Büyük Mahalle

Rahmetli Mustafa Erdal amcamız bir gün bana, 'Hocam, gerçek Kaymakçılı olanları nasıl ayırt edebilirim?' diye sormuştu....

Rahmetli Mustafa Erdal amcamız bir gün bana, “Hocam, gerçek Kaymakçılı olanları nasıl ayırt edebilirim?” diye sormuştu. Önce neden böyle bir soru sorduğunu sordum. O da eski Kaymakçılıları efendi insanlar olarak tanıdığını fakat son zamanlarda kendilerine Kaymakçılı diyen bazı kişilerin hayal kırıklığına uğrattığını söylemişti.

Ben de her yerin iyi ve kötü insanının olabileceğini belirterek bunun normal olduğunu söylemiştim. Ama o benden sorusunun yanıtını istiyordu. Kaymakçı’nın beş mahallesinin bulunduğunu, nüfus olarak asıl Kaymakçılıların ‘Büyük Mahalle’ kütüğüne kayıtlı olduklarını söylemiş, kimliğimi de uzatarak benim de ‘asıl’ Kaymakçılı olduğumu göstermiştim.

Büyük Mahalle, Kaymakçı’da Yukarıköy olarak bilinir. Şu an Kaymakçı olarak bildiğimiz yerleşim yerinin üç kilometre kadar kuzeyinde, Bozdağ eteklerinde kuruludur. Ve eski bir Türkmen köyü olarak bilinir. Onun da daha dağ eteğinde bir Bektaşi köyü olduğu tahmin edilen Işıklar mevkii vardır… Geçtiğimiz yüzyılın başlarına kadar mera olduğu bilinen Işıklar’da şu an yerleşim yoktur. Çocukluğumdan manda ve deve besleyen; süt, yoğurt, tereyağı ve kaymak işi ile uğraşan aileleri hatırlarım.

Cumhuriyetin ilk yıllarında Menderes’e doğru verimli ovaya yakın, tarihi Ödemiş-Kiraz yolu asfaltlandıktan ve karayolunun önemi artmaya başladıktan sonra, yani Yukarıköy’de oturan Kaymakçılılar yavaş yavaş aşağıya doğru inmeye başlamışlar. İnmişler ama yol vergisi varmış veya yol yapımında çalışmak zorunda imişsin. Savaştan yeni çıkılmış; bu vergi aynı zamanda nüfus artışını teşvik olsun diye beş çocuklu olan ailelerden alınmıyormuş.

Yol yapımında çalışmak istemeyenler ve yeteri kadar kazancı olmayanlar, bu vergiden muaf olmak için beş çocuk sahibi olmuşlar. Bu yüzden iki halam, iki de biri küçük yaşta, diğeri genç sayılabilecek yaşta hastalıktan ölen amcalarım olmuş. Adımı da yedi yaşında ölen küçük amcamın adından almışım.

Daha sonra yaklaşık iki kilometre aşağıda Aşağıköy (Küçük Mahalle) oluşmuş.

İkisinin arasında da Orta Mahalle oluşturulmuş. Orta Mahalle’nin Alevi kültüründen gelen bir başka Yörük obası olduğu ve zamanla Büyük Mahalle ile Küçük Mahalle arasına yerleştirildikleri söylenir. Yakın zamana kadar Orta Mahalle sakinlerinin dışlanmışlıkları vardır.

“Tarlana Yörük ile erik sokma’, bu dışlanmışlığın bir ifadesidir.

Şimdi hem dışlanma kalkmış hem de bu üç mahalleye ait kültürün izleri kalmamıştır. Yola doğru kayma olunca yolun üstünde Cumhuriyet, altında da Zafer Mahallesi oluşmuş. Şimdi, ilçe olmayı beklerken beş mahalle yerine tek Kaymakçı Mahallesi kalmıştır.

Yerine cezaevi yapılan Eselli köyünün sakinleri, zamanla Kaymakçı’ya taşınmıştır. Aşağı ve Yukarı Uzundere’de halen yaşayanlar olmakla birlikte Orhangazi ve Köfündere gibi köy sakinleri de zamanla Kaymakçı’ya yerleşir olmuşlar. Nüfus ise beş binlerdedir.

Uzatmadan konuya dönelim.

Büyük Mahalle, Kaymakçı’nın en eski yerleşim yeridir. Zeytinlikleri, incir ağaçları, kara ve çekirdeksiz üzümleri ile meşhurdur. Geçtiğimiz yıllarda taş ocağı ile gündeme gelen Işıklar mevkiinde Birgi’nin İrimağzı incirine yakın kalitede incirleri yetişir. Ovada sulu tarıma geçilirken incir ağaçları da etsiden mera olan bölgeye çıkmıştır. Ödemiş pazarına gelen yaş taze incirlerin çoğunluğu Işıklar mevkiindendir. Bölgemizde nem oranı hızla artarken kuzeyi dağ etekleri ile çevrili olduğu için havası incir yetiştirmeye uygundur.

Ara sıra gider, köy meydanındaki kahvelerde çay içip akraba ve atadan dostlarla muhabbet ederiz.

Geçtiğimiz aylarda Ödemiş Belediyesi, köy meydanı ve meydana çıkan sokakları kilit taş ile döşemiş. Haliyle köy meydanı biraz derlenip toparlanmış. Nüfustan Büyük Mahalleli bir Kaymakçılı olarak burayı hatırlayanlara, akrabalarım ve atadan dostlarım adına teşekkür ederim.

Fakat Büyük Mahalle’nin daha ciddi sorunları vardır.

Nedir bu ciddi sorunlar? Öncelikle içme suyu sorunudur. Ödemiş’e incir, üzüm ve zeytin yetiştiren; arada az da olsa bamya getiren Büyük Mahallelilerin sağlıklı içme suyu yoktur. İçme suyu boruları çürüdüğü ve paslandığı için metal kokulu ve tehlikelidir. Yeni su kaynaklarına ve yeni borulara ihtiyacı vardır.

İkinci ciddi sorun kanalizasyondur. Altyapı yok denecek kadar sıfırdır.

Ayrıca kilit taşı yapılmış ama ne bir kaldırım taşı vardır ne de buraları süsleyen renkli taşları.

Köylülerim der ki, “Biz de Ödemiş’in bir mahallesiyiz. Ödemiş, Türkiye’nin en Ege’sinde İzmir’e bağlı bir ilçedir. Köyümüz/mahallemiz, adeta Güneydoğu köylerini andıran bir görüntüdedir. Bizim de İzmir ve Ödemiş’teki imkanlardan yararlanma hakkımız olmalıdır. Okulumuz yoktur; çocuklarımız her gün iki-üç kilometre yol yaparak Kaymakçı merkezdeki okullara gidip gelmektedir. Bu yolun yaya yolu bile yoktur. Artık Büyükşehir’in mi yoksa Ödemiş’in mi sorumluluk alanındayız biz de bilmiyoruz. Bize bir el atsanız da biz de şöyle şirin bir köyde yaşasak!”

Şimdi diyeceksiniz ki sanki Kaymakçı’nın içme suyu ve kanalizasyon sorunu yok!

Olsun… Ben şöyle bir hatırlatayım ve köylülerim adına “Büyük Mahalle’nin arz-ı hali” yazayım dedim. Belki duyanlar, okuyanlar olur…

Bakmadan Geçme