Bademli'de Yunus Emre'yi anma günü düzenlendi

Ödemiş'e bağlı Bademli Mahallesi'nde Belediye Düğün Salonu'nda Yunus Emre'yi Anma Günü etkinliği gerçekleşti. Bademli Ortaokulu tarafından...

Ödemiş’e bağlı Bademli Mahallesi’nde Belediye Düğün Salonu’nda Yunus Emre’yi Anma Günü etkinliği gerçekleşti. Bademli Ortaokulu tarafından hazırlanan programda Anadolu’da Türkçe şiirin öncüsü olan ünlü tasavvuf ve halk şairi Yunus Emre için düzenlenen etkinlikte bir dakikalık saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından günün anlam ve önemini anlatan konuşmayı Bademli Ortaokulu Müdürü Ramazan Göçen gerçekleştirdi.

Bademli Ortaokulu Müdürü Ramazan Göçen, konuşmasında şu ifadeleri kullandı: “Bir dilin yaşatılması; şiirlerle, şarkılarla, türkülerle, manilerle, destanlarla mümkündür. Hele Yunus Emre gibi kolay ezberlenebilen, gönüllere hitap eden halk ozanı tarzında şiirler Türkçemizi beslemiş, halkımızın gönlünde taht kurmuştur. Yunus Emre, dilimizi geniş kitlelere ulaştırmış ve 700 yıldır devam eden bir aşk sunmuştur. Bugün burada Cibali Kültür Sanat (CKS) Yayınları iş birliği ve meddah Yusuf Duru ile ‘Yunus Yunus’ diyeceğiz. Bugünlerde çokça ihtiyacımız olan kardeşlik, barış, hoşgörü kültürümüzü yaşayacağız, yaşatacağız. Okulumuz öğrencileri, hikaye ve şiir türünde örnek kitaplar yayınladı. Şimdi de Yusuf Duru ile masala giriş yapacağız. Dili yaşatmak; sevgiden, okumadan, yazmadan geçer. Biz bu yolda ‘Bismillah’ dedik, sonu hayır olsun.”

Yeni bir öz, yeni bir deyiş

Okul Müdürü Göçen, sözlerini şöyle sürdürdü: “Tasavvufla, İslam düşüncesiyle beslenen dizelerinde insanın kendisiyle, nesnelerle, Allah’la ilişkilerini işledi. Ölüm, doğum, yaşama bağlılık, ilahi adalet, insan sevgisi gibi konuları ele aldı. Çağına hakim olan düşünüş biçimini ve kültürü konuşulan dille, yalın ve akıcı bir söyleyişle dile getirdi. Kendinden önce yetişmiş İran ozanlarının, çağdaşlarının yapıtlarında geçen kavramlara yeni bir öz, yeni bir deyiş kattı. Bu yanıyla tasavvuf düşüncesini zenginleştirdi, kendi adına bağlanan tekke şiirinin Anadolu’daki ilk temsilcilerindendir. Onun adına ülkemizin pek çok yerinde yapılmış olan türbeler, kendisinin halk tarafından ne kadar çok sevildiğini göstermektedir. Kesin olarak nerede öldüğü ve gerçek türbesinin nerede olduğu bilinmemektedir.

Methedici, taklitler yapıp hoş öyküler anlatarak halkı eğlendiren sanatçıya meddah denir. Türk halk zekasının ve halkın olayları karikatürize etme gücünün büyük sanatlarından biri olan meddahlık, yüzyıllar boyu yaşamış, Türk halkı arasında çok ilgi görmüştür. Meddahlık için tek adamlı tiyatro diyebiliriz. Meddah, tiyatronun bütün kişilerini varlığında birleştiren bir aktördür. Yüksekçe bir yerde oturarak bir öyküyü başından sonuna kadar, canlandırdığı kişileri ağız özelliklerine göre konuşturarak anlatır. Perdesi, sahnesi, elbiseleri, dekoru, kişileri bulunmayan bu tiyatronun her şeyi; meddah denilen o tek adamın zekasına, bilgisine, söz söylemedeki başarısına bağlıdır.

Meddah; kişilerin ağız özelliklerini taklit ettiği gibi hayvanların, doğanın ve cansız nesnelerin seslerini de taklit eder. Meddahın iki aracı vardır; biri boynuna doladığı mendili, öteki de elinde tuttuğu sopasıdır. Günümüzde meddahlıkla ilgili birkaç dağınık yazma ve taş baskısı kitap dışında fazla kaynak yoktur.”

“Bu ülkeyi sevmek ve korumak zorundayız”

Meddah ünvanlıyla kabul edilip bir Türk sanatçı olarak dünya sanatçıları listesine dahil edilen sanatçı ve yazar Yusuf Duru, “Gönüller yapmaya geldik diyor. İşte tam da bugün için söylüyor. Doğusundan batısına, kuzeyinden güneyine ülkenin mozaiğinde çok farklı insanlar var. Farklı dinden olup farklı dil konuşan insanlar var ama bu ülkede, bu bayrağın altında hep birlikte yaşıyoruz. Bu ülkeyi sevmek ve korumak zorundayız. Bunun içinde birbirimize saygı uymak zorundayız. Hangi görüşten olursak olalım, hangi dinden olursak olalım benin kapımı çalmışsa, benim ülkeme gelmişse üzerimize düşenin yapmalıyız. Sakın kimseyi görünüşünden dolayı yargılamayın. Öğrencilerimiz şimdiden sorumluluklarını alarak Yunus Emre gibi sorumluluk sahibi olmalılardır. Dergaha bir tane eğri odun girmemiş, 40 yıl boyunca hep dümdüz odunlar taşımış. Sormuşlar ‘Ormanda hiç mi eğri odun yok?’ Yunus Emre tebessüm etmiş, ‘Burası benim okulum, burası benim eğitim gördüğüm yer. Benim okulumun kapısından eğri odun bile giremez’ demiştir” dedi.

Ödemiş’e bağlı Bademli Belediye Düğün Salonu’nda gerçekleşen etkinlik kapsamında öğrencilerin hazırladığı Yunus Emre ile ilgili şiirler, Ahmet Özbay tarafından ilahi, Şol Cennetinin Irmakları korosu, meddah Yusuf Duru tarafından Yunus Emre’nin hayatı ve hayatındaki önemli detayların anlatılması, etkinliğe katılanlara Yunus Emre kitabının yazar Duru tarafından öğrencilere imza töreni yer aldı.

Yapılan Yunus Emre’yi Anma ve Türkçe Yılı programına Ödemiş İlçe Milli Eğitim Şube Müdürü Ruhi Bal, Bademli Ortaokulu öğrencileri ve velileri, Ovakent Çok Programlı Anadolu Lisesi, Ovakent İlkokulu ve Ortaokulu öğrencileri, Konaklı Ortaokulu öğrencileri, Bademli Şükrü Saraçoğlu İlkokulu öğrencileri ve Ovakent Engelli Okulu öğrencileri de katılım gösterdiler.

Özcan Çetin

Bakmadan Geçme