BAŞKAN ERİŞ'LE HASBİHAL VE BİR DİLEK

Herkesin bir bakış penceresi var. Benim pencerem kültür, sanat ve haliyle eğitim. Ele aldığım pek çok konuyu bu pencereden gördüğüm, okuduğum ve duyduklarım çerçevesinde ele alır değerlendiririm.

Konuya dalmadan önce, Sayın Mehmet Eriş arkadaşımı kutluyorum. Zorlu bir seçim süreci ardından Ödemişlilerin gönlünü alarak kutlu makama ikinci kez oturmayı başardı. Kısıtlı bir bir bütçe ve dar bir kadroyla çıktığı yolun başında yaşadığımız travmayı kısa sürede önceden edindiği tecrübenin ışığında kısa sürede atlatmayı başardığı aldığı oydan kolayca anlaşılıyordu. Bu süreçte yoğun temposuna benim katılmam sağlık açısından uygun olmadığını bildiği için olsa, böyle bir talep de kendisinden gelmedi.

Şimdi artık o 133 bin nüfusa ulaşan önemli bir kent, Ödemiş’in belediye başkanı. Doğrusu büyükşehir belediye başkanlığına seçilen Sayın Mustafa Tunç Soyer’le birlikte çalışması hem kendisi hem kentimiz açısından büyük bir avantaj olacağına inanıyorum. Geçmişte Sayın Bekir Keskin’in Sayın Aziz Kocaoğlu ile gerçekleştirdiği projeler göz önüne alındığında Sayın Eriş’in de Tunç Soyer’le uyum içinde çalışarak kentimizi yaşanılır bir yer haline getireceğine yürekten inanmak ve bu konuda atacağı adımlarda yanında yer almak isterim.

Sayın Bekir Keskin’in başkanlığı döneminde harabelik olmaktan son anda kurtarılan şimdiki Kültür Merkezine 250 kişilik bir sahne kuruldu. Burada bugüne değin birçok kültürel etkinlik yapıldı. Ancak bu yerde bazı teknik eksiklikler var. Bunlar Mahmut bey döneminde giderilmedi. Belki de önemsenmedi, bilemem. Bu sahnenin teknik eksikliklerinin Sayın Eriş tarafından bir an önce giderilmesini istiyorum. Ancak hocam bir dakika dur! Kültüre gelinceye kadar daha başka sorunlarımız var,” diyebilir, Sayın Eriş.

Bu noktada biraz tarihi gerçekleri kurcalamakta yarar var.

Seçimle işbaşına gelen ve faşist diktatörlüğü döneminde 40 milyon insanın ölümüne yol açan Hitler sonrası yıkılmış harap olmuş Almanya’nın imar hareketinde ilk neşter vurulan yer neresiydi, bir anımsayalım. Sanayisi yok edilmiş, evleri harap olmuş bir ülkenin onarımına önce tiyatro ve opera binalarından başlandı. Çok şükür Ödemiş savaş sonrası harabelikten kurtulalı hayli zaman oldu. Benim söz ettiğim eksikliklerin giderilmesiyle profesyonel olarak çalışan pekçok tiyatro, opera, klasik ve Batı müziği, şiir dinletileri ve edebiyat panelleri gibi türlü etkinliklerin yapımı kolaylaşır. Bu alanda çaba gösteren sivil toplum örgütlerinin yüreğine belediye eli değmiş olur. Var olan bir yapının eksiğini gidermek bir yapıyı yeniden yapmaktan kolay olsa gerek. Yeter ki verdiği sözler arasında kültür ve sanata öncelik verebilsin Sayın Eriş!

Başkan Eriş’in, kurucu başkanlığını yaptığı Cumhuriyet Halk Fırkasına ve halkına doktor olarak hizmet etmek amacıyla ikinci kez seçileceği milletvekilliğini bırakan Rahmetli Doktor Mustafa Bengisu’yu örnek almasını dilerim. Onun bu kentte yaptığı işleri anlatan gene Rahmetli Kaya Bengisu’nun “Koca doktor” kitabını yeniden okumasını öneririm. Ödemiş’i bugün modern bir kent uğruna yaptığı örnek mücadele her belediye başkanı için çok önemli.

Tabii yukarıdan beri hep Başkan Eriş adını andım, sanmayın seçilen meclis üyelerini unuttum! Belediyecilik bir ekip işidir. Bu ekibin başında seçilen meclis üyeleri, ardından seçilecek encümen üyeleri, yeni başkan yardımcıları ve diğer belediye personeli siyaset üstü, yalnızca bu kent için yumruğu bir yere vururlarsa bundan en çok bu kentte yaşayan bizler mutlu oluruz.

Son bir dileğim: Sayın Tunç Soyer Ödemiş’ten de nüfusça küçük bir ilçe belediye başkanlığından gelmenin deneyimini kendi birikimini de ortaya koyarak tüm İzmir’e yayması beklenmektedir. Seferihisar İzmir ilin tek “yavaş kent” unvanını onunla kavuştu. Dilerim bir gün Ödemiş de yavaş kent statüsüne Sayın Eriş’in başkanlığında kavuşur. Biz de sokak ve caddelerde yaya, bisikletli ve motorlu araç sürücüsü olarak güvenle yol alırız.

Sayın Mehmet Eriş ve beraberinde seçilen belediye meclisi üyesi arkadaşları tebrik ediyor, başarılı bir beş yılı hizmet aşkını bizimle yaşamalarını diliyorum.