Zeytin ağaçları hastalıktan kurtulamadı

Küçük Menderes Havzası'nın vazgeçilmez geçim kaynağı olan zeytin ağaçları, bu yıl hastalıktan kurtulamadı.   İlçedeki zeytin...

Küçük Menderes Havzası'nın vazgeçilmez geçim kaynağı olan zeytin ağaçları, bu yıl hastalıktan kurtulamadı.

 

İlçedeki zeytin ağaçlarının ve çeşitli bitkilerin hastalanıp ölmesi, Ödemiş çiftçilerini korkutuyor.

Bitkilere bulaşıp öldüren bu hastalığın belli aralıklarla baş gösterdiğini ve yeni ortaya çıkmadığını ifade eden Ziraat Mühendisi Özkan Akgün, 'Hepimizin zeytin ağaçlarında ve çeşitli bitkilerde gördüğü, solgunluk adını verdiğimiz hastalık, bundan 15-20 yıl önce Aydın Dağları'nın güneye bakan yamaçlarında daha yaygın bir hastalıktı. Topraktaki denge bozulduğu ve o yıl hastalığın yaşam koşulları gerçekleştiği için oradaki pek çok yaşlı ağaç da kurudu. Bu hastalığa mantar denilebilir ve sadece zeytin ağaçlarında değil; güllerde, bademlerde, karpuzlarda, kavunlarda, incirlerde, kavaklarda, eriklerde de görülmesi mümkündür. Bahsettiğim hastalık, bu yıl zeytin ağaçlarında daha fazla görüldü' ifadelerini kullandı.

Hastalığın bahar döneminde kendini gösterdiğini söyleyen Akgün, 'Hastalık, tüm bitkilerde ortak olarak, yavaş yavaş ilerliyor. İletim demetlerinde ve damarlarda siyahlaşma ile kendini gösteriyor. Beraberinde kurumalar baş gösteriyor' dedi.

 

'Bu sene çok fazla görüldü'

 

Özellikle zeytin ağaçlarında çokça görülen solgunluk hastalığının bir ağaçtan diğerine geçebildiğini ifade eden Akgün, 'Hastalık, bu sene Küçük Menderes Havzası'nda çok fazla görüldü. Özellikle genç ağaçlarda, aşılanan zeytin ağaçlarında çeşme sulama ya da aşıtma sulama dediğimiz salma sulama yoluyla su üzerinde birinden diğerine geçebiliyor. Mümkün olduğunca her sulamanın o ağacın dibinde kalması lazım. Damla sulama, yağmur sulama gibi yalnızca o bitkiye özgü sulama çeşitleri, hastalığı önleyebilir. Bununla birlikte zeytin ağaçlarının dolgu topraklarda yetiştiğini söylersek bu, ne yazık ki pek kolay olmuyor. Bu sebeple birçok yerde sulama zorluğu var' şeklinde konuştu.

 

'Önlem almak mümkün'

 

Bu hastalığa engel olabilmek amaçlı önlemler alınabileceğini ifade eden Akgün, 'Bu hastalığın görüldüğü yerlerde mümkün olduğunca o hastalığın görülmediği arpa, buğday, çavdar, yulaf gibi tahılgiller grubundan ekerek hastalığı toprakta yaşatmamalıyız. Çünkü solgunluk aynı zamanda yabancı otların köklerinde de yaşar ve o köklerden ağaçlara bulaşır. Vertisilyum solgunluğu hastalığı da dediğimiz bu hastalık, daha ziyade taş çekirdekli meyve ağaçlarında görülür. Topraktaki faydalı bakteri adedine yönelik uygulamalar ve hastalık etmeni yoğunluğunu azaltmak için solorizyon teknikleri de iyi sonuç vermektedir. Bununla beraber, yüzeysel sürümle bitki dibinde yabancı ot yaşatmayarak, hasat döneminde farklı zeytin ağaçları için aynı sırığı kullanmayarak, zeytin aralarına farklı bitki ekmeyerek, zeytinin yıllık budamalarının doğru yaparak, yapıldıktan sonra da bordo bulamacı atarak, kesilen dallar için kullanılan kesici aletlerin bir diğer bitki ya da dal için steril edilerek önlem alınması mümkün' diye konuştu.

 

'Hastalığı yaşatan toprak değil, o ağacın kökleri'

 

Toprağın hastalanmadığını da belirten Akgün, 'Hastalığı yaşatan, toprak değil o ağacın kökleri. Dolayısıyla siz, hastalığın yaşadığı bitkileri orada tutmazsanız toprak size ihanet etmeyecektir.

Zeytin, bizim için başlı başına ekonomik bir gelir ve aynı zamanda bu bölgenin özel bitkilerinden bir tanesi.  Bu hastalığı anlamlandırabilmek de oldukça önem arz ediyor. Genelde bu hastalık, ani bir gelişme gösteriyor. Bir dalında kuruma, o dalın alt yapraklarında sararma, yaprakların damarlarının bir kısmında kararma, solgunluk hastalığının en bariz belirtilerinden' ifadelerini kullandı.

 

'Genç ağaçlar hastalıktan kurtulabilir'

 

İyi bir budamayla ağacın hastalıktan kurtulabilir olduğunu ifade eden Akgün, 'Budamanın ağacın tüm yapraklarını döktükten sonra değil de hasattan önce budanması, yaralı ve hasta noktalarının macunlarla ya da bordo bulamacıyla bir an önce kapatılması ve budanan artıkların muhakkak bir yerde yakılması lazım. Çünkü budanan hasta dalların tarlada kalması, bitkilere tekrardan hastalık bulaştırabilir. Şunu da belirtmeliyim ki; karpuz, kavun gibi bitkiler, tek yıllık bitkilerdir. Dolayısıyla bu bir dönem olumsuzluğu beraberinde getirirken, çok yıllık bitkiler yani zeytin ağaçlarının hasta olması geri kalan ömrünü de olumsuz etkileyecektir' dedi.

 

ECE KÖSEOĞLU

 

 

 

 

 

Bakmadan Geçme