Yirmi üç gün

Koronavirüsle yirmi üçüncü günden herkese merhaba. Yirmi üç gündür dıştan gelen bir salgınla içsel mücadelemiz sürüyor....

Koronavirüsle yirmi üçüncü günden herkese merhaba.

Yirmi üç gündür dıştan gelen bir salgınla içsel mücadelemiz sürüyor.

Çokça bunaldığımız iş hayatımızı, okulumuzu özledik.

Bir restorana gidip bir şeyler yemeyi, birlikte oturup kahve içmeyi, piknik yapmayı, insanlarla tokalaşmayı, gülüşmeyi, dertleşmeyi, gelecek üzerine planlar yapmayı, senelerdir görmediğimiz insanlarla yolda karşılaşıp dakikalarca muhabbet etmeyi çokça özledik.

Yirmi üç gün önce standart olarak yaptığımız pek çok şey, bir anda lüks oluverdi. İnsan, varlığı nedeniyle ulaşamadığı şeylere hükmetmek ister. Ulaşamadıkları değerlenir ve ancak değerli gördüklerini sorgular.

Güzel havaların, parkta oynayan çocukların, gülüşen insanların, kalabalıkların, seslerin ve daha aklıma gelmeyen pek çok şeyin hasretiyle bugünleri de çocuklarımıza, torunlarımıza anlatmayı bekliyoruz. Yani insan olduğumuz için umudumuz tükenmiyor, yaşama isteğimiz azalmıyor.

Ancak bazılarımız ne yazıktır ki durumun ciddiyetinden uzak, şu anda lüks sayabileceğimiz yukarıda bahsettiklerimi ciddiye almıyor.

Koronavirüsle mücadeleyi öncelikle benliğimize kazandırmamız gerek.

Bu durumu benliğimiz bağışıklık kazandıysa çevremizdekilere de aşılamamız gerekiyor.

Biz, bizi bu günlerden çıkarmak zorundayız. O yüzden lütfen EVDE KAL.

Bakmadan Geçme