Ayhan Hoca'nın ardından

Cuma günü öğlenden sonra gelen bir telefon, deyim yerinde ise beni şok etti. Kaymakçı ÇP Lisesi...

Cuma günü öğlenden sonra gelen bir telefon, deyim yerinde ise beni şok etti. Kaymakçı ÇP Lisesi Müdürü Ayhan Kökmen, iki öğrenci tarafından makamında kurşunlanmış!

Önce ‘Herhalde hafif yaralıdır’ dedim. ‘Bir tartışma olmuş öğrenci de evinden getirdiği silahla hocasını korkutmak istemiştir’ diye düşündüm. Fakat ilerleyen dakikalarda ne yazık ki Ayhan hocamızın hayatını kaybettiğini öğrendik.

Çok acı bir durum!

Hemen bir arkadaşımla birlikte Kaymakçı’ya hareket ettik.

Jandarma; okulun giriş çıkışlarını tutmuş, soruşturma başlatmıştı. Öğretmenler de içerde idi. Kapı önünde toplanan tanıdıklardan bilgi almaya çalıştık. Mantıklı bir açıklama ve bilgi yoktu.

Bir ay önce geldiği ikinci okulundan da tasdikname alan bir öğrenci, bir arkadaşı ile birlikte Ayhan Hoca’nın makamında iki el ateş etmiş. Sonrası malum…

Ayhan Hoca’yı Ticaret Lisesi’nde göreve başladıktan sonra tanıdım. İkimiz, farklı sendikaların üyeleriyiz. Doğal olarak da dünyaya bakışı açımız tıpa tıp aynı değil. Ben Ticaret’te göreve başladığımda o müdür yardımcısı idi. İlk yıl biraz soğuk durduk birbirimize ama ilerleyen yıllarda bana söylediği, ‘Seni yanlış tanımışım’ sözü aklımdan çıkmaz.

Düz liseden, meslek lisesine gidince bende de bir can sıkıntısı olmuştu. Okula giderken ayaklarım geri gidiyordu. Öğrencilere sinirlendiğim ve bağırıp çağırdığım çok oldu. Bana hep, ‘Hocam sakin ol; burası meslek lisesi. Bizim öğrencilerimiz biraz farklıdır’ derdi.

Arada sırada makamında birlikte çay içer, eğitim sistemi ile ilgili değerlendirmelerde bulunurduk. Temelde hepimizin sıkıntıları aynı idi. Öyle olunca da çözüm yolları konusunda da ortaklaştığımız çok olurdu. Bana ‘Sen de köy çocuğusun ben de’ deyip köyden gelen çocuklara karşı daha hoşgörülü olmamı tavsiye ederdi.

Daha sonra benim mezun olduğum, sonradan liseye çevrilen Kaymakçı Ortaokulu’na müdür olarak tayini çıktı. Ziyaretine gidip hayırlı olsun temennilerinde bulunduk. İlerleyen zamanda hafta içi Kaymakçı’ya gittiğimde telefon eder, birlikte köfte yemeye davet ederdim.

Kaymakçı Lisesi için çeşitli gayretler içinde olduğunu ifade eder, bana da ‘Sen de gel, meslekteki son yıllarını memleketinde hizmetle geçir’ derdi. Eşimin işi ve çocuklarımın okulu Ödemiş’te olmasına rağmen söyledikleri mantıklı da gelmişti. Bu yıl okulun edebiyat öğretmenine ihtiyacı vardı. Öğrencilerin çoğunun ailesini tanırım. ‘8-10 kişilik sınıflarda biraz dinlenirim’ de demiştim. Millet merkeze gelmek isterken ben Kaymakçı’ya tayin istedim ama olmadı.

En son, bir öğretmen arkadaşımızın yaklaşık iki ay önce vefat eden annesinin Beydağ’ın Çiftlik köyündeki cenaze töreninde konuşmuştuk. Kendisi de oralıydı.

Ayhan Hoca için artık ne desek boş…

Fakat geride kalanlara, ailesine, eğitim sistemine dair bir şeyler söylememiz lazım.

Öncelikle her geçen gün artan şiddet ortamına dair. Bu çocukları bu hale getiren eğitim, aile, dizi ve gidip geldikleri yani beslendikleri ortamlara dair… Bireysel silahlanmaya dair… Okullardaki çeteleşmeye dair.

Şimdi biz öğretmenlere çevremizdekiler ve ailelerimiz diyorlar ki: Aman öğrencilere fazla karışmayın!

Olayın meydana geldiği günün akşamında evimizin önündeki caddeden 7-8 genç bağıra çağıra yürüyorlardı. İster istemez ‘Ne oluyor!’ diye balkona çıktım. Gençlerden biri, 5-10 metrede bir maymun gibi bağırıyordu! Belli ki bu yaptığının iyi bir iş olduğunu düşünüyordu. Benzeri davranışlarla okul koridorlarında da karşılaşıyoruz.

Öncelikle söyleyeyim ki ülkemiz ‘Kurtlar Vadisi’ benzeri dizilerin esiri oldu. Gençlerin beslendikleri kültürel ortam ne yazık ki bu…

Ve bazı gidip geldikleri kurumlar…

Hiçbir bilgi sahibi olmadan kendilerini vatan kurtarıcısı gibi görmeleri!

Yazılacak çok şey var ama ‘eğitim şart!’

Daha az suç ortamı ve cezaevi için daha çok eğitim kurumu yapmalıyız. Eğitim derken tabii ki sadece okulları kastetmiyorum.

Ve şiddet ortamı. En tepeden en aşağıya; bağırarak, suçlayarak ve hakaret ederek konuşma kültürü devam ettiği sürece

Bakmadan Geçme