Tarih iyi bir mahkemedir
'Tarih tekerrürden ibarettir!' sözünü duymuşsunuzdur… Bu sözü, bakış açınıza göre farklı şekillerde yorumlayabilirsiniz. Tarih, en genel...
'Tarih tekerrürden ibarettir!' sözünü duymuşsunuzdur…
Bu sözü, bakış açınıza göre farklı şekillerde yorumlayabilirsiniz.
Tarih, en genel tarifi ile geçmişteki olayları araştıran ve inceleyen bir bilim dalıdır. Bu anlamı ile yazı girişindeki sözü şöyle yorumlayabilirsiniz: 'Tarihte çok sayıda birbirine benzer olay vardır' Ya da 'Geçmişteki olaylar birbirinin tekrarıdır'
Her iki yorumda katıldığım yaklaşımlar olmakla birlikte bence hiçbir olay aynen tekrar değildir. Ya da hiçbir olay öncekinin tekrarı olamaz.
Örneğin, geçmişte çok başarılı bir eğitim modeli olarak bugün bile övgülere boğulan Köy Enstitüleri bugün aynen tekrar edilemez.
Okuma yazma oranının çok düşük olduğu 1940'ların başlarında uygulanmaya başlanan proje ile, köyden kazanılan zeki çocukların yine köylerine dönerek Anadolu çocuklarını ve halkını eğitmesi düşünülmüştür. Cumhuriyet felsefesi, özellikle kız çocuklarının eğitimine büyük önem vermiştir.
Köy enstitüleri, dönemin egemen güçlerinin gerici kanadının kurbanı olmuştur. Özellikle köy ağalarının…
Peki, bugün 1940'lı yılların köy enstitüleri yeniden canlandırılabilir mi? Bana göre kesinlikle hayır.
Neyse bu yazıda oralara kadar gitmeyelim…
Şimdi aradan geçmiş 80 yıl… Ve biz hala 6 yaşındaki çocukların evliliğini ve cinsel istismara uğramasını konuşuyoruz. Hatta önleyemiyoruz veya önlemek istemiyoruz…
Eğer köy enstitüleri kapatılmasa idi. Ya da en azından 20 yıl daha yaşatılabilse idi, bunları tartışmıyor bugün başka bir Türkiye'de yaşıyor olacaktık.
Öte yandan aslına bakarsanız bu duruma en çok İslam'ı Avrupa'ya ve dünyaya taşımak isteyen çevrelerin karşı çıkması gerekirken…
Ne yazık ki büyük bir suskunluk ve örtbas etme çabaları, görmezden gelme tavırları…
Hani başörtüsü ve anayasa tartışmaları da var ya… Bana göre 'KIZ ÇOCUKLARI EVET DEMEDEN' kimse onların evlenme ve örtünme konusundaki kararları hakkında hüküm verememeli ve 18 yaşından önce de evlenmelerine kesinlikle izin verilmemeli.
Asıl bunu anayasaya geçirmeliyiz.
KAYMAKÇI'DA KAZA
Geçtiğimiz Cumartesi günü eski Türkiye'de Ödemiş'in ilçe olmaya aday beldesi iken bugün bir taşra mahallesi durumuna düşen Kaymakçı'da meydana gelen kaza görüntüleri vardı sosyal medyada. Kazadan hemen sonra olay yerinde idim. Gerçekten feci bir sonuç ortaya çıkabilirmiş. Nasıl oldu tam olarak öğrenemedim ama kasası mıcır dolu kamyon, eğer gidiş yönünün solundaki kahvelere girseymiş, çok kötü bir sonuç ortaya çıkabilirmiş… En hafif deyim ile ucuz atlatıldı. Genel deyim ile Kaymakçı'nın verilmiş sadakası varmış.
Doğal olarak herkesin aklına, yapımı hemen hemen biten güneydeki çevre yolunun halen neden hizmete alınmadığı sorusu geldi. Konuyla ilgili çok sayıda yazı yazdım. Hatta anımsatmak gerekirse, hem toplulaştırma çalışmalarının acemice yayıldığını eleştirdim hem de Kaymakçı ile tarlaları Çin Seddi gibi ortadan ikiye ayıran bu yolun yükseltilmesinin yanlış olduğunu yazdım. Tıpkı Bayındır'da yapıldığı gibi üç ana kavşak ile bölgedeki ulaşımın rahatlatılabileceğini savundum.
Ama kim okudu ve kim dinledi! Kendim yazdım, kendim okudum.
Olaya parti gözlüğünden bakanlar beni ve benim gibi eleştirenlere 'düşman' gözü ile baktı. Belki de bıraksalar bir kaşık suda boğulması gerekenlerden biri oldum.
Şimdi yeri gelmişken ben de bir söz uydurayım: 'Tarih iyi bir mahkemedir'
Gün gelir; haklı ve haksız ortaya çıkar ama iş işten geçmiş olur.