Ayrılık da Eylül'e dair
Oldum olası hiç sevmedim ayrılıkları. Ayrılan insanları görsem bile hüzünlenirim ben. Ama hayat, içinde en çok...
Oldum olası hiç sevmedim ayrılıkları. Ayrılan insanları görsem bile hüzünlenirim ben. Ama hayat, içinde en çok ayrılıkları barındırıyor. Sürekli bir ayrılma seremonisi, tekrarlıyor kendini. Öncelikle her nefesle birlikte yaşadığın zamanı terk ediyorsun. Günlerden, haftalardan, aylardan ve mevsimlerden ayrılıyorsun teker teker. Çoğu zaman da bunun farkında bile olmadan… Başlı başına bu bile hüzün verebilir insana. Ama ayrılığın en çok kendini vurguladığı mevsim, güz ve Eylül ayı. Yeniyi muştulayan zaman, ayrılık çanlarını da vuruyor çoğu kez. Yaz boyunca hem dem olduğun ne varsa onlardan ayrılıyorsun istemsizce. Sen ayrılmasan da onlar seni terk ediyor zaten.
İnsan; yediğinden, gördüğünden ve yaşadığından da ayrılıyor. Döngü, kendini yeniliyor biteviye. Her mevsimin, günün her diliminin insana sunduğu ve alışkanlık peyda ettiğimiz pek çok rutinimiz terk ediyor bizi, yerine yenilerine bırakarak. Belki de yeniyle birlikte ayrıldığımızın farkına varamıyoruz. Üzerinden bir süre geçtikten sonra ayrımında oluyoruz durumun.
Elbette ayrılıklar içinde en zoru, sevdiklerimizden ayrılmak. Her ne kadar onlar için gerekli olsa da hayatlarını daha iyi yaşamalarına ve kendilerini geliştirmelerine vasıta olacak nedenlerden dolayı bir ayrılık yaşıyor olsanız da aklınız bunu kabul edip onaylarken yüreğiniz titriyor. Uzaklaşmak, yüz yüze görüşememek düşüncesi, duygusal tatmini eksik bırakıyor. Ve halliyle insan hüzünleniyor, duygulanıyor, benim gibi kendini tutamayıp ağlıyor. Elbette en insani davranışlardan biri ağlamak ama zor durumda da bırakabiliyor bu durum bazen insanı…
Uzun zaman pek çok şeyini paylaştığın, ortak birçok eylemde bulunduğun, gönül birliğin olan insanların hayatının biraz uzağına düşmesi, ister istemez insanı hüzünlendiriyor. Eylül nedense hep böyle gelişmelere gebe ya da benim hayatımda böyle yer etti. Benim intibalarım bu yönde. Ondan olsa gerek Eylül ayı biraz dokunaklı, duygulu gelir bana…
Size üç cümlede Eylül’ü anlatın deseler ne derdiniz? Hiç bunu düşündünüz mü? Ayların halet-i ruhiyemiz üzerinde ne gibi etkileri var?
sabahın içe işleyen serininde
gecenin sürpriz düşen damlalarında
bir çocuğun okula başlama heyecanında
ermiş meyvelerin kuruma telaşında
gençlerin yarınlara yetişme çabasında
hep sen varsın Eylül…
Bakmadan Geçme





