Sosyal tesisler zarar mı ediyor?

Sanıyorum Ak Partili bir üye idi Ödemiş Belediyesi'nin Pazartesi günü yapılan meclis toplantısında sosyal tesislerin zarar...

Sanıyorum Ak Partili bir üye idi; Ödemiş Belediyesi'nin Pazartesi günü yapılan meclis toplantısında sosyal tesislerin zarar ettiği çerçevesinde bir cümle sarf ederek belediye başkanından zararın miktarı konusunda bilgi istedi. Başkan Eriş de 'Tabii, konuyla ilgili önceki dönemi de kapsayarak bir açıklama yaparız' dedi.

Bence konu bir köşede işlenmeye değer bir başlık taşıyordu. Sağlıklı ve maddi bilgi olmadan bir köşelik yazı yapmaz bu başlık ama bence sosyal tesislerin kar-zarar dökümünün ilgili meclis üyelerine dolaylı olarak da vatandaşa yapılması gerekir.

Örneğin ben, geçen yıl harcadığım doğalgaz, elektrik ve su paralarını karşılaştırır harcamalarımın makul olup olmadığını kontrol ederim. Banka dekontlarını ya da faturaları saklamanıza gerek yok çünkü internet bankacılığını kullanıyorsanız oradan rahatlıkla bu bilgileri edinebilirsiniz. Kullanmıyorsanız da bankanızdan bu bilgileri sorabilirsiniz.

Gerçi belediyelerin her zaman kr etme gibi bir durumu söz konusu değildir ama eğer ciddi anlamda zarar ediyorsa bunun da gözden geçirilmesi gerekir. Örneğin kültürel ve sportif kurslarda kar-zarar hesabı yapılmaz.

Biliyorsunuz, son seçimlerin ardından Park Kafe'de çay paraları 1 TL'den 1,5, TL'ye çıkarılmış ve bu konu da eleştiri almıştı.

İlk aklıma gelen halka açık sosyal tesisler arasında Perşembe Pazarı, Salı Pazarı ve Ulus Meydanı'ndaki Park Kafe geliyor. Çamlık Parkı'ndaki kafeterya, önceki dönemde zarar ediyor gerekçesi ile kapatılmıştı. Çok sayıda insan bu karara tepki gösterirken ben de eleştirenler arasında yer almıştım.

Belediyeler kar amacı güden şirket değildir. Belediyeler kamu hizmeti yaparlar. Belediye fiyat belirlerken hem sosyal hizmet gerekliliğini hem de çevrede fiyatı dengesi oluşturmayı hedeflemelidir. Ayrıca makul ölçüde zarar da edebilirler.

 

Otopark işi…

Otopark sorunu, belediye meclisinin hemen hemen her toplantısında dile getiriliyor. Özellikle yeraltı otoparkı. Sanılıyor ki bir yere yeraltı otoparkı yapılınca hemen herkes oraya hücum edecek ve ilçenin önemli bir sorunu çözülmüş olacak. Bu konuda, özellikle Kaymakamlık karşısındaki Hükümet Meydanı'nın adı sık sık dile getiriliyor.

Bence Hükümet Konağı öncelikle halka açık hale getirilmeli ve belli saatler içerisinde zorunluluktan kaynaklanan parktan para alınmamalı. Örneğin 1 saate kadar. Aslında bence açık otoparkların hiçbirinden para alınmamalı. Çünkü belediyeler, bildiğim kadarı ile bu soruna çözüm bulmak zorundalar ve her binadan bu konuyla ilgili harç ya da ön ödeme alıyorlar.

Peki ne oluyor bu otopark yapma adına alınan paralara?

İlçemizde, otopark konusunda küçük çaplı da olsa bazı çözümlerin üretilebileceğini düşünüyorum. Örneğin bazı ölü noktalar otoparka çevrilebilir. Bu ölü noktalar belediyenin ilgili birimleri, muhtarlar ve çevre esnafının incelemesi ile belirlenebilir.

Bazı cadde ve sokaklarda yatay park yerine dikey park özendirilebilir. Bunun için yeni kaldırım düzenlemeleri yapılabilir. Otopark konusunda önce altyapının hazır olması, ardından insanların belli bir kültüre sahip olması, son olarak bu konuda etkin denetimin yapılması gerekir.

Yazıma aldığım fotoğrafı dikkatle inceleyin. Bu fotoğraf, şu an atıl durumda bekleyen, vatandaş tarafından kimin sorumluluğunda olduğu bilinmeyen eski hastanenin Saraçoğlu Caddesi'ne bakan yönünden.

Eski Hastane'nin yıkılmayan binaları ilgisizlikten hem çürüyor, hem de tehlike saçıyor. Geceleri kimin çıktığı belli değil. Şehrin merkezinde ilgisizlikten bomboş bekleyen kocaman bir alan.

Burada yapılacak küçük düzenlemelerle hiç olmazsa çevredeki araçların bu alana park etmesi sağlanamaz mı? Cumartesi günleri pazarı için çevreden gelen araçlar buraya yönlendirilemez mi?

Bence istenirse ve çaba gösterilirse yapılabilir…

 

Bu yazı gazetemizin 11 Ocak 2020 tarihli sayısında yer almıştır.

Bakmadan Geçme