Benimle Yolculuğa Hazır mısınız? 3. Göz!

Yazı dizimizin 3.sünü de dün tamamlamış olduk. Bugünden itibaren sizin de bildiğiniz bir mucizenin daha, bütün...

Yazı dizimizin 3.sünü de dün tamamlamış olduk. Bugünden itibaren sizin de bildiğiniz bir mucizenin daha, bütün ana hatlarına yine en derininden birlikte tanık olacağız.

4. serimiz biraz daha mistik, biraz daha sizlerin kendinizin iç dünyası ve enerjinizi tanımanızla alakalı olacaktır. Ve sizin mevcut enerji ve dengenizi küçük dokunuşlarla birlikte nasıl sağlayacağımızı göreceğiz. Ve inanın “SEVGİnin dünyaları değiştirdiğini ve önce kendinizden başlamanın gerekliliğini ” de daha net göreceğiz.

Bir kere Tanrı’nın bize bahşettiği bedenimiz ve ruhumuzu, onun emanetine hıyanetlik yapmadan bakmakla yükümlü olduğumuzu bilmek zorundayız. Çünkü biz insanlar, onun evrendeki en kıymetlileriyiz. Oysa bahşettiğine, bizlerin bu kadar zulüm etmesi de ne kadar doğru, ona da burada değinmeyeceğim.

Nasıl olsa herkes kendi fikrinin haklılığının arkasında duracaktır. Çünkü şunu yapabilmeyi zor başarabiliyoruz;

Saygıyı,

Sevgiyi

Minneti

Adaletli olabilmeyi

Fedakârlığı

Vicdanlı olabilmeyi

Fikirlere karşı anlayışı,

Dinlemeyi bilmeyi

Anlamaya çalışmayı,

Çocuk, kadın, yaşlının da fikirlerinin olabileceğini kabullenmeyi,

Haklı durumu savunmak ya da haksızlıkta özrü dilemeyi ne azımız başarıyor bir bileseniz… Hele bu günlerde iyice “insanlıktan çıktın” derler ya, tam da o ahir zamanı yaşıyoruz… Maalesef!

Eğer Tanrı’yı gerçekten seviyor ve inanıyor olsaydık, onun kıymetlisine bizler bırakın zulmü, bakmaya doyamazdık. Her şey dilde ve her şey gösterişte olmuş artık!

Yukarıda anlatılan, yaşamın bir boyutu elbette ve diğer bir boyutu da içsel benliğimizin ve gerçek enerjimizin farkına varmadan aynalara ve insanlara karşı bir Donkişot edasıyla savaş açmamızdır…

Kendinizi tanımadan, içinizdeki enerjiyi ve mucizeleri bilmeden daima başkalarına bağlı kalır, her mutluluğu ve her mutsuzluğu yine onlara bağlarsınız. Ha şöyle kişiliklerimiz de var elbette “iyiyi kendine, kötüyü herkese” mal edenleri de unutmamak lazım.

Kendimizi tanımanın en birinci yolu, evrende bizleri de yaradan bir kutsal gücün olduğunun gerçekte farkına varmaktır. Ve ona gerektiğinde inançla, güvenle ve aşkla kendimizi teslim etmemizdir.

Dikkat edin fazlaca istediğimiz bir şey ya ömrümüzü yer ya da biz kendi ellerimizle ömrümüzü yemesi için izin veririz. (evlat sahibi olmak, eş, para …vs.)

İstediğimiz bir şey onca isteyin ve gayretimize rağmen olmuyorsa, bırak hayırlısı bu de.

Çünkü çok geçmeden anlıyoruz ki, gerçekten de hayırlısı buymuş.

Ve şu bir gerçektir ki; “Şer” her daim “Hayrı” getirmiştir.

Savunduğum düsturum şudur ki; “geleni kabul etmek hem ruh hem de beden sağlığımız için en birinci kural olmalıdır

Ben hayatım boyu şunu öğrendim, önce kendini seveceksin ve kendine güveneceksin. Sonra istediğin bir şeyi yaşamak ya da elde etmek için elbette uğraşacaksın gayret göstereceksin. Ne demiş eskiler “sen tedbirini al takdir Allah’ındır.” Doğru mantıktır bana göre, çünkü şunu bil ki, sen evrene ne gönderirsen o da sana aynısını sunar… Ayna misali.

O yüzden istenilen bir şey olmuyorsa ya hayırlısı olmadığından ya da en iyisine seni hazırladığındandır. Unutma!

Bu anlattıklarımı bilimsel değerlere bağlamadan önce, geride ne bıraktık ve ileri de neleri göreceğimize bir bakalım.

*************

Neler gördük, özetle;

Doğduk

Büyüdük

Yaşlandık

Öldük… Bu yaşam döngüsünde hastalanmadan enerjimiz ve vücut dengemiz düşmeden geçen zamanın, aslında çok az vakte tekabül ettiğini de ne acıdır ki öğrenmiş olduk.

İşte enerjiden beslenen bedenimiz ve ruhumuzun bu kayda değer durumlarını daha fazla artırmanın ve böylelikle sağlığımıza sahip çıkmanın yolunu anlatmıştım.

Daha fazla geç olmadan anladık ki; asıl güç Tanrının da inayetiyle kendimizde ve ruh ve beden sağlığımıza da ancak ve ancak biz sahip çıkabiliriz.

Ve bu sebeple,

  1. Seri yazı dizimizde; bir üründen bahsetmiştim, mucize dedim, kullanmayan kalmasın dedim, şeker, tansiyon, fıtık artık ağrılara SON dedim…
  2. Seri yazı dizimize geldik; önce kendimizi tanırsak, ta ki ana rahmine düştüğümüz andan itibaren, hem Tanrının gerçek mucizesine tanık olup hem de bu mucizeye nasıl sağlıkla sahip olmaya devam ederiz-i gördük

Ve en son,

  1. Serimizde de; insanoğlunun ruhuna ulaşmadan önce bedenini, yaradılış gayesini, o bedendeki bilinmeyen mucizeleri anlatmaya çalıştım…

…..Ki kullanın dediğim ürünün ilaç olmadığını, tedavi etmediğini, enerji ve dengenizi küçük bir dokunuşla sağlayabileceğinizi ve asıl tedavinin sizin ruhunuz ve enerjinizden geçtiğini anlamanızı sağlamak istedim.

Neden hastalanıyoruz dedik;

  • Kan akışı düzensizliği
  • Bağışıklık sisteminin çöküşü
  • Hücrelerin bozulması
  • Dengesiz beslenme
  • Su ihtiyacının yeteri manada giderilememesi
  1. Altın Kırmızı Kore Ginseng ile Bağışıklık sistemini güçlendirdik / Kan dolaşımını düzene soktuk / Hücre yenilenmesine yardımcı olduk.
  2. Saponinler ile ki 32 türü ile birlikte, Organ ve dokuların virüs ve bakterilerden temizliğini sağladık.
  3. Glukosaminle, Eklem bölgesindeki eklem sıvılarının sağlığını koruduk
  4. Gümüş iyonları ile de hem beyin sağlığımızı koruduk ve destekledik hem de gerektiğinde Antibiyotik etki göstermesi için vücudumuza geçişini sağladık

İçeren ürünümüz

Transdermal Dalga Teknolojisi ile üretilen PAINLESS NIGHT GLU (Sağlık Destek Bandı) ile şifaya kavuştuğumuzu artık biliyoruz. Peki bu ürünün vücudumuzdaki etkisi sadece bedene mi derseniz? Hayır cevabını hiç düşünmeden verebilirim.

Painless Night GLU hem bedeni hem de ruhu sağlığına kavuşturan bir üründür.

Beden konusuna yine ara ara döneceğiz ancak şimdi sıra Ruhumuzun Huzur ve Sağlığında.

Şunu bileceğiz artık;

Anlaşmazlıkların en birincisinin ALGI

Anlayamadıklarımızın en birincisinin de ÇAKRA olduğunu göreceğiz.

Ve elbette bunların hepsinin ötesinde 3.GÖZ ü de unutmamak lazım

Çünkü yaşamsal idamemiz Enerji ve Dengeden ibarettir.

Küçük bir not: Gazete okurları ve sosyal medyadan bana ulaşan ürünü kullanan dostlarım tekrar bana geldiklerinde ya da aradıklarında gördüm ki; duaları yüreklerinde, yüreklerinde olanı dillerinde ve minnetleri gözlerindeydi.

Bunu hangi para, hangi sosyal çevre yapabilirdi ki! Şükürler olsun… İnanıp kullanmaya devam ettiğiniz ve yaşantınızın olumlu yöndeki değişimine beni de ortak ettiğiniz için minnettarım.

Haftanın ilk günü ruhumuzun derinliklerine sohbetler edip, yeni şeyler keşfetmek yolunda tekrar görüşmek üzere, hoşça ve sağlıkla kalın inşallah

Sevgiler

Bakmadan Geçme