Birlikte iş yapmanın tadı

“Efeler yalnız oynar” filan deniyor ama uygun ortam yaratıldığında birlikte iş yapmanın tadına da varabiliyor diyebiliriz.

Batı’daki halk oyunlarının biraz bireysel, doğudaki oyunların da birlikte oynandığını biliyor ve görüyoruz. Karadeniz’de ‘Horon’ ve Güneydoğu’da ‘Halay’ birlikte oynanırken zeybek oyunları tek tek oynanmaktadır.

Karadeniz düğünlerini bilmiyorum ama Güneydoğu düğünleri de kadınlı-erkekli yapılır. Ben bunu ilk kez üniversite sınavları için gittiğimiz İzmir’de yanlış otobüse bindiğimde anlamıştım. Yanlış otobüse binmiştik ama arkadaşlarla, “Bakalım nereye gideceğiz?” diye son durağa kadar inmemiştik. Nasıl olsa aynı otobüsle geri dönecektik.

Gittiğimiz, Yamanlar Mahallesi idi ve son durakta bir meydan düğünü vardı. Düğün de bizim buralarda gördüğümüz düğünlerden farklı olarak kadınlı erkekli oynanan halaylarla yapılıyordu.

**

Geçtiğimiz hafta, bildiğiniz gibi ilçemizde de çok güzel bir etkinliğe imza atıldı. Saraçoğlu Caddesi’nde bir araya gelen 2000 civarında hemşehrimiz, hem cumhuriyete sahip çıkmanın onurunu yaşattılar hem de ilçemizi en güzel şekilde tanıttılar. Cumartesi günü yazdım; tekrarlamayacağım.

Özetle bu etkinlik, Ödemiş’in birlikte gerçekleştirdiği bir etkinlikti. Eksik ve hata aramak yerine sonraki etkinliğin daha güzelini düşünmemiz gerektiğini öneriyorum.

Demek ki isteyince yapılabiliyormuş…

**

İki haftadır Beydağ ve Ödemiş’te kestane festivalleri yapılıyor. Hem Kent Konseyi Yürütme Kurulu üyesi, hem emeğe ve ortak işe değer veren bir sendikacı hem de köylü bir aile çocuğu olarak bu etkinliklere katılmaya çalışıyorum.

Her şey çok güzel de bir yandan kulağıma, “Yahu bu festivaller de çok olmaya başladı!” tarzında bazı cümleler geliyor.

Tabii herkesin bakış açısı ve durduğu bir yer var ama ben de bu etkinlikleri sadece eğlence olarak görmüyorum.

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer ile birlikte çok sayıda BŞB bürokratının da katıldığı Beydağ’ın Çomaklar köyünde yapılan ilk kestane festivali, köyü adeta panayır yerine çevirmişti. Köylülerin söylediğine kadar Çomaklar köyü, tarihinde bu kadar kalabalığı bu köyde bir arada görmemişti.

Belki öyle çok profesyonelce bir festival değildi. Sonuçta Çomaklar, İzmir’in en uzak dağ köylerinden biri.

Ama gördüğüm kadarı ile bütün köylü, aylar öncesinden bu festival için seferber olmuştu.

Yani köylü, yaşadıkları belde için birlikte iş yapmanın sevincini yaşamıştı.

Bu sevinç, eğer iyi işlenebilirse daha sonra kooperatif ve birlik gibi beraberliklere dönüştürülebilir.

Hem insanların bir araya gelmesi, yılda bir kez de olsa şenlik yapması hiç de kötü olmasa gerek.

Cumartesi günü Bıçakçı’da vardı. Ona katılamadım ama pazar günü Kemer köyünde yapılan festival de çok güzel bir ortamda gerçekleşti.

Belki köylü, bu etkinlikten maddi anlamda bir şey anlamadı ama isterlerse ‘unutulmuş’ bir dağ köyünde güzel şeylerin de yapılabileceğini gördüler.

İzmir Büyükşehir Belediyesi, birkaç dönemden bu yana köylüye, üretime ve kooperatifleşmeye destek veriyor.

Kooperatif, ortaklarının her türlü gereksinimlerini uygun koşullarla elde etmelerini sağlamak için kurulan, kâr amacı gütmeyen kurum demek.

Başka bir ifade ile üreticilerin aracıları aradan çıkararak ürünlerini daha iyi koşullarla pazarlamak için kurdukları ortaklık. Fransızca’dan dilimize girmiş: ‘Birlikte işlemek’

Atalarımız boşuna ‘Birlikten kuvvet doğar’ dememişler.

İzmir’den çıkıp taa Çomaklar ve Kemer köyüne festivale gelmek, belki akıl kârı değil. Gelenlerin çoğu da ya bu bölge ile bağlantılı ya da bürokrat kökenli insanlardı. Yani biz bize idik diyebiliriz.

Bu tür tanıtım festivallerinin yapılmasını olumlu görüyorum ama bence ceviz ve kestane de bizim bölgenin özel ürünlerinden.

Çomaklar, Bıçakçı ve Kemer gibi köyler, ceviz ve kestanenin merkezleri ama bence her iki ürünün tanıtım amaçlı fuarı veya festivali, Ödemiş’te yapılmalı. Ve artık bu tür işleri daha profesyonelce düşünmeliyiz.

Hatta hasat dönemine özgü, özel pazarlar kurulmalı…