Yok birbirimizden farkımız, biz Osmanlı Bankasıyız
Yazıma bir hikaye ile başlamak istiyorum. Hikayeyi bilenleriniz vardır mutlaka. Bugünkü konumla ilgili olduğu için bilenler...
Yazıma bir hikaye ile başlamak istiyorum. Hikayeyi bilenleriniz vardır mutlaka. Bugünkü konumla ilgili olduğu için bilenler anımsasın, bilmeyenler duysun istedim.
Oldukça mütevazi döşenmiş bir bakanlık odasına iki tane lise öğrencisi girer. Tombul yanaklı olan, Milli Eğitim Bakanı'nın yanına yanaşarak 'Babacığım merhaba. Elini öpmeye geldik Gazi ile beraber' diyerek arkadaşını gösterir. İki samimi arkadaş Gazi ve Can, liseyi yeni bitirmişlerdi. Bakanın elini öptükten sonra masanın karşısındaki koltuklara otururlar.
– Babacığım biliyorsun, okulumuzu her ikimiz de başarı ile bitirdik. Ve bir yıldır para biriktiriyorduk. Eğer senin de iznin olursa bakanlığın bursundan yararlanıp Amerika'ya okumaya gitmek istiyoruz.
Bakan, küçük bir sessizlikten sonra:
– Oğlum biraz dışarı çıkar mısın? Bizi arkadaşınla bir iki dakika yalnız bırak. Oğlu dışarı çıktıktan sonra:
– Bak evladım, ben sizin gibi başarılı öğrencilerin yurt dışında öğrenim görmesini her zaman desteklerim. Fakat bir bakan olarak oğlumu Amerika'ya gönderirsem bunu başkaları farklı değerlendireceklerdir. Bu yüzden sadece sana burs vereceğim. Gerekli işlemlerin yapılması için talimatı veririm az sonra. Hayırlı olsun, çıkabilirsin.
Heyecan içinde kapının önünde bekleyen bakanın oğluna sarıldı çocuk.
– Can sana bir iyi, bir kötü haberim var. Baban bana burs verdi ama senin gitmeni onaylamıyor.
Tombul yanaklı çocuk, elini cebine atıp bir mendil çıkarttı. İçi para dolu olan mendili arkadaşına verip:
– Al bunları Gazi. Nasıl olsa bana lazım değil bu para artık, diyerek bir yıldır biriktirdiği parayı arkadaşına uzattı.
Oğlunun geleceğini bile ülkesinden sonra düşünen onurlu Milli Eğitim Bakanımız Sayın Hasan Ali Yücel Bey'i burada saygıyla anıyorum.
Oğul Can Yücel, arkadaşı ise dünyanın en ünlü beyin cerrahlarından Prof. Dr. Gazi Yaşargil'dir. Yaşanmış, gerçek bir hikayedir.
***
Böyle bir anlayıştan nerelere geldik. Torbalı'nın CHP'li belediye başkanı, oğlunu belediyede müdür yapmış. Biz bunları AKP'li belediyelerde, bakanlıklarda görüyorduk ve eleştiriyorduk. Oğlunu, gelinini, kızını, damadını, bacanağını, eniştesini, yeğenini, kuzenini işe yerleştiriyorlardı. Kimsenin sesi soluğu çıkmıyordu. Muhalefet 'Sülale devri' diyerek espri yapıyordu. Torbalı'nın CHP'li belediye başkanı, oğlunu müdür yapınca tepkiler artmış ve başkanı geri adım attırmış.
Tepki verenleri alkışlıyorum, özellikle CHP'li olanları. Kendi tarafında yapılan etik olmayan atamalarda ses çıkarmayan, Torbalı Belediye Başkanı'nın bu davranışına tepki gösteren AKP'lileri alkışlamıyorum. Haksızlığı kim yaparsa yapsın karşısında olmalı insan.
Torbalı Belediye Başkanı'nın bu davranışını kınıyorum.
Eski bir banka reklamında 'Yok birbirimizden farkımız, biz Osmanlı Bankasıyız' deniyordu. Başkan, bu davranışıyla: 'Yok birbirimizden farkımız, biz CHP'liyiz' mi demek istiyor?
Hani CHP'li belediyelerde kayırmacılık olmayacaktı, şeffaflık olacaktı?
Yapılan bu ayıbı 'Başka güvenebileceğim kimse yoktu' demek örter mi?
Başkanın böyle demesi bile başlı başına kocaman bir ayıptır. Torbalı halkı sana güvenmiş, oy vermiş. 'Onca oy verenler arasında güvenebileceğim bir kişi yok' demek, Torbalı halkının güvenirliğini sorgulatmaz mı? Nereden bakarsan bak, bu bir fiyaskodur.
CHP'li belediye başkanlarının bir farkı olmalı. Halkın gözü, sizin üstünüzdedir. Bir farkınız olmazsa sizi niye seçsin bu halk? 'Gelen gideni aratır' deniyor. Gideni aratmayın bu halka 'HAK, HUKUK, ADALET' dediniz, buyurun fırsat elinizdedir. 'Şeffaflık' dediniz, gösterin.
'Sülalesi AKP'li olmasına rağmen oğlunun arkadaşı diye belediyede iş verilmiş. Belediyenin işlerini oğlu biliyor. Yıllardır ben bu partideyim, seçimlerde ölümüne koşturdum. Benim oğlum açıkta' demesin insanlar.
'Sülalesi AKP'li ama adam o işin ehli, o iş onun hakkıdır. Helal olsun başkana, parti ayrımı yapmadan işi ehline veriyor' desinler.
Yıllardır iktidar yüzü görmeyen CHP'ye yerel yönetimlerde bir şans vermiştir bu halk. Verilen bu şansı iyi kullanarak CHP'yi genel seçimlerde ülke yönetimine alternatif hale getirmek sizlerin elindedir. Atılan her adım, ölçülü olmalıdır. Siz de 'Sülale devri' yaşayarak, AKP'lilerin yaptıklarını yaparak bir yere varamazsınız.
Sevgi, saygı ve mutluluklar.