'BASIN' dan DEDİKLERİMİZ de BUNU YAPARSA!

Bunu yazarken hanımefendiliğimi bozmayacağımı biliyorum. Ancak bazı düğün fotoğrafçısı arkadaşlarla aynı işi yapıyor görünmek sıkıntı verse...

Bunu yazarken hanımefendiliğimi bozmayacağımı biliyorum. Ancak bazı düğün fotoğrafçısı arkadaşlarla aynı işi yapıyor görünmek sıkıntı verse de “insanlar konuşarak anlaşır” tezini yerle yeksan edenlere ne yapabiliriz ki? İşte bugünkü yazımda hep birlikte ona bakacağız!

Şehrin basın mensupları olarak hemen her gün birileri hakkında yazıp çiziyoruz. Oysa bizlerin arasında da öyle şeyler yaşanıyor ki birine sus, diğerini görme, öbüründe sen büyüklük yap derken. İşini iyi yapanlarla yapamayanların aynı kefeye konulmasından iyice rahatsız olmaya başladı(k)m.

E bundan yola çıkarak da şu güzel şehirde işini layığı ile yapanların hakkını yememek adına arada çuvaldızı kendimize de batırmadan edemeyiz diye düşünüyorum. Şu; görüntüsü küçük, ufku dar ama istenirse geleceği muazzam olacak şehrimizde hepi topu üç beş basın mensubuyuz. Biri diğerini, öbürü ötekini, hepsi bizi istemez gibi bir tavra giriyorlar ya Allahımmm ya ölüyorum inanın bu basitlikten.

Zaman zaman benim çalışma arkadaşlarım da yapacak olurlarsa onlar için de geçerlidir bu söylediklerim. Gören de şehirde kocaman bir pasta payı var, cebelleşe cebelleşe ondan pay almaya çalışıyoruz sanır! Yok öyle bir şey sevgili okurlar.

Herkes, ya kendi imkanları ile şehrine fayda sağlamaya çalışıyor. Ya kişisel ikili ilişkilerini kullanıyor. Ya ayakta durmak için maliyetleri en minimal hale indirip hizmet vermeyi hedefliyor. Ya da bu şartsızlıkta bile en güzel hizmeti vermek için en özel işlere imza atmaya çalışıp sadece kendi çalışanlarının değil, kalem oynatan her basın mensubunun emeğini korumak adına hakça paylaşımın ve ortak beyinle şehrin gelişimi için ön ayak olmaya çalışıyor(lar)uz.

Buraya kadar sanırım her örneği takdirle alkışladığınızı düşünüyorum. E haklısınız da! Lakin şu niyet meselesi var ya şu niyet meselesi, kimin ne olduğunu er geç ortaya döküyor. Ben onları gördükçe utanç duyarken ve büyüklük gösterip görmezden gelirken içindeki ne olduğunu anlamadığım saçma sapan duygularını başkalarının anlamasını sağlayacak şekildeki tavırlar, oldukça hadsizce ve saygısızcadır.

Birilerini sevmeyebilirsin, gördüğünde selam vermeye de bilirsin ancak bir basın toplantısında o kişi konuşurken yüzünü(zü)n şekil değiştirilmesi ve etraftan bunun görülmesi, konuşanın değil kardeşim senin/sizin basitliğinizi gösterir.

Üstüne basa basa söylüyorum, bunu ben (ki yapmam, nezaket ve görgü sahibi olduğumu biliyorum) ya da benim çalışma arkadaşlarımdan biri de yapsa aynı şekilde sorgular gereğini yaparım.

Yahu milyonlarca insanın yaşadığı bir şehirde yaşamıyoruz ki maalesef küçük ve vizyonu dar olan bir şehri haberden haberdar etmek adına çalışan halka basın ve medya konusunda hizmet veren sayılı kurumların çalışanlarıyız. Saygıyla, birlikte çalışmak varken kişisel hırsını, kıskançlığını, hadsizliğini, başkalarının anlayacağı tarzda yansıtmak seni/sizi küçültür. Bizlere zerre sıkıntı vermez.

İnsanları eksikleri ile kabul etmeye çalıştıkça onlar kendilerini ne hikmetse çok daha farklı konumlarda görüyorlar sanırım. Bana göre bu da yaptığı işi yıllar da geçse hakkını vermeyi başaramayan, bulunduğu konumu kendi dahi hazmedemeyen, işini gerçekte hakkı ile yapamayan cahilliğinin getirdiği kişisel egodan başka bir şey değildir. Üzülüyorum. Çünkü bir adım ilerleyemezler. Olanı paylaşamazlar. Saygıyla anılamazlar ki zaten bu karakterde olanlar için de bu saydıklarım zaten önemli değildir.

Ha bu davranış sahipleri, benim nazarımda da gereken ağırlık ve muhatap da değiller (bundan sonra) artık. Zaman gösterecektir ki yaptığın iş ne olursa olsun; halka hizmet etmek varsa ucunda er geç seni hak ettiğin yere koyarlar ki emin olun ruhunuz bile duymaz.

Ben dahil basın ve medya sektöründe olan sevgili çalışanların dünkü basın toplantısında emeklerinde ve saygınlıklarından ve de emeklerinin karşılığını almaları konusunda onca kurul üyelerinin gözlerinin içine baka baka konuşan aynı sektörden olduğum kişilerin yaptıkları saygısızlık, onların görgü ve nezaketleri ile alakalıdır.

Ki sevgili Ödemiş halkı, düşünün, biz bile birlik ve paylaşım yapmakta zorlanıyoruz. Ya on kişi olsaymış şehrin basını ne olurmuş Tanrı bilir(!)

Yine de ben sevgiyle ve saygıyla susuyor, Karadenizli damarımı göstermiyorum (!) Şimdilik sevgiyle ve bol şansla kalınız inşallah. Yarın görüşmek üzere

Bakmadan Geçme