Bu bayram, evrensel emekçi bayramıdır
Bugün 1 Mayıs. Bugünün sadece ülkemizde değil, tüm dünyada ortak bir anlamı var. 1 Mayıs İşçi...
Bugün 1 Mayıs. Bugünün sadece ülkemizde değil, tüm dünyada ortak bir anlamı var. 1 Mayıs İşçi ve Emekçi Bayramı, ne bir ulusa ne de bir dine aittir. 1 Mayıs, tüm dünyadaki emeğini satarak geçinenlerin, çalışanların ortak bayramıdır. İşçi ve emekçiler tarafından dünya çapında kutlanan, birlik, dayanışma ve ağırlıklı olarak çalışma yasalarındaki haksızlıklarla mücadele günüdür.
Bu günün kutlanması ve tatil edilmesi, bilindiği gibi çok zamandır tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de tartışma konusudur. Ülkemiz de dahil olmak üzere dünya üzerindeki pek çok ülkede resmi tatil olarak kabul edilmektedir.
Bu günün Türkiye’de ilk kez 1923’te resmi olarak kutlandığı biliniyor. Sonraki yıllarda yaşananları, tarihin tozlu sayfalarından alıp buraya taşımayalım ama mevcut hükümet tarafından günün “Emek ve Dayanışma Günü” olarak yasalaştırdığını da geçmeyelim. 22 Nisan 2009 tarihinde TBMM’de kabul edilen yasa ile 1 Mayıs, resmi tatil ilan edilmiştir.
Geçmişte iddia edildiği gibi bu gün, sosyalist Sovyetler Birliği tarafından kutlanan veya sadece sosyalist ülkelerin kutladığı bir gün değildir.
Günün tarihi, 19. yüzyılın ikinci yarısının başına kadar gider.
1856’da Avustralya’nın Melbourne kentinde taş ve inşaat işçileri, günde ‘sekiz saatlik iş günü’ için Melbourne Üniversitesi’nden Parlamento Evi’ne kadar bir yürüyüş düzenlerler.
1 Mayıs 1886’da Amerika İşçi Sendikaları Konfederasyonu önderliğinde işçiler günde 12 saat, haftada altı gün olan çalışma takvimine karşı, günlük sekiz saatlik çalışma talebiyle iş bırakırlar.
Chicago’da yapılan gösterilere yarım milyon işçi katılır. Parkların siyahlara kapalı olduğu o dönemde siyah ve beyaz işçiler birlikte yürür…
14 Temmuz-21 Temmuz 1889’da toplanan Sosyalist İkinci Enternasyonal’de Fransız bir işçi temsilcisinin önerisiyle 1 Mayıs gününün tüm dünyada “Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü” olarak kutlanmasına karar verilir…
Osmanlı döneminde de işçi örgütlenmesinin en gelişmiş olduğu Selanik’te 1911 yılında tütün, liman ve pamuk işçilerinin 1 Mayıs gösterisi düzenledikleri bilinir.
1923 yılında 1 Mayıs günü, yasal olarak “İşçi Bayramı” ilan edilmekle birlikte 1924’te hükümet tarafından yasaklanır. 1925’te çıkan Takrir-i Sükun Yasası, 1 Mayıs İşçi Bayramı’nı kutlamayı yasaklar. Bu yasak, uzun yıllar geçerliliğini korur.
1976 yılında uzun yıllar sonra ilk defa geniş katılımlı 1 Mayıs kutlaması, Taksim`de Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu’nun (DİSK) organizasyonu altında gerçekleşir.
1977 yılında yine İstanbul Taksim Meydanı’nda yaklaşık 500 bin kişiyle yapılan en geniş katılımlı 1 Mayıs toplantında göstericilerin üzerine ateş açılır. Göstericilerden 40’a yakın kişi hayatını kaybeder.
1978’de yüz binlerce kişi yine Taksim Meydanı’nda buluşur.
1979`da Sıkıyönetim Komutanlığı, İstanbul`da miting yapılmasına izin vermez; sokağa çıkma yasağı ilan edilir. 1 Mayıs, buna rağmen İstanbul sokaklarında yüz binlere ulaşan rakamlarla korsan olarak kutlanır…
12 Eylül darbesinin ardından 1981`de Milli Güvenlik Konseyi, 1 Mayıs`ı resmi tatil günü olmaktan çıkarır. Üniversite öğrencisi olduğum 1989’da benim de fiilen katıldığım Taksim’e çıkan Tarlabaşı’ndaki gösterilerde Mehmet Akif Dalcı yaşamını yitirdi.
Kısa tarih böyle.
Kısacası 1 Mayıs, dünya emekçilerinin bir tarihidir.
Sekiz saatlik çalışma yasasının zemininde yatan mücadeleler ve gösteriler vardır bu tarihte.
Emek-sermaye çatışması vardır bu günde.
Dünyayı yok oluşa sürükleyen kapitalizme başkaldırı vardır gösterilerde.
İşte bu yüzden egemen güçler, hep bu günü provoke etmek istemişler; katılımı, birlik ve dayanışmayı engellemek istemişlerdir.
1 Mayıs herkesindir. İsteyen herkes, bu günü istediği yerde toplumun huzurunu bozmamak kaydı ile kutlayabilmelidir.
Bu gün, kimsenin tekelinde olmadığı gibi herhangi bir ulusun ya da herhangi bir inancın da kendi egemenliği altında değildir.
“Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs’ta Başta Taksim Olmak Üzere Tüm Türkiye’de Alanlardayız!” diyen Eğitim-Sen’in bağlı olduğu KESK, yayınladığı bildiri ile “İşçisi, işsizi, emekçisi, emeklisi, aydını, sanatçısı, gazetecisi, öğrencisi, esnafı, kadını, genci, yaşlısıyla tüm halkımızı adalet, eşitlik, özgürlük, barış ve gerçek demokrasi için 1 Mayıs alanlarında birlikte olmaya çağırıyoruz!” diyor.
Bu yılki 1 Mayıs’ın temel sloganı, “Neoliberal saldırılara, işsizliğe, yoksulluğa, taşeronlaştırmalara karşı; güvenceli istihdam ve ücret güvencesi için alanlardayız”
Başka alanlarda kutlayanlara saygım sonsuz ama yapay ayrımlara ve 1 Mayıs’larda bedel ödeyenlere yönelik yapılan ucuz suçlamalara ancak ‘el insaf!’ derim.
Her bayramın içeriği ve biçimi farklıdır.
Bu bayram, ne ulusal ne de dini bir bayramdır. Bu bayram, evrensel emekçi bayramıdır.
Biz bugün İzmir Gündoğdu’dayız.
* Yazarımız gezide olduğu için 2013 yılında gazetemizde yayınlanan yazısını yeniden yayınlıyoruz.
Bakmadan Geçme




