TÜRELİ’DEN MECLİSTE SORU ÖNERGELERİ
 TÜRELİ, ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANLIĞI BÜTÇESİNİN GÖRÜŞÜLMESİ SIRASINDA, &ldquoKOZAK YAYLASI&rsquoNDAKİ FISTIK ÇAMLARININ VERİMSİZLİK SORUNUNU&rdquo,  &ldquoKOZAK...
TÜRELİ, ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANLIĞI BÜTÇESİNİN GÖRÜŞÜLMESİ SIRASINDA, 'KOZAK YAYLASI'NDAKİ FISTIK ÇAMLARININ VERİMSİZLİK SORUNUNU', 'KOZAK YAYLASI'NDA GÖREVLİ UZMANLARIN ROTASYONUNU', 'KÜÇÜKMENDERES'TEKİ KESTANE AĞAÇLARINI', 'ÖDEMİŞ'TEKİ ARAZİ TOPLULUŞATIRMASINI' VE 'İZMİR'DE SAKIZ AĞACI YETİŞTİRİLMESİ' KONULARINI KOMİSYON GÜNDEMİNE GETİRDİ
CHP İzmir Milletvekili, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu CHP Grubu Sözcüsü Rahmi Aşkın Türeli, İzmir'de yaşanan sorunları TBMM gündemine taşıyor.
2015 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu ile 2013 yılı Kesin Hesap Kanun tasarılarının geneliyle Sayıştay tezkereleri üzerindeki görüşmeler, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda sürüyor.
Orman ve Su İşleri Bakanlığı'nın bütçesi üzerinde söz alan Türeli, 'Kozak Yaylası'ndaki Fıstık Çamlarının Verimsizlik Sorununu', 'Kozak Yaylası'nda Görevli Uzmanların Rotasyonunu', 'Küçükmenderes'teki Kestane Ağaçlarını', 'Ödemiş'teki Arazi Toplulaştırmasını' Ve 'İzmir'de Sakız Ağacı Yetiştirilmesi' Konularını Komisyon gündemine getirdi.
Türeli, konuşmasının başlangıcında, Orman ve Su işleri Bakanlığı'nın görev alanının orman ve su gibi iki önemli doğal kaynağı ve bu iki kaynak üzerinden geçimin sağlayan milyonlarca insanın hayatını kapsadığını söyledi.
Doğal kaynakların korunması çalışmalarının sürdürülebilir bir kalkınma yaklaşımı çerçevesinde ele alınması gerektiğini ifade eden Türeli, 'Ancak AKP hükümetleri döneminde orman alanlarıyla ilgili yapılan düzenlemeler kamuoyunda tepkiyle karşılandı' dedi.
Ormanların korunmasına ve gelecek nesillere aktarılmasına yönelik çalışmaların, hidrolojik ve klimatik yapı, erozyon önleme, toplum sağlığına katkı, doğanın korunması, rekreasyon gibi çeşitli fonksiyonların dikkate alınarak oluşturulmasının gerekliliğine dikkati çeken Türeli, 'Biz bunun yerine daha kısa vadeli, ranta dönük, ekolojik taşıma kapasitesinin üzerinde bir kullanma anlayışının hızlı biçimde hayata geçirildiğini görüyoruz' diye konuştu.
Konuşmasında, orman vasfını yitirmiş 2/B alanlarına ilişkin uygulamayı da gündeme getiren Türeli, 'Burada 480 bin hektarlık bir alandan bahsediliyordu. Bunun ne kadarı 2/B kapsamına girdi? Bu kanun kapsamında söz konusu alanlardan ne kadarı hak sahiplerine verildi? Uygulamadan ne kadarlık bir gelir elde edildi? Buna ilişkin rakamların açıklanmasına ihtiyaç var' şeklinde konuştu.
MADEN VE HES İZİNLERİ
Tabiat alanlarında verilen maden ve hidroelektrik enerji santrali (HES) izinlerine değinen Türeli, kontrolsüz bir şekilde yapılan bu çalışmaların çevreye büyük ölçülerde zarar verdiğini savundu. HES'lere, madenlere ve taşocaklarına verilen izinlerin kapsamlı bir şekilde tartışılmasına ihtiyaç olduğunu belirten Türeli, şöyle devam etti:
'Bu izinler, kamuoyunda ve toplumda da ciddi anlamda tepki görüyor. Halkı hem maden işletmecileriyle hem de devletle halkı karşı karşıya getiriyor. Bu çalışmalar yapılırken sürdürülebilir çevre yaklaşımının ön planda tutulmasını ısrarla vurguluyoruz. Çünkü yapılan tüm çalışmalar ekonomik ömrünü tükettiğinde o bölgenin insanları kısırlaşmış bir doğa ile baş başa kalıyorlar. Bu insanlar yaşamlarını doğdukları o topraklarda sürdürmek istiyorlar. Bu çalışmaların ortaya çıkardığı çevre tahribatına ilişkin kapsamlı analizler yapılması gerekiyor.
Bu çalışmalar planlanırken bölge sakinlerinin görüşlerinin de alınması gerekmiyor mu? 'Biz yaptık, oldu' anlayışını kabul etmiyoruz. İleri demokrasiden bizim kastımız; katılımcı ve çoğulcu bir demokrasi. Katılımcı demokrasi de insanların yaşadıkları kentlere, bölgelere ve ülkelere ilişkin konularda siyasi karar alma süreçlerine katılmaları, o konuda fikirlerini belirtmeleri önemli ilkeler arasında yer almaktadır ancak biz HES'lerde, doğal SİT alanlarında yürütülen maden arama çalışmalarında bunu böyle olmadığını gördük. Toplumu karşısına alan, toplumun sesini duymayan, işi sadece teknik boyutlarıyla gören bir anlayış, 'insanı odak alan bir kalkınma anlayışına' karşıdır.
KÜÇÜKMENDERES'TEKİ KESTANE AĞAÇLARI
Küçükmenderes Havzası'ndaki kestane ağaçlarına ilişkin sorunu da dile getiren Türeli, bu bölgede kestane konusunda çok ciddi bir rekolte düşüklüğü yaşandığını kaydetti.
Söz konusu soruna ilişkin verdiği yazılı soru önergesine Orman ve Su İşleri Bakanlığı'ndan gelen yanıtta, 'Orman Genel Müdürlüğü ile FAO iş birliğiyle yürütülen projede kestane dal kanserine sebep olan hastalık etmeni gibi grupların belirlenmesi maksadıyla Beydağ Bademli beldesinde kestane ormanlarında deneme çalışmalarına başlanmıştır' bilgisinin yer aldığını belirten Türeli, bu çalışmaya ilişkin kaydedilen bir aşama olup olmadığının kamuoyunda merak konusu olduğunu söyledi.
Kestane ağaçlarına ilişkin sorunun devam ettiğine işaret eden Türeli, 'Bu bölgede kestaneden geçimini sağlayan Kiraz'ın, Beydağ'ın ve Ödemiş'in köyleri var' dedi.
ÖDEMİŞ'TEKİ ARAZİ TOPLULUŞTIRMASI
İzmir'in Ödemiş ve Beydağ ilçelerinde devam eden arazi toplulaştırması uygulamasını da komisyon gündemine taşıyan Türeli, 'Bu çalışmaya ilişkin '29 Mart 2015 tarihine kadar bitirileceği' belirtilmişti. Şu anda hangi noktadadır, yapılan çalışmada nereye gelinmiştir, bu tarihte bitecek mi?' şeklinde konuştu.
Türeli, arazi toplulaştırılması nedeniyle ekim-dikim yapamayan ve bu çalışmaların devam etmesinden ötürü mağdur olan vatandaşların sıkıntıların giderilmesi için çalışma yapılması gerektiğini vurguladı.