Şizofreni ve beslenme

Hastalık, algılama ve düşünme yetilerinde meydana gelen bozukluklara bağlı olarak kişinin davranışlarında bozulmalardır. Bu bozulmalar, şizofreni...

Hastalık, algılama ve düşünme yetilerinde meydana gelen bozukluklara bağlı olarak kişinin davranışlarında bozulmalardır. Bu bozulmalar, şizofreni hastasının kendisini rahatsız etmeye başlayan dış dünyadan bağımsız, kişiler arası ilişkilerden ve gerçeklerden uzaklaşarak kendi kendine yeni bir dünya kurmasına yol açar.

Tanı, Amerikan Psikiyatri Birliği tarafından hazırlanan DSM-V tanı ölçütleri kitabına göre yapılır. Bu kitaba göre hezeyanlar(sanrılar), halüsinasyonlar(varsanılar), karmakarışık konuşma, duygulanım ifadesindeki donukluk(tekdüzelik), aloji (konuşamamazlık), ileri derecede karmaşık konuşma problemlerinde en az birinin kişide bulunması gerekir.

Şizofrenide belirtiler;

Pozitif Belirtiler: Bireylerde normal olan davranışların abartıldığının bir yansıması şeklindedir. Bunlar; sanrılar, varsanılar, düşüncede ve davranışlarda dağınıklıktır.

Negatif Belirtiler: Pozitif belirtilerin aksine normal olan davranışların azaldığının ya da yitirildiğinin bir yansıması gibi görünmektedir. Bunlar; anhedoni, avolüsyon, aloji, toplumdan uzaklaşma, duygulanımda küntleşmedir.

Şizofreni, toplumun %1'lik kesiminde görülen bir hastalıktır. Erkeklerde kadınlardan 1.4 kat daha fazla görülür. Özellikle 18-25 yaş arası insanlar, mahkumlar ve evsizler gibi bazı özel gruplarda hastalık yaygınlığı daha fazladır. Hamileliğin altıncı ayı sırasında influenza ile karşılaşılmasından sonra şizofreni sıklığında artış olduğu saptanmıştır.

Her hastalıkta olduğu gibi psikolojik rahatsızlıklarda da beslenme çok önemlidir

Basit şekerler

Yapılmış bir epidemiyolojik çalışmada yüksek şeker tüketiminin şizofreniyi tetiklediği görülmüştür. Aynı zamanda psikolojik ilaç kullanan hastalar, normal bireylere göre daha fazla şeker tüketmektedir.

Yağ asitleri

Şizofreni hastalığı, hücre zarındaki düşük PUFA düzeyleriyle ilişkilendirilir. Diyette Omega 3 yağ asitlerinden zengin beslenme, şizofreninin semptomlarını azalttığı görülmüştür.

Beslenmelerinde deniz ürünlerinden zengin beslenen toplumlarda şizofreni prevelansı daha düşük bulunmuştur. Aynı zamanda diyette arttırılan Omega 3 ile hastalıkta %18-85 arasında iyileşme görülmüştür.

D vitamini

Yapılan araştırmalarda ciddi düzeyde D vitamini eksikliği olan bireylerin %34'ünde şizofreni görülmüştür. D vitamini, sinir gelişiminde önemli rol oynamaktadır. Bu yüzden ülkemizde de yeni doğan ve gebeler olmak üzere koruyucu sağlık hizmetleri kapsamında D vitamini desteği uygulanmaktadır.

B vitamini

B12 replasmanı, şizofreni semptomlarının düzelmesinde kullanılır. Şizofreni hastalarında normal bireylere göre B vitamini düzeyleri daha düşük saptanmıştır. Vitamin B12 eksikliği; şizofreni, duygu-durum bozukluğu gibi nöropsikiyatrik tablolara neden olabilir.

Antioksidanlar

Glutatyon (GSH) önemli bir antioksidan olup şizofreni hastalarında beyindeki miktarı azalır. Oral yoldan alınan N asetil sistein (NAC) şizofreni hastalarında glutatyon seviyesini arttırmıştır. NAC tedavisi alan hastalarda, hastalığın semptomlarında olumlu düzeyde azalma görülmüştür.

Beslenme sorunları

Şizofreni hastalarında düzensiz beslenme, ileri derecede fastfood tüketimi ve sigara kullanımı oldukça yaygındır. Aynı zamanda ilaçlarında yan etkisi ile yüksek LDL, düşük HDL ve diyabetis mellitus gibi sağlık sorunları ile karşı karşıya kalmaktadırlar.

Genel olarak;

Yapılan araştırmalarda şizofreni hastalığında sadece ilaç tedavisinin düşünülmemesi, beslenme alışkanlıklarının ömür boyu değiştirilmesi ve yeterli beslenme tedavisine gerek duyulduğu ortadadır.

  • Basit şekerlerin azaltılması
  • Sigara ve alkolün bırakılması
  • B grubu vitaminden zengin
  • Hayvansal kaynaklı beslenme
  • Omega 3'ten zengin
  • Yeterli sebze meyve tüketimi
  • Yeterli kuru baklagil ve kırmızı et tüketimi
  • Kafein ve tuzda kısıtlama
  • Yeterli enerji alımı gerekmektedir.

Bakmadan Geçme