Sınırlandırılmış zamanlar
“Dervişin fikri neyse zikri odur” derler ya. Yazmaya oturunca ne kadar uzaklaşmaya çalışsanız da düşünceleriniz alıp...
'Dervişin fikri neyse zikri odur' derler ya. Yazmaya oturunca ne kadar uzaklaşmaya çalışsanız da düşünceleriniz alıp sizi aynı noktaya getiriyor;
'Salgın hastalık'
Kendi gözlemleriniz, okuduklarınız, duyduklarınız sizi çevrelemeye başlıyor. Yaşanacak günlerin daha iyi olmasını umuyorsunuz. Kötü günlerin geçmiş olduğunu.
Sadece ummak yeterli değil elbette. Her bireyin elinden geldiğince hastalığın yayılmaması konusunda tedbirli ve uyanık olması gerekiyor.
Yasalar ve kurallar için değil; sevdiğimiz, sevmediğimiz, tanıdığımız, tanımadığımız tüm insanlar için bu durumlarda dikkatli olmalıyız.
Artık pek çoğumuzun kendimize ve çevremizdekilere ayırabileceğimiz bir sürü zamanı var.
Neler mi yapılabilir?
Sohbet edebiliriz uzun uzun.
Yemek yapabiliriz.
Kitap okuyabiliriz. Birlikte film seyredebiliriz.
Çok eskilerde olduğu gibi oyunlar oynayabiliriz.
Pek çok şey daha üretilebilir bunlara ilave.
Evde geçireceğiniz zamanlar ne kadar nitelikli olursa bu süreçten bir parça karlı çıkmış oluruz. Yoksa bu durum üzerine düşünüp durmak sinirlerimizi iyice gereceği gibi ruh sağlığımızı da bozabilir.
Biz size sağlıklı ve güzel günler dileyelim yeni haftada. Ve sözü şiire bırakalım.
Turgut Uyar'dan Göğe Bakma Durağı…
İkimiz birden sevinebiliriz göğe bakalım
Şu kaçamak ışıklardan şu şeker kamışlarından
Bebe dişlerinden güneşlerden yaban otlarından
Durmadan harcadığım şu gözlerimi al kurtar
Şu aranıp duran korkak ellerimi tut
Bu evleri atla bu evleri de bunları da
Göğe bakalım
Falanca durağa şimdi geliriz göğe bakalım
İnecek var deriz otobüs durur ineriz
Bu karanlık böyle iyi aferin tanrıya
Herkes uyusun iyi oluyor hoşlanıyorum
Hırsızlar polisler açlar toklar uyusun
Herkes uyusun bir seni uyutmam bir de ben uyumam
Herkes yokken biz oluruz biz uyumayalım
Nasıl olsa sarhoşuz nasıl olsa öpüşürüz sokaklarda
Beni bırak göğe bakalım
Sevgi, dostluk ve umutla..