Bir öğretmen öldü!
İki öğrencisi öldürdü onu. Bir öğretmen için en acı ölüm bu olsa gerek. Atanamayan bir öğretmen...
İki öğrencisi öldürdü onu. Bir öğretmen için en acı ölüm bu olsa gerek.
Atanamayan bir öğretmen olarak yıllardır sitem eder dururum “Öğrencilerime ne zaman kavuşacağım?” diye. Biz atanamayanlar mesleğimizi yapamıyoruz diye kahrolurken mesleğini severek yapan bir öğretmenin sonu bu mu olmalıydı?
Sadece görevini yaptığı için başta veliler olmak üzere türlü kişilerin şiddetine maruz kalıyor öğretmenler. Çocuğunu sevmeyen, hatta eften püften sebeplerle evladını döven veli, en ufak bir durumda öğretmenle kavgaya tutuşuyor. Öğretmene had bildirmeye kalkıyor. Eşine, işine, tuttuğu takıma, desteklediği partiye kızan herkes, hıncını öğretmenden çıkarıyor. Kapatıldığı binalarda sorun çıkarmamasını sağlamak üzere görevlendirilmiş öğretmenleriyle çocuklar arasında anlamlı bir ilişkinin ortaya çıkması bekleniyor. Ancak isteyen istemeyen, oraya uygun olan olmayan tüm çocukların zorunlu olarak bir araya getirildiği ortamda ortaya çıkan sistem hatasının ilk hedefi, her zaman öğretmen oluyor. Çocuklarına yönelik en ufak bir şiddette öğretmenin canını almaya hevesli binlerce velinin olduğu hepimizin malumu. Aslında rahmetli müdürün ölümü, toplumun şu anki öğretmene bakışının sonucu.
Son olarak uslu birer öğretmen olup ödevleri ve notları velilerin isteklerine göre veren, kendisine en çok baskı yapan velinin çocuğuyla özel ilgilenen, bir meslektaşı öldürüldüğünde sıradan bir olaymış gibi tepki veren meslektaşlarıma sesleniyorum. Böyle giderseniz hayatta kalabilirsiniz ama akıllarda kalamazsınız. Susmayın, “Şiddete hayır” deyin. Sendikalar da sessiz kalmamalı. Örgütlü olmak bir işe yaramalı. Lütfen toplu sözleşmelere bilmem yüzde kaçlık zamlar için değil, itibarınız için gidin.
Ayhan Kökmen’e Allah’tan rahmet, acılı ailesine sabır dilerken değerli öğretmenimizin öğrencileri tarafından katledilmesinin tüm bu acı gerçekleri tartışmaya vesile olmasını arzu ediyorum. 2012 yılında 8.sınıf öğrencisi tarafından sınıfında bıçaklanarak öldürülen Rabia Sevilay Durukan örneğinde olduğu gibi olayın üçüncü sayfa haberi olarak geçiştirilmemesini; yetkililer tarafından sorumluluğun televizyon dizilerindeki şiddetin üzerine atılarak savuşturulmamasını diliyorum.