Vefa!

Ortadoğu, biliyorsunuz batılılar tarafından kullanılan bir adlandırmadır. Doğu, Ortadoğu ve Uzakdoğu… Dolayısı ile bir dönem medeniyetin...

Ortadoğu, biliyorsunuz batılılar tarafından kullanılan bir adlandırmadır. Doğu, Ortadoğu ve Uzakdoğu… Dolayısı ile bir dönem medeniyetin beşiği olarak adlandırılan; Türkiye, İran, Irak ve Suriye devletleri arasında kalan Dicle ile Fırat nehirleri içindeki Mezopotamya bölgesine verilen bir addır.

Bu bölgenin şu anki hakim dilleri Arapça, Farsça, Türkçe ve İbranice'dir. Orta Asya kökenli Türkçe ile İran ülkesinin dili olan Farsça'yı bir kenara alırsak, Arapça ve İbranice'nin atası da Aramice olarak kabul edilir. İbranice, Yahudilerin dilidir. İbranice ile Arapça'nın ortak yanları vardır. Örneğin ikisi de sağdan sola doğru yazılır.

**

'Vefa' Arapça'dan dilimize geçmiş, bir sözcüktür. İnsan adı olarak kullanıldığı gibi İstanbul'da da bir semt adıdır. Sözlüklere göre 'Sözünü tutma, borcuna sadık olma, görevini yerine getirme' anlamları var.

Tevrat'ta da sözü edilen kral Dāwīd'in adının anlamı da Türkçe'deki 'seven' kelimesinin karşılığı imiş.

Vefalı olmak, bütün kültürlerde olumlu karşılanan bir davranıştır. Hatta Türkçe'de 'Vefa, sadece İstanbul'da bir semt adı değildir' şeklinde bir deyim vardır.

Vefalı olmak, iyilik yapan insanları unutmamak demektir.

**

Ödemiş'teki 100'üncü yıl kutlamaları öncesinde yapılan toplantılarda, 'Neler yapabiliriz' konusu tartışılırken, 'Ödemiş'ten çıkıp, yüksek yerlerde görev yapma olanağına kavuşan isimleri analım' fikri ortaya çıktı. Bununla birlikte 'Anılarda Ödemiş yarışması düzenleyelim' denildi. Kabul gören bu iki öneri gereğince bir anı yarışması düzenlendi ve yarışmanın ödül alan 3 anısı, 12 Eylül gecesi Kültür Merkezi'nde düzenlenen bir etkinlikle okundu.

İzmir Devlet Tiyatrosu oyuncusu İbrahim Çağatay Özçelik'in okuduğu anılar izleyicilere duygulu anlar yaşattı. Ödemiş Halk Kütüphanesi Müdürü Ahmet Kaya, yanılmıyorsam kuzenini kaybettiği Ödemiş'teki yurt yangını anısı ile birinciliği kazanmıştı. Resim öğretmeni Erdal Görgün de Ödemişli çocukların eski uçurtma günleri ile ikinciliği alırken Zuhal Coşar Ekmekçi de babası Rüştü Coşar'ın işlettiği Halep Pastanesi özelinde 80'li yılları anlatarak üçüncülüğü elde etmişti. Hem yazılan anılar hem de bu anıları okuyan sanatçı Özçelik, Ödemiş'in geçmişine dair bir 'vefa' duygusu yaşattılar.

**

Aynı gecenin ikinci etkinliği de 'Ödemiş'te İz Bırakanlar' sunum ve tiyatral gösteri idi. Bu etkinlikte de 'kurtuluştan günümüze' iz bırakan 10 kadar isimle Ödemiş'in 100 yıllık fotoğrafı çekilmeye çalışıldı.

Efe Başvekil Şükrü Saraçoğlu, savaşın hekimi Cumhuriyet'in şehircisi Mustafa Bengisu, kültür bakanlığı yapan Alev Coşkun, eski Hava Kuvvetleri Komutanı Hasan Aksay, ilk kadın muhtarlardan Emirli muhtarı Ümmü Türe, sosyal psikolog Mutahhar Şerif Başoğlu ve Muzaffer Şerif, Anadolu ezgilerinin ince sesi Bedia Akartürk, bestekar Kasım İnaltekin, romancı Fethi Savaşçı, kitapçı yazar Behiç Duygulu, Ödemiş'in tarihini yazan Halil Dural ve Ödemiş tarihini yazan Behiç Galip Yavuz, gecede anılan isimler arasında oldu.

ADD, ÇYDD, Eğitim-Sen, Eğitim-İş, Ödemiş Eğitim Vakfı, Ödemiş Kent Konseyi Kültür Sanat Meclisi ve ÖSEM birlikteliği ile yapılan bu etkinlik de bir 'vefa' örneği idi.

**

Yaklaşık 25 yıldır tanışırız. Geçtiğimiz hafta, Tire ve bölgemizin önemli ve değerli bir tarih yazarını kaybettik. Küçükmenderes'ten bir yıldız daha kaydı desek yeridir. Yaklaşık 3 ay önce Tire'ye giderek, bu yılki 100'üncü yıl kutlama etkinlikleri için 'Bozmenderes'ten Bozdağlar'a Kuvayı Milliye' kitabının biraz kısaltarak yeniden yayınlayıp yayınlayamayacağımızı konuşmak istemiştim. Evine yakın bir kahvede buluşup; kurtuluş savaşı, Kuvayı Milliye ve Küçükmenderes tarihi üzerine biraz söyleştik. 'Söyleştik' derken ben dinledim tabii.

'Olabilir' demişti ama şimdi ayrıntılarını yazamayacağım bazı nedenlerden dolayı bu gerçekleşmedi. Keşke yapabilseydik de etkinliklere katılan konuklarımıza ve gönüllülere birer adet dağıtabilseydik…

Munis hocanın ölümü Behiç Galip Yavuz'dan sonra bölge tarihimiz adına ikinci önemli kayıp oldu…

Matbaacı Metin Dursun, Münih Üniversitesi'nden emekli Türkolog Özgür Savaşçı abimiz ile birlikte cenazeye katılmak için Tire'ye gittik. Bizden başka Ödemiş'ten birkaç kişi daha vardı. Cami cemaati ile birlikte toplasan 50-60 kişi… Açıkça söylemek gerekirse, Tire tarihi ile ilgili onlarca kitap yazan Munis Hoca'yı daha görkemli bir törenle uğurlamasını beklerdim. Sadece Tire mi? Ödemiş, Bayındır…

Keşke Kültür Merkezi'nde de bir anma töreni yapılabilse idi…

Bakmadan Geçme