Türk Kızılayı ve Ödemiş kongresi
Demokrasi ile yönetilen ülkelerde demokratik baskı grupları vardır. Siyasi partiler, basın yayın organları, sendikalar, dernekler gibi...
Demokrasi ile yönetilen ülkelerde demokratik baskı grupları vardır. Siyasi partiler, basın yayın organları, sendikalar, dernekler gibi demokratik kitle örgütleri baskı gruplarına örnek verilebilir.
Demokratik kitle örgütlerinin başarılı olabilmeleri için adlarından da anlaşıldığı gibi 'kitlesel' olmaları gerekmektedir. Kitlesel olabilmeleri için de üyelerinin ekonomik, demokratik ve sosyal haklarını titizlikle savunmaları, üyelerini bir arada tutmak için siyasi partiler karşısında örgütün bağımsızlığını ve tarafsızlığını korumaları, bir siyasi partinin yan kuruluşu izlenimi vermemeleri önemlidir.
Sivil toplum örgütlerini yönetenler kendi siyasi görüşlerini örgüte kabul ettirmeye kalkar veya öyle bir izlenim yaratırlarsa, kendileri gibi düşünmeyen üyelerini ve taraftarlarını kaybederler. Kitlesel olma özelliklerini yitirdikleri için de amaçlarına ulaşamazlar, üyelerinin haklarını savunamazlar.
**
Türk Kızılayı 1868 yılında Osmanlı döneminde kurulmuş bir sivil toplum, yardım kuruluşudur. Savaşlarda hastalanan ve yaralanan askerlere yardım amacıyla kurulmuştur. 1877 yılında 'Hilali Ahmer Cemiyeti', 1923 yılında 'Türkiye Hilali Ahmer Cemiyeti', 1935 yılında da 'Türkiye Kızılay Cemiyeti', nihayet 1947 yılında ' Türkiye Kızılay Derneği' adını almıştır.
Kuruluşa 'KIZILAY' adını veren Mustafa Kemal Atatürk'tür. Kızılay, Uluslararası Kızılay ve Kızılhaç toplulukları ile ortak bir çalışma yürüten, aynı ilkeleri benimsemiş bir kuruluştur.
'Tarafsızlık, bağımsızlık, birlik, evrensellik ve ayırım yapmadan yardımları ihtiyaç sahiplerine ulaştırmak' Kızılay'ın ortak ilkelerdendir.
Bu ilkeler çerçevesinde yıllardan beri çalışan Türk Kızılayı Türk halkının güvenini kazanmış en önemli yardım kuruluşlarından biri olmuştur. Yapılan bağışlar ile dernek ülkemizin her ilinde çok sayıda taşınır, taşınmaz malvarlığına sahiptir.
Kızılay'ın diğer kitle örgütleri gibi bir hak alma mücadelesi yoktur. Amacını gerçekleştirmek için tek kaynağı üyelerinin ve halkın yardımlarıdır. Bu nedenle kurumun tarafsızlığını ve bağımsızlığını titizlikle koruması gerekmektedir. İnsanlar Kızılay'a güvendikleri, için bağışta bulunmaktadırlar. Bu güven yitirildiğinde Kızılay bağış toplayamaz, ihtiyaç sahiplerine gerekli yardımları yapamaz.
23 Şubat 2019 tarihinde Ödemiş'te yapılan genel kurulda belediye başkanı sayın Mahmut Badem, Kızılay Ödemiş şube başkanı seçildi. Kızılay'da çalışmak, Kızılay'a hizmet etmek güzel bir şey; ancak yukarıda anlatmaya çalıştığım gibi; ilke olarak bir siyasi partiden iki dönem belediye başkanlığı yapmış, o siyasi parti ile özdeşleşmiş bir kişinin Kızılay gibi tarafsız hizmet veren bir kuruluşun başına geçmesini doğru bulmuyorum.
Nitekim seçimden sonra sosyal medyada yer alan yorumlara baktığımızda endişemde ne kadar haklı olduğum anlaşılmaktadır. Kızılay'a bir daha kan vermem diyenden tutun, bir kuruş yardım etmem diyene kadar yakınmalar uzayıp gitmektedir.
Kızılay ilkesel olarak genelde ve yerelde eskiden olduğu gibi siyasi partiler karşısında tarafsızlığını korumalı, bir siyasi partinin yan kuruluşu izlenimi yaratacak adımlardan uzak durmalıdır.