'Suyu yönetemeyen tarımı yönetemez'
Ece ile Tercih Rehberi programı, TV9 İzmir'de tüm hızıyla devam ediyor. Yarın sonlanacak programa dün Ziraat...
Ece ile Tercih Rehberi programı, TV9 İzmir'de tüm hızıyla devam ediyor. Yarın sonlanacak programa dün Ziraat Mühendisi Özkan Akgün konuk oldu. Akgün, 30 yıllık mesleki tecrübelerini Ece İle Tercih Rehberi'ne anlattı.
'Tarımsal üretim, bilimsel bir faaliyettir'
Uzun yıllardır Küçük Menderes Havzası'nda tarımsal danışmanlık yaptığını belirten Akgün, 'Tüm ailem ziraatla uğraşıyor. Çocukluğum tarlalarda geçti. Ödemiş ekonomisinin yüzde doksanının tarımsal ekonomiden geçtiğini, insanlarımızın ekonomik kazançlarını tarımdan karşıladığını düşünürsek tarımı anlamakla başlamamız gerektiğini düşünüyorum. İnsan; evi, arabası, bilgisayarı olmadan yaşayabilir ancak karnını doyurmadan yaşayamaz. Tarım, insan yaşamı için vazgeçilmez. Her şey gelir geçer ama tarımsal üretimin son bulması mümkün değildir. Ziraat mühendisliği, bu noktada insan var oldukça var olmaya devam edecek bir meslek.
Ziraat mühendisliği, tarımın planlaması altında proje üretimi gerektiren bir meslek kuruluşudur. Ziraat mühendisliği, 1955 yılından bu yana Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi ile hayata geçirilmiş bir bölüm. Tarımsal üretim, aslında bilimsel bir faaliyettir. Gübreden bitki beslemeye, üretimden pazarlamaya kadar hepsi bilimsel bir üretim şeklidir ve planlama ile yapılması gerekiyor. Bu fakülte, ilk yıllarında çok yüksek puanlarla alım yapıyordu. Biraz üstü ile tıp fakültesi tercih edebiliyordunuz. Benden on yıl önce mezun olanlar, ziraat mühendisliğine tıp bölümünden daha yüksek puanlarla girmiş. O yıllarda genel kanı, tarım ülkesi olarak yetişmiş teknik elemanlara ihtiyacı doyurmakmış. 1950'li yılların öncesinde mevcut tarım alanlarının çok az bir kısmını ekebiliyorduk, o sebeple ziraat mühendislerine çok ihtiyaç duyuluyordu' dedi.
'Öğrenci, tarımsal üretimden keyif duymalı'
Akgün, zaman içerisinde ziraat mühendisliğinin değerini kaybettiğini belirterek, 'Zaman içinde fakültelerin de fazlalaşmasıyla beraber artan ziraat mühendisleri, serbest piyasanın da etkisiyle iş bulamamaya başladı. Şu anda Ziraat Mühendisliği, 400 ila 800 bin arasında öğrenci alımı yapmakta. Bugünün tıp kazanan öğrencilerinin ilk 5000'e girdiğini düşünürsek alanımızın çok değer kaybettiğini söylemek mümkün. Bugün bu alan için 'Boşta kalmayayım, bu bölüme gideyim' diyerek çok fazla tercih yapan öğrenci var. Yeteri kadar çalışmadığı ya da bölüme ilgi duymadığı için sonuç işsizlik oluyor. Her zaman söylüyorum: Ayakkabı boyacılığı bile yapsanız işinizi seviyorsanız hem o işten çok para kazanır hem de mutlu yaşarsınız. Bununla beraber kişi, bu bölüme merak duyuyorsa fen bilimleriyle ilgilenmeli. Tarım ve tarımsal üretimden de kesinlikle keyif alması gerekiyor' şeklinde konuştu.
Toprak var, stres yok
Tarımın çok güçlü bir sektör olduğunu da vurgulayan Akgün, 'Tarım denildiğinde içerisinde pek çok mesleği barındırdığını söyleyebilirim. Tarımda inşaat mühendisliği de var, mimarlık da var, genetik mühendisliği de var. Ziraat mühendisi olarak yalnızca tarımsal alanda olmak durumunda değilsiniz. Pazarlama kısmında yer alabilir, ıslah ve üretim kısmı içerisinde çalışabilir, sulama konusuna yönelebilir ya da bitki besleme alanını tercih edebilirsiniz. Ben, bu bölümü tercih etmek isteyen öğrencileri iki bölüme yönlendiriyorum. İlki, tarımsal yapılar ve sulama. Suyu yönetemeyen, tarımı yönetemez. Dünyada kullanılan suyun yüzde yetmiş beşi tarımda kullanılır. Su kaynaklarının en çok kullanıldığı alan tarımdır. İkincisi ise bitki beslemedir. Sağlıklı beslenen bir bitki, toprağın canlılığını koruyan bir mühendislik planlaması, topluma çok daha faydalı olacaktır. Bunun yanı sıra bu alan, stres içeren bir alan değil. Toprakla uğraşıyorsunuz ve stresinizi atmak için toprağa yönelmeniz gerektiğini düşününce stresin olması muhtemel değil. Ancak günümüz kapitalist toplumlarında ve bu ekonomik koşullarda tüm mesleklerde olduğu gibi parasal ilişkiler stres yaratıyor' ifadelerini kullandı.
'İyi bir ziraat mühendisinin ölçüsü, elindeki nasırdır'
İyi bir ziraat mühendisinin en az bir dil daha öğrenmesi gerektiğini de aktaran Akgün, 'Hem dünyadaki tarımsal üretimi takip etmek hem de farklı ülkelerin üretim kültürlerini yaşadığınız bölgeye taşıyabilmeniz için dil unsuru çok önemli. Teoride kalan bir meslek, satılamayan bir mal gibi rafta kalır. Ziraat mühendisliğinde de teoriyi biliyor ancak aktaramıyorsanız bir yetersizlik durumu söz konusudur. İyi bir ziraat mühendisinin ölçüsü, elindeki nasırdır. 'Kürek tutmuş mudur?', 'Çapa tutmuş mudur?' bunları sorgulamak gerekir. Bir ziraat mühendisi, araziye ne kadar yakınsa o denli iyi bir mühendistir' diye konuştu.
Ece Köseoğlu