“ŞİDDET SUÇTUR”

E-sosyal medya, “Sakarya’da Kürt işçiler saldırıya uğradı” iddiası ile çalkalandı. İddiaya göre Mardin’den Sakarya’ya fındık toplamaya...

E-sosyal medya, 'Sakarya'da Kürt işçiler saldırıya uğradı' iddiası ile çalkalandı. İddiaya göre Mardin'den Sakarya'ya fındık toplamaya giden işçilerin, işveren ve köylülerin saldırısına uğradığı yazılıp çizilirken Sakarya Valiliği olayların işçilere saldırı olmadığını, fındık bahçesi sahipleri arasında yaşandığını açıklamış.

Konuyla ilgili 'Sakarya'da fındık işçilerine ırkçı saldırı' başlıklarıyla bir kavga görüntüsü paylaşan e-sosyal medya kullanıcıları, Mardin-Mazıdağı'ndan Sakarya'ya giden 16 fındık işçisinin işveren ve köylülerin saldırısına uğradığını, fındık işçilerinin saldırı sonrası memleketlerine dönmek için yola çıktıklarını iddia ettiler.

Çeşitli kesimlerden de çeşitli açıklamalar geldi.

Bu tür paylaşımlara her zaman 'ihtiyatlı' yani ölçülü yaklaşmaya çalışır, olayı tam olarak öğrenmeye gayret ederim.

Valilikten yapılan açıklamada fındık bahçesinin sahipleri arasında yaşanan tartışma sonucunda arbede yaşandığı, şahıslardan birinin aracını diğer kişinin üzerine sürdüğü, bu esnada Mardin nüfusuna kayıtlı iki kadın işçi ile Düzce nüfusuna kayıtlı bir erkek işçinin yaralandığı ve olayın yargıya intikal ettiği belirtilmiş.

HDP de yaptığı ilk açıklamada 'Sakarya'da mevsimlik tarım işçilerine yönelik ırkçı, ayrımcı, alçakça linç girişimi neticesinde yaralanan yurttaşlarımıza acil şifalar diliyoruz. Linç girişiminde dahiliyeti olanları ve linç kültürünü besleyen anlayışı esefle kınıyoruz' demiş.

Biliyorsunuz, tarihimizde kara bir leke olan 6-7 Eylül (1955) olayları yaşandı.

Olayın özünde İstanbul'da yaşayan Rum azınlığa karşı organize toplu saldırı vardı. Olaylarla ilgili yapılan yorumlarda, 'derin devlet' olarak adlandırılan çeşitli güçlerin planladığı ve uyguladığı söylendi. Birileri, Mustafa Kemal Atatürk'ün Selanik'te doğduğu evin bombalandığını iddia edip Rumların can ve mallarına büyük bir saldırı organize etmişti. Canlar gitti ama mallar kimlere kaldı hep tartışıldı.

Siyasi fırtınalar, can ve mal kayıplarına yol açar. Sonuçları da ağır olur. Fırtına dindikten sonra bu işten kimlerin nemalandığına iyi bakmak gerekir…

Herkes, dünyaya ve olaylara durduğu yerden bakar.

Sakin olmak ve şiddete pirim vermemek gerekir.

Gelelim bu yazıda kullandığım fotoğrafın özüne: 'KADINA YÖNELİK ŞİDDET SUÇTUR'

'KADINA ŞİDDET SUÇTUR'

'ŞİDDET SUÇTUR'

İster Kürt'e, ister Türk'e, ister Arap'a…

İster kadına, ister erkeğe, ister çocuğa…

**

Büyük Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk, 'Yurtta barış, dünyada barış' ve 'Savaş, zorunlu olmadıkça cinayettir!' demiş.

9 Eylül 1922, 15 Mayıs 1919'da yapılan işgalden fiili kurtuluşun tarihidir.

Yunanlılarla tarih boyu hep kavga gürültü etmişiz. Ama 1'inci Dünya Savaşı'nın ardından Anadolu parçalanmış ve mecazen 'bütün dünya' anlamında kullanılan 'yedi düvel', Anadolu'ya çullanmış.

Yani o savaş, Türk-Yunan savaşı olmaktan çıkmış…

Akdeniz yine ısınıyor… Bana göre yine Türk-Yunan savaşı değil.

'İtidal' iyidir…

Bakmadan Geçme