Asker uğurlaması: Asker Ali Furkan Tuna
Dönüp baktığımızda dünyanın hiçbir yerinde davul zurnayla bayram havasında evlatlarını askere yollayan bir millet yoktur. Askere...
Dönüp baktığımızda dünyanın hiçbir yerinde davul zurnayla bayram havasında evlatlarını askere yollayan bir millet yoktur. Askere gidecek olan evlatlarımızın ellerine eli öpülecek analarımız kına yakarlar. Bu kına yakılmasının mesajı da, “Ey oğul! Ben, seni peygamber ocağı olan asker ocağına yolluyorum. Bundan böyle bizlerin namusunu, şerefini, onurunu korumak, göklerde dalgalanan; rengini şehitlerimizin kanından almış olan şanlı ay yıldızlı bayrağımızı göklerden indirmemek, dinimizin kutsal çağrısı olan ezan-ı Muhammedi’nin sesini minarelerimizde susturmamak, topraklarımızı gavur çizmesiyle çiğnetmemek senin görevindir. Bu vatan için ölürsen şehit, kalırsan gazisin” şeklindedir.
Ele yakılan o kına ile evlatlarını askere yollayan analar, babalar, bacılar, sevenler, sevgililer gözyaşı dökerler ama o dökülen gözyaşları, sanmayın ki hüzün gözyaşları. O gözyaşları, evlatlarını peygamber ocağı olan asker ocağına göndermenin mutluluğunun gözyaşlarıdır.
İşte geçtiğimiz günlerde çok sevdiğim Bornova’dan Sütçü Mehmet’in yeğeni Ali Furkan Tuna’yı vatani görevine yollamak için arkadaşları, güzel bir eğlence tertiplemişlerdi. Ben de bu eğlenceye davet edildim. Mevlana Mahallesi’ndeki evine gittiğimde dev bir Türk bayrağı duvara asılmış, gençler çalan müzik eşliğinde doyasıya eğleniyor, milli oyunlarımız oynanıyordu. Asker Ali Furkan Tuna’yı arkadaşları tekrar tekrar havaya atıyorlardı. Ali ve arkadaşları çok mutluydular. Güzel bir asker uğurlamasıydı.
Daha sonra dayısı Sütçü Mehmet, Ali’yi askeri birliği olan Tekirdağ Tankçı Birliği’ne götürmek için yola çıktı. Arkasından dökülen sular, okunan dualarla Asker Ali’yi görevine uğurladılar. Biz de Ali evladımıza vatani görevinde başarılar diliyoruz. Güle güle gitti, güle güle gelecektir inşallah. Ali’yi ve tüm vatan evlatlarını Allah’a emanet ediyoruz.
Bakmadan Geçme





