Bir adım öteye
Hayat, bazen çok yorucu olabiliyorsun. Strese sokuyorsun insanı. Parça parça eksiltiyorsun bizi. Bazen beklerken, bazen hayata...
Hayat, bazen çok yorucu olabiliyorsun. Strese sokuyorsun insanı. Parça parça eksiltiyorsun bizi. Bazen beklerken, bazen hayata yetişmeye çalışırken bir yerlerde bırakıyoruz bir parçamızı. En çok da yüreğimizi. Eksildikçe yenileri ile doldurmaya çalışıyoruz boşluklarımızı ama yüreğimizdeki eksiltileri doldurmak, pek de mümkün olmuyor.
Farkında mısınız nisan geldi, gidiyor. Her gün yeni bir sayfayı boyayıp bize veriyor. Herhalde en çok nisanda kalıyor bir tarafımız. Eğer bir ay ol deselerdi nisan olurdum ben. Mevsimlerden insanın yüreğine bir yol var galiba. Her yüreğin çıkmayı sevdiği bir mevsim ve mevsimin içinde bir ay. Sizin mevsiminiz, mevsim içinde ayınız hangisi? Hiç düşündünüz mü bunu?
En canlı, en albenili, en şaşaalı demleri mevsimin. Renklerin birbirinden faklı tonlamaları ile her bahçeden kendini gösterme telaşı, görülmeye değer doğrusu. Hava her ne kadar kararsız olsa da -bir gün sıcacık, beriki gün soğuğa çalarak- büyük bir kararlılıkla mevsimi tazeliyor renkler. Limon çiçeklerinin kokusu, maskelerimizi bile aşıp hoş ediyor gönlümüzü. Adeta tazeliyor havayı. Sadece gözümüzü değil, diğer hasselerimizi de zevklendiriyor.
Erguvanlar açmış yine. Nisan, sadece erguvan rengine boyansa yetecek sanki. Pek severim bilirsiniz erguvanları, öyküsünü de…
Bir hazine sandığı gibi nisan. Saçıldıkça saçılıyor. Bak, gör, seç dercesine. Yorgunluğumuzu, stresimizi almak ister gibi nisan. “Yorgun insan dinlen benimle, gönlü kırgın insan merhem yap beni kendine, dimağı dolmuş insan dağıt biraz ufunetini, ferahla” dercesine bizimle nisan…
bir adım ötede soluklanıyor nisan
bir adım beride soluk soluğa insan
bekle, yaşa, gör…
her yaşadığından bir pay
her duyduğundan hisse
hayat senin
ilmek ilmek ör…
acele etme
ama
kaçırma
nisan yaşıyor
vaktin geçirme.
Bakmadan Geçme





