Behiç Galip Parkı

Bir gün Ödemiş Belediyesi'nin Basın Yayın biriminde görev yapan Cemile Özgüllü, telefonla 'Hocam, çok acil lazım:...

Haber

Bir gün Ödemiş Belediyesi’nin Basın Yayın biriminde görev yapan Cemile Özgüllü, telefonla “Hocam, çok acil lazım: Gökçen Efe’nin mezarı Kaymakçı’da mı?” diye sorunca “Bildiğim kadarı ile evet ama yine de Behiç hocama sormam lazım” dedim. Telefonu kapatmadan espri ile karışık “Ama biraz bekleyebilirsin” dedim.

Vakit kaybetmeden hemen Behiç Galip Yavuz öğretmenimi aradım ve “Hocam, belediyeden aradılar çok acilmiş; ben yanıtladım ama yine de emin olmak için sizi aradım. Gökçen Efe’nin mezarı yerinde duruyor mu? Tek kelime ile yanıtlarsanız sevinirim” dedim.

Ben, başıma geleceği biliyorum ama nihayetinde emin olmak için bu soruyu hocama sormam gerekiyordu.

“Sevgili Selim” diye girdi söze. “Evladım” diye devam etti. “Sana evladım diyebilirim çünkü sen benim hem öğrencimsin hem de arkadaşımın oğlusun. Sünnet törenin bile dün gibi aklımda. Ayrıca sevgili annen de sevgili eşim Semiha’nın ilkokuldan sınıf arkadaşı biliyorsun.”

“Evet hocam, tabii ki… Ama sorunun cevabını hemen bekliyorlar!”

“Yok öyle hemen cevap beklemeler falan” dedikten sonra “Sen de biliyorsun ki Gökçen Efe’nin naaşının Kaymakçı’daki Maşattepe’ye yapılan anıta taşınma işinde sen de küçük bir öğrenci idin. Hatta belki de orada yapılan törene sen de katıldın. Büyük bir tören yapılmıştı ve vali de törene katılmıştı.” (1971’de ilkokul 2 öğrencisi idim)

Hafızasına hayran olduğum öğretmenlerimden biri idi… Behiç Galip Yavuz, sıradan bir tarih öğretmeni değildi. Konusuna hakim olduğu gibi anlatımı da dinleyeni hiç sıkmazdı. Ayaklı bir tarih ansiklopedisi gibi anlatırdı.

Kaymakçı Ortaokulu’nun ilk öğretmenlerinden ve kurucularındandır. Yazdığı bölge tarihi ile ilgili kitaplarını okumak bile başlı başına büyük bir iştir.

Neyse, hocam telefonda anlatmaya devam ediyordu tabii. Kurtuluş Savaşı, düzensiz ordu, Kuvayı Milliye, ilk kurşun, çetelerin işgal güçlerine karşı bir araya gelişi, Gökçen Efe’nin bölge savaşındaki önemi ve adamlarının dikkatsizliği nedeniyle vuruluşu… Ardından Maşattepe’de yapılan tören…

Ben dinliyorum…

Arada “Alo dinliyor musun, orada mısın!” uyarıları…

Ve… “Gelelim şimdi sonuca” dedi:

“Sevgili Selim! Gökçen Efe’nin mezarı, Maşattepe’ye yapılan anıt mezara taşındı ve oradan başka bir yere nakledilmedi!”

Konuşma bitti ve teşekkür edip telefonu kapattım.

Baktım, tam 31 dakika anlatmış. Konuştuk demiyorum, anlatmış… Siz de tahmin edesiniz ki benim aklım öncelikle sonuçta idi ama sanki Kurucuova ile Kaymakçı arasındaki tepelerde göğüs göğüse yapılan savaşları yeniden yaşamıştım. Bir film şeridi halinde gözlerimin önünde canlandı o kaya mezarlarının çevresine kazılan siperlerdeki çarpışmalar ve Gökçen Efe’nin yaralı Yunan askerinin tüfeğinden çıkan kurşunlarla şehit edilmesi…

**

Geçtiğimiz 3 Aralık tarihi, Behiç Galip Yavuz hocamızın birinci ölüm yıldönümü idi. Ödemiş Belediyesi, evinin arka kısmında bulunan (Ödemiş Anadolu Lisesi’nin arkası) parkı yeniden düzenleyip Behiç Galip Yavuz Parkı adını verdi. Parkın ad verme törenine tabii ki öğrencileri olarak Kaymakçı’dan bir grup arkadaş ile birlikte katıldık.

Bu değer bilirlikten dolayı Belediye Başkanımız Mehmet Eriş ve oy birliği ile alınan karara el kaldıran tüm meclis üyelerine teşekkür ederim.

Biz de ÇYDD Ödemiş Şubesi olarak önümüzdeki şubat tatili içinde yapacağımız bir anma töreni ile anılarını yaşatmayı planlıyoruz. Ayrıca, kitaplarının yeniden basımı ve okuyucuları ile buluşmasını sağlamak için elimizden geleni yapacağız.

Gözü arkada kalmasın, ruhu sevinçle dolsun…

Bakmadan Geçme