Atasagun!

Tıp sözcüğü, Türkçeye Arapçadan geçmiştir. Sözcüğün kökeni, 'ṭbb' seslerine dayanır. Tabib de tıp işiyle uğraşan kişi...

Tıp sözcüğü, Türkçeye Arapçadan geçmiştir. Sözcüğün kökeni, ‘ṭbb’ seslerine dayanır. Tabib de tıp işiyle uğraşan kişi demektir. Kaynaklar, kelime kökeninin eski Aramice ve Süryaniceye kadar gittiğini yazıyor. ‘İyilik, sağlık ve selamet’ sözcükleri ile eş kökenli.  Tıbbıye de Osmanlı’nın son dönemine gelen Tanzimat’ın ilanından sonra sağlık alanında öğrenci yetiştirmek ve Batılı anlamda bir tıp anlayışına sahip doktorlar yaratmak amacıyla kurulan eğitim kurumlarına verilen admış.

Sanıldığı gibi Türkçedeki karşılığı ‘hekim’ değil. Hekim de dilimize Arapçadan girmiş… Hekim, hakim ve hakem sözcükleri ile akrabadır.

Doktor da Latince kökenlidir… Aslında ‘doktor’un da anlamı ‘öğreten kişi’ demektir. Yani bir anlamda işin uzmanı. Bir kişinin iş yaptığı alanda bu doktor sıfatını alabilmesi için birtakım eğitim süreçlerinden geçmesi gerekir… Yani insanlara meslek öğreten kişi, öğretmen gibi…

Diyeceksiniz ki eski Türkçede karşılığı yok mu?

Elbette var ama unutmuşuz! Atasagun ve otacı sözcükleri, eski Türkçede doktor yerine kullanılan iki sözcüktür. Kaynaklara bakılırsa sözcük ‘ata+saygın’ değerli kişiden dönüşmüştür.

‘Otaçı’ da ot ile sağlık veren, tedavi eden kişi demek.  Tedavi etmek de eski Türkçede ‘sağaltmak’ sözcüğü ile eş değer. Yani sağ kalmasını sağlamak.

Kelime veya sözcük kökeni böyle…

Peki bu bayramın bir özelliği var mı?

Vikipedi’ye göre Tıp Bayramı; her Mart ayının 14’ünde kutlanan, Türkiye’de tıp alanından çalışanların hizmet sorunlarının tartışıldığı, bilime katkılarının ödüllendirildiği bir anma ve kutlama günüdür.

14 Mart 1827’de, II. Mahmut döneminde, Hekimbaşı Mustafa Behçet’in önerisiyle ilk cerrahhanenin Şehzadebaşı’daki Tulumbacıbaşı Konağı’nda Tıphane-i Amire ve Cerrahhane-i Amire adıyla kurulması, Türkiye’de modern tıp eğitiminin başladığı gün olarak kabul edilir. Okulun kuruluş günü olan 14 Mart günü de “Tıp Bayramı” olarak kutlanmaktadır.

İlk kutlama, 1919 yılının 14 Mart’ında işgal altındaki İstanbul’da gerçekleşmiştir. O gün tıbbiye 3. sınıf öğrencisi Hikmet Boran’ın önderliğinde tıp okulu öğrencileri, işgali protesto için toplanmış ve onlara devrin ünlü doktorları da destek vermişti. Böylece Tıp Bayramı, tıp mesleği mensuplarının yurt savunma hareketi olarak başlamıştır.

1929-1937 yılları arasında 12 Mayıs günü, Tıp Bayramı olarak kutlandı. Bu tarih, Bursa’daki Yıldırım Darüşşifası’nda ilk Türkçe tıp derslerinin başladığı tarih olarak kabul edildiği için Tıp Bayramı yapıldı ancak zamanla bu uygulamadan vazgeçildi ve yeniden 14 Mart Tıp Bayramı oldu.

1976’dan beri de sadece 14 Mart günü değil, 14 Mart’ı içine alan hafta boyunca kutlama yapılmakta ve bu hafta Tıp Haftası olarak kabul edilmektedir.

Ansiklopediye göre dünyada da benzer kutlamalar, farklı tarihlerde yapılmakta imiş. Örneğin ABD’de ameliyatlarda genel anestezinin ilk defa kullanıldığı 30 Mart 1842 tarihinin yıldönümü; Hindistan’da ünlü doktor Bidhan Chandra Roy’un doğum (ve aynı zamanda ölüm) yıldönümü olan 1 Temmuz günü, “Doktorlar Günü” olarak kutlanırmış.

**

Dünyanın kutsal kabul edilen meslekleri vardır. Otaçılık da bunlardan biridir. Fakat Batılı anlamı ile doktorluk yani ‘meslek öğretmenliği’ daha kutsal sayılmalıdır ve herkes öğretmen yapılmamalıdır.

Bir tarihte okulda bir grup öğretmen ve hizmetli arkadaş ile oradan buradan sohbet ediyorduk. Hizmetli arkadaş, boş bulunup öğretmenliğin kolaylığından dem vurmak istedi ama ona “Haydi seninle bir haftalığına işleri değiştirelim” deyince bir an duraklayıp “Sen benim işi yaparsın ama ben sizin işi yapamam hocam, özür dilerim” demek durumunda kaldı.

Tüm sağlık çalışanlarının gününü kutlar, toplumun bütün bireylerinin hak ettikleri en iyi koşullarda yaşamalarını dilerim.

Bakmadan Geçme