Ben de aldandım!

'Tövbe kelimesi, çoğunlukla hoşumuza gitmeyen bir kelimedir. Yanlış yaptığımızı, doğru yolda olmadığımızı, günahkar olduğumuzu anlamamızı sağlar...

“Tövbe kelimesi, çoğunlukla hoşumuza gitmeyen bir kelimedir. Yanlış yaptığımızı, doğru yolda olmadığımızı, günahkar olduğumuzu anlamamızı sağlar ve bu durumlar, bizim için çok da pozitif hissettirmeyebilir. Peki bu gerçekten bu kadar ürkütücü bir kavram mıdır?”

Üstteki alıntı, internet ortamında karşılaştığım ‘Kutsal Kitap’ adlı bir Hıristiyan sitesine ait. Devam ediyorum alıntıya:

“Günah gerçeği, insanlık tarihinin en önemli olgularından birisidir. Adem ve Havva ile başlayan bu günah gerçeği sadece Adem ve Havva’yı değil, tüm insanlığın Tanrı’dan ayrılmasına yol açmıştır. İlk günah kavramına baktığımızda aslında bu iki insanın Aden bahçesinde bir ağacın meyvesini yemelerinden çok daha derin bir ayrılık yatıyor. Tanrı, evreni ve dünyayı yarattığında yaratılışından sonra Kutsal Kitap şu vurguyu yapmıştır:

‘Tanrı, sadece iyiyi yarattı. Adem ve Havva’ya da sadece iyiyi sundu ancak seçenek de verdi. İyiyi ve kötüyü Tanrı biliyordu ve onlara sadece iyiyi verdi. Bu konuda O’nunla ve O’nda güvene, imana dayalı sonsuz bir hayata davet etti ve onlara Yaşam Ağacı’nı verdi ancak özgür iradelerinden kaynaklanan bir seçim de verdi. Ya Tanrı’ya güvenip sonsuz yaşam için Yaşam Ağacı’ndan alacaklar ya da kendilerine güvenip ‘iyiyi ve kötüyü bilme ağacı’ndan yiyeceklerdi. Adem ve Havva, seçimlerini iyiyi ve kötüyü bilme ağacından yani kendi yollarında aradıkları için günah işlediler, Tanrı’ya hayır dediler ve dolayısıyla Tanrı’yla yolları ayrıldı. İşte günah, nasıl Tanrı’yla yolların ayrılması anlamına geliyorsa, tövbe de Tanrı’nın yollarına dönüş anlamına gelir. Aslında Tanrı, insanlara şu mesajı veriyor: ‘Bana dön!’ Bu, Tanrı’nın insanlara zorla empoze edebileceği bir şey değil ama insanların kendi hür iradeleriyle seçmesi gereken bir şey. Tanrı’nın bu konuda bir tabi ki de olağanüstü bir planı vardır. Bu plan, İsa Mesih’in harika işleriyle gerçekleşir.

İncil’e baktığımızda Tanrı’nın Egemenliği müjdesinin önemli bir noktası da tövbedir. Serüvenin en başında ‘Tövbe edin! Çünkü göklerin egemenliği yaklaşmıştır!’ çağrısını görürsünüz.

Peki tövbe ve İsa Mesih’e imanla aklanıyorsak o zaman bir kere tövbe edip istediklerimizi yapabilecek miyiz? Kesinlikle hayır!”

**

Alıntıyı kesip konumuza dönelim.

Okuduğumuz gibi sanıyorum ‘tövbe’, bütün dinlerin temelinde var.

Bu dünyadaki cezalardan kaçıp “Ben hesabımı öteki dünyada vereceğim” demenin dinde yeri var mı bilmiyorum ama ben de aldandım geçtiğimiz günlerde.

TÜVTÜRK’ten muayene randevusu almak istedik. Tabii internet üstünden çünkü randevu alırsanız olağanüstü bir durum çıkmazsa sıra beklemiyorsunuz. Ödenen fahiş ücretleri bir kenara bırakırsak uygulamanın çağdaş olduğunu söyleyebiliriz.

Girdik siteye ve istediği bilgilerin yanıtlarını ilgili yerlere yazdık.

“Ne güzel!” dedik, “Oturduğumuz yerden sıra alıyoruz!” İşlemin bitişinde de 50 lira yatırmamız için kredi kartımın ilgili numaralarını istedi. İşlem günü bu 50 lirayı düşerler diye yatırdım hemen.

Tam işlem bitti, “Sıramızı aldık!” dediğimizde aklıma bir kurt düştü çünkü en üstte bir yazı gözüme çarptı. “Bu işlemi TÜVTÜRK’ün resmi internet sitesinden ücretsiz yapabilirsiniz!” Küçük harflerle…

“Eyvah” dedim, “50 liramızı çarptılar!”

İtiraz edeyim falan dedim ama düşündüm ki her şey yasal görünüyor. Yani biz; bir aracı firmanın internet sitesine takılmış, onlar da bizim adımıza randevu alıvermişlerdi.

Yasal soygun yani…

“Aman!” dedik “Bu bize bir uyarı olsun. Bundan sonra bu tür işlere dikkat!”

Aldatıldık yani…

Şimdi Nihat Hatipoğlu’na derin bir soru sorayım:

“Acaba tövbe ettiklerinde günahtan kurtulurlar mı?”

Hukukçu arkadaşlara da “Paramı kurtarabilir miyim?” diye sorsam, “Aman hocam 50 lira için uğraşmaya değmez, bu sana bir ders olsun!” derler…

Bakmadan Geçme