası’nda da önemli kooperatifler hayata geçirildi. Bayındır’da BAYÇİKOOP, Ödemiş’te Fidancılık Kooperatifi, Tire’de Süt Kooperatifi gibi. Bu kooperatiflerin bölgede önemli bir ekonomik kalkınmaya vesile olduğunu görebiliyorum. Şu anki yapıda mevcut belediye başkanımız Tunç Soyer de özellikle ikinci cemre toplantısını Ödemiş’te yapmıştı. Yapılan bu toplantı, Ödemiş’te yapılacak zirai çalışmaların da bir göstergesiydi ve o günden bugüne çok yol kat edildi. Bunlar, daha somut olarak devam edecektir. Büyükşehir belediyemiz, kooperatifleşme üzerinden üreticimizin ürünlerini en iyi şekilde değerlendirmesini sağlama yönünde elinden gelen her şeyi yapıyor. Daha iyisini de yapacaktır” şeklinde konuştu.
“Türkiye’de bir beka sorunu var”
Oğuz, CHP ile ittifak olan partilerin birbirlerine karşı tutumunu da değerlendirerek şunların altını çizdi: ”İttifak yapmak, farklı anlayış ve ideolojilerde olan insanlar için çok kolay bir şey değil ancak bir söz vardır: ‘Mevzu vatansa gerisi teferruattır.’
Türkiye’de bir beka sorunu var. Türkiye, öyle bir savrulmaya başladı ki rejim değişikliği, insanların alışkanlıklarının değiştirilmesi, ülkede birtakım değerlerin yok edilmeye gidilmesine kadar devam ediyor bu süreç. Dolayısıyla ittifaklaşma da tam bu noktada başladı. Bu noktada ittifaklar oluşturuldu ve bunun başını partimizin genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu çekti. Bu ittifakın ayakta durabilmesi adına o süreçten bu sürece çok başarılı bir önderlik yaptı. Tabi ki biz, bu süreçte CHP olarak büyük fedakarlıklarda bulunduk. Tire ve Kiraz ilçelerini İYİ Parti’ye bıraktık ve CHP’den aday çıkarmadık. Bu noktada bir takım tartışmalar oldu.
İstanbul’da, Ankara’da aldığımız seçimlerin temelini oluşturan ittifaklardır. Bu ittifaklarda birtakım fedakarlıklar yapılmak zorunda. Siyasette bazı illerde gücü paylaşmak zorundasınız. Günün sonuna baktığınızda 11 tane büyükşehri almış bir CHP ve bu 81 milyonluk ülkede 40 milyon insanı yerelde yöneten bir sosyal demokrat parti görürsünüz. CHP örgütleri, yerelde belediye başkanlarına destek olmak, birlik ile beraberliği de sağlamak zorundalar. Burada herhangi bir çatışma ortamı oluştuğu zaman bu hizmetler, doğru şekillerde doğru yere gitmez. Bu durumun sıkıntılarını tekrar CHP olarak örgütümüz yaşar ve biz, amaçladığımız iktidara gelme hedefimizden saparız. İttifaklar, bize her şeyin başında hoşgörü kattı. Farklı düşüncedeki insanlarla bir araya gelerek ortak bir hedef edinebilme gücünü kattı” diye konuştu.
Ece Köseoğlu
Bakmadan Geçme





