Bakla bezelye aşkına!

Şu sıralar pek ortalıklarda dolaşmıyorum ama tesadüfen beni gören kimi arkadaşlar, “Bakla ve bezelye ne oldu...

Şu sıralar pek ortalıklarda dolaşmıyorum ama tesadüfen beni gören kimi arkadaşlar, “Bakla ve bezelye ne oldu; üretici kazanabildi mi?” diye soruyorlar. Bizim çocuklar, küçükken “Baban ne iş yapıyor?” sorusuna “Gazeteci” yanıtını veriyordu. Herhalde şimdi “Bakla-bezelyeci!” diyecekler…

Şaka bir yana, bakla bezelye fena değildi bu sene ama sokağa çıkma yasakları ile yağışlar olmasa daha iyi olacaktı.

Bakla ve bezelye yani üretici kazanırsa herkes kazanır…

Biliyorsunuz, konuyla ilgili bir iki yazı yazdım. Ardından Kaymakçı Kalkınma Kooperatifi’nin girişimi ile İzmir Büyükşehir Belediyesi devreye girdi. Kooperatif, piyasanın üstünde bir fiyatla üreticiye destek olurken canla başla çalışıp İzmir’e bakla bezelye yetiştirmeye çalıştı. Sonra Ödemiş Belediyesi de Ramazan dolayısı ile bezelye yemeği için ürün satın aldı. Bir aracı alıcı arkadaşımızın da devreye girmesi ile fiyatlar, 3 lira ile 4 lira arasında gitti geldi. Çok kazanamadılar ama zarar da etmediler.

Bu arada CHP İlçe Kadın Kolları üyeleri de harekete geçip yaklaşık iki ton bezelye aldılar. Başkan Ayşen Görgülü ile okul ve mahalle arkadaşım Reyhan Türkön, hemen her gün 250 kilo civarında bezelye siparişi verdiler. Sanıyorum hiç sigara kokusu bilmeyen benim araba, bezelye kokusuna doydu.

Bu arada yeterli tanıtım ve çalışma yapılırsa bezelye gibi ürünlerin üreticiden tüketiciye ulaştırılabileceğini öğrendik. Bir kargo firması ile anlaşıp kooperatif adına sağa sola bezelye göndermeyi denedik. Bu öğrenme süreci, hala devam ediyor. Yani istenirse bazı yeni şeylerin başarılabileceğini fark ettik.

Taze bakla, geçen hafta itibarı ile hemen hemen biterken bezelye de bu hafta sonu itibarı ile sona erecek gibi. Balon bezelye olarak tabir edilen türün de 1-2 haftalık ömrü olduğunu varsayarsak bezelyenin bu yılı şöyle böyle atlattığını, üreticinin mağdur olmadığını söyleyebiliriz. Bu arada söylemeden geçemeyeceğim, daha işin başında gazetemizin koordinatörü İsmail Keçeci de 500 kilo bakla satın alarak Ödemiş Belediyesi aracılığı ile vatandaşa dağıttı.

Ben de birkaç hafta “Şu kadar bezelye istiyoruz” telefonları ile tatlı bir boğuşma yaşadım ama işi öğrendik ve gelecek yıla daha örgütlü ya da organize hazırlanacağız…

Kaymakçı’da bakla, bezelye derken sıra can eriğine geldi. Erik biter, turşuluk salatalık devreye girer.

Bir zamanlar bamyamız vardı. Konserve fabrikalarına günde 30-40 ton ürün sarılırdı. Yine olabilir. Bizim bamyamız, toprak ve hava şartları nedeniyle çok lezzetli ve özeldir.

Gereli Kooperatifi, bildiğiniz gibi Mezarbaşı Kavşağı’nda açtığı tüketim mağazası ile başarılı oldu. Başkan Mustafa Gerçek’i kutlamak gerekir. İkinci mağazayı da Salı Pazarı’nda açtılar… Slogan da “Üreticiden tüketiciye sağlıklı ürün!”

Kaymakçı Kooperatifi de Ödemiş’te güzel bir manav açabilir. Benim bildiğim Başkan Raşit Tatlı, aklına yatarsa bu işe ‘he’ der…

Bence artık bu açık pazar işleyişinde yeni arayışlara gitmeli. Korona bize diyor ki sağlıklı beslenin, temizliğe dikkat edin ve öyle çok kalabalıklar arasında dolaşmayın. Belki bir girişimci çıkar, Kaymakçı Kooperatifi adına böyle bir manav açabilir. Domates, biber, patlıcan, bakla, bezelye, bamya… Bunların kurutulmuşları, konserveleri… İncir, üzüm… Başka kooperatiflerin gönderdiği ürünler. Neden olmasın? Bence manavlık, bundan sonra daha da çok iş yapacak. Salı Pazarı civarında otopark sorunu olmayan bir yerde böyle bir manav çok yerinde olur. Belki belediyemiz, kooperatifimize pozitif ayrımcılık yapıp bir yeri tahsis eder. Salı günleri de açık pazar var zaten.

Hatta belediyemiz, bu tür sağlıklı ‘kamu hizmeti’ sunan kuruluşlara da şehrin en uygun yerlerinde alanlar oluşturabilir. Bakın bir de bazı belediyeler Halk Market açıyorken…

Bakla, bezelye, bamya ve salatalık…

Toprak var, hava var. Eh, su o kadar çok değil ama darıdan daha az ister. Uzman yetiştiricilik de var. Daha ne?

Bakmadan Geçme