Yeni Evanjelizm

1970'lerde Hıristiyanlığın bir mezhebi olarak Evanjelizm, yepyeni bir boyut kazanacaktı. Bu akım, Eski Ahid ve Kabalistik temele dayanmaktadır. Güney Amerika'da hızla yayılan bu inanış, Şili'de her dört Hıristiyan'dan biri tarafından kabul görmektedir. Kaliforniya eyaletindeki bir kısım üniversitelerde Evanjelizm, ders olarak okutulmaktadır. Fas'ta halkı Evanjelik yapmak için pek çok misyoner görev yapıyor. Genel olarak dünyaya baktığımızda misyonerlerin Evanjelik mezhebinden olduğunu görüyoruz.

Dünya genelinde dört milyon üyesi bulunduğu tahmin edilen, haklarında binlerce kitap yazılmış bir başka teşkilatlanma ise masonluktur. Kimileri, bu teşkilatlanmaya gizli teşkilat dese de onlar bu söylenen ifadeden rahatsızlık duyup gizli değil de kendilerince sırları olan bir yapılanma olduklarını söylerler.

'Nedir Masonluk?' sorusu da ister istemez hafızalarımızda canlanıyor değil mi sevgili okurum?

Masonluk; dünya çapında dil, din, ırk ayrımı yapmaksızın insanların kardeşçe ve barış içinde yaşayacakları sevgi düzeni kurmaktır. Bunun için de tüm insanlığı birleştiren bir İnsanlık Mabedi'ni kurmaktır.

Tarihsel olarak incelediğimizde Masonluğun kökleri biraz tartışmalıdır. En eski Masonik belge olarak kabul edilen Masonik El Yazması isimli şiir, 1390 yılında tarihlendi. İlk Mason locasının İskoçya'da 16. yüzyılda var olduğunu kanıtlar.

En büyük Mason locası, 24 Haziran 1717'de İngiltere-Londra'da dört Mason locasının birleşmesiyle oluştu. 1723 yılında Büyük Mason Locası'nın geleneksel ve kadim yasalarını derleme görevi, Protestan bir rahip olan James Anderson'a verildi. Anderson da böylelikle ilk defa Mason anayasası meydana getirmiş oldu. Anderson Anayasası, Masonluğun hizmetinde bugün halen önemini koruyor.

Masonlukta mesleki sırların saklanması adına rumuzların ve sembollerin olması, meslek sahibi olanlar için önemlidir. Geleneksel Dünya Düzeni, üç remiz derecesinde belirtir: Çıraklık, kalfalık, ustalık. Masonluğun en üst derecesi, üstat olmaktır. Mesleğinde üstat olan Hiram, Süleyman Tapınağı'nı inşa ederken kimin çırak, kimin kalfa ve usta olduğunu semboller üzerinden açıklamış. Çırak olanlar, daha fazla para kazanmak için ustalığın sembolünü öğrenmek isteyince Hiram bu bilgiyi açıklamamış. Bundan dolayı öldürülmüş. Cenazesini defin ederken 'Biz temiziz, üstümüze ve ellerimize kan bulaşmadı' anlamında beyaz eldiven giyerler. Masonluğun en önemli işareti de bundan dolayı Beyaz Eldiven'dir.

Osmanlı'da ilk mason locaları, 1738'de İzmir ve Halep'te ortaya çıkmıştır. 1856'da Islahat Fermanı'yla birlikte İstanbul ve Selanik'te aralarında Müslümanların da olduğu Masonik localar kurulmuştur. 1875 yılında Masonluk, dünya genelinde özgür ve gelenekselci kesim olmak üzere ikiye ayrılmıştır. Atatürk'ün emriyle de pek çok Mason locasının ülkemizde kapatıldığını biliyoruz. 1966 senesinde ise Özgür Masonlar Büyük Locası ortaya çıkmış olup o günden bugüne en eski localardandır diyebiliriz.

'Masonluğun Siyonizm ile ilgisi var mı?' sorusunu şöyle açıklayayım: Siyonizm, bildiğiniz üzere İsrail Devleti'nin kutsal kitapları Tevrat'ta -2. Samuel ve 1. Krallar- yer alan vaat edilmiş topraklara sahip olma düşüncesidir. Masonluğun bu bağlamda doğrudan doğruya Siyonizm'e hizmet ettiğini söyleyemeyiz ancak Masonların Barışçıl Dünya Özlemi ile İnsanlık Mabedi'ni oluşturma düşünceleri sebebiyle Siyonizm ile dolaylı yönden bağlantılı olduğunu ifade edebiliriz.

Masonik törende görevlendirilmiş kişiye mahuf adı verilir. Aday, düşünme odasına götürülür. Burada artık aday, manevi anlamda ölmüş ve yeniden doğmuştur. Bazı ritüellerin ardından mason olarak yepyeni bir hayat tarzına, dünya barışı için hizmete adaydır. Adayın bedensel anlamda imtihan evreleri vardır. Bu ritüellerin tamamlanmasından sonra masonik ortam başlayacaktır.

Masonluğun var olmasını ülkelerin inançlarına ve siyasi yapılanmalarına verilmek istenen yeni model olarak görebiliriz. Siyonizmle nasıl bir ilişkisi varsa Ilımlı İslam -Dinlerarası Diyalog- ile de Masonluğun kopmaz bağlarla ile anlamsal bağları vardır.

2016 senesinde Ramazan Kurtoğlu 'Evanjelizm -Tanrıyı Kıyamete Zorlamak' adlı kitabında çok çarpıcı bir iddia öne sürer. Nedir bu iddiası? Kendi ifadesi ile kitabın 419. sayfasından alıntılıyorum: 'Günümüzde İstanbul'daki camilerimizin birinde cuma günü Müslümanlara, cumartesi günü Sabetaylara vaizlik yapan, hem tarikat mensubu hem de Mason locası üyesi bir hoca efendi var mıdır? Cevabı evet.'

Yorum sizin sevgili okurum.

Salı günü yazımıza kaldığımız yerden devam edebilmek dileğiyle…