SAĞLIKSIZ VÜCUT BELİRTİLERİ – 2 (bağışıklık sistemi bozukluğu)
Eskiyi hatırlayıp, yeniye devam edelim Vücudumuzun hastalıklara çağrı yapan ilk belirtileri nelerdi? Ana Sebepler Sağlıklı beslenememek...
Eskiyi hatırlayıp, yeniye devam edelim;
Vücudumuzun hastalıklara çağrı yapan ilk belirtileri nelerdi?
Ana Sebepler;
- Sağlıklı beslenememek
- Vücudun su ihtiyacının ciddiye alınmaması
Sonucunda oluşan ciddi hasarlar;
- Zayıf Kan Dolaşımı
- Bağışıklık Sisteminin Dengede Olmaması
- Hücrelerin Bozulması
Nedeni bilinen ya da bilinmeyen vücudunuzun sağlıklı işleyişine mani olan aksaklıkların dindirilmesinde Hiçbir Hastalık Seçmeden Transdermal Dalga Teknolojisi ile tasarlanmış,
PAINLESS NIGHT GLU' nun (Sağlık Destek Bandı) ANA PRENSİBİ neydi?
- Kan Dolaşımını Düzene Sokması
- Bağışıklık Sistemini Dengelemesi
- Sağlıklı hücrelerin yenilenmesidir.
Elbette elimizde bu tarz alternatif ürün varken, varlığını ve etkilerini paylaşmak insani görevimizdir. Ancak vücudumuzdaki hastalık sinyallerinin de bireysel olarak farkında olmalıyız.
BAĞIŞIKLIK SİSTEMİ BOZUKLUĞU;
Bağışıklık bilimine 'immünoloji' adı verilmektedir. Bu terim ise Eski Roma'da askerlikten muaf yani korunmuş asiller için kullanılan 'immunitas' kelimesinden türetilmiştir.
Bağışıklık sistemi, bir canlıda hastalığa sebep olabilecek bütün virüs, patojen ve yabancı maddeleri tanıyıp, yok eden diğer bir deyişle vücudun hastalıklara karşı dirençli olmasını sağlayan bir sistemdir.
Bağışıklık sisteminin muazzam bir işleyiş mekanizması vardır. Bu sistem vücuda giren veya vücutla temas halinde olan tüm yabancı maddeleri tanır, en ince ayrıntısına kadar tarama yapar ve bunları canlının sağlıklı doku hücrelerinden ayırt etmektedir.
Bağışıklık sisteminin görevi ilk olarak bu yabancı maddelerin vücuda girmelerini engellemektir, eğer bir şekilde girmişlerse girdikleri yerde tutmak ve yayılmalarına izin vermemektir.
Bağışıklık sistemi o kadar hassas bir işleyişe sahiptir ki; protein ve aminoasit gibi yapı olarak birbirine çok benzeyen maddelerin bile ayrımını yapabilir.
Bağışıklık sistemi doğumla birlikte aktif hale gelir ve canlının ölümüne kadar işleyişine devam eder. Yani doğadaki her canlı kendilerinde olmayan yabancı doku, molekül ve hücrelere karşı bir savunma mekanizmasına sahiptir.
Eğer bağışıklık sistemi herhangi bir sebepten dolayı zayıflarsa vücudun koruma yeteneği de zayıflar. Bu zayıflığı fırsat bilen virüsler bir anda vücuda girmeye başlar ve grip, nezle gibi en basit hastalıklara karşı bile direnç gösterilemez.
Bu sistemin en önemli özelliklerinden biri; hatırlama kabiliyetinin olmasıdır. Sistemin askerleri yani görevli olan tüm hücreler karşılaştığı yabancı bir maddeyi hafızasına kaydeder ve daha sonra gördüğünde hemen tanıyarak önlemini alır. Bu tanıma işlemi sayesinde bir önceki karşılaşmadan çok daha çabuk bir tepki vermektedir.
Bağışıklık sistemi organları;
Bademcikler: Bademcikler boğazda lenfositlerin toplandığı küçük yapılardır. Dışarıya açılan bir açıklık olan ağızdan gelebilecek yabancı maddelere karşı ilk engel görevi görmektedirler. Bademciklerin içerisinde yer alan lenf damarlarından boyun ve çene altı düğümlerine doğru lenf sıvısı akmaktadır. Bu akma işlemi sırasında lenf damarlarının duvarından lenfosit salgılanır. Bu lenfositler ise vücuda giren patojen ve mikroorganizmaları temizleme işlemi yapmaktadır.
Lenf: Bağışıklık sisteminde yer alan hücre ve proteinleri, vücudun bir yerinden başka bir yerine taşıyan dolaşım sistemidir.
Lenf Düğümleri: Koltuk altı, çene altı, dirsek, boyun ve göğüslerde bulunan bu yapılar T ve B hücrelerinin bulunduğu merkezlerdir.
Lenf Bezleri: Yutağın üst kısmında, burun boşluğunun arka tarafında bulunan lenfoid dokulu parçalardır. Hastalığa sebep olan enfeksiyon ajanlarını ve onların ürettiği antikorları yakarlar.
Timus: Timus göğüs boşluğu içerisinde yer alan, iki parçadan oluşan bir organdır. Olgunlaşmamış lenfositler kemik iliğinden çıkıp timusa gelir, burada büyür, olgunlaşır ve bağışıklık sistemindeki görevlerini yerine getirmek üzere kana karışır.
Karaciğer: Karaciğer immünolojik etkin hücreleri içermektedir. T-hücreleri ilk olarak fetüs karaciğeri tarafından üretilmektedir.
Dalak: Karın boşluğunun sol üst tarafında bulunan bu organın en önemli görevi, fonksiyon dışı kalmış kanı süzmek ve bağışıklık sisteminde görev alan antibadi üreten hücrelerin gelişimini sağlamaktır.
Peyer Plakları: İnce bağırsağın ileum bölgesinde yer alan peyer plakları, bağırsak lümenindeki patojenlerin kontrol altında tutulmasını sağlar.
Kemik İliği: Bağışıklık sisteminde görev yapan tüm hücrelerin, kök hücrelerinin bulunduğu merkez kemik iliğidir.
Bağışıklık sistemi çeşitleri;
1-Doğuştan Gelen (Doğal) Bağışıklık Sistemi
Doğal bağışıklık canlının doğumundan itibaren başlayıp, ölümüne kadar çalışmaya devam eden bir savunma mekanizmasıdır. Genetik özelliklere bağlıdır ve nesilden nesile geçebilir.
Doğal bağışıklıkta insan vücudu herhangi bir antikor oluşturmadan mikroplara karşı korunmaktadır.
Birkaç örnek verecek olursak; midenin salgıladığı asit birçok yabancı mikroorganizmanın burada canlı kalmasını engeller, gözyaşı gözde bulunan mikropları öldürür, burun kılları nefes alma esnasında yabancı partikülleri tutarak içeri girmesini engeller.
Örneklerini çoğaltabileceğimiz doğal bağışıklık genel olarak kalıtsal, anatomik, doku, hormon ve salgılardaki özel koruyucu maddelerle sağlanan bağışıklık türüdür.
2-Sonradan Kazanılmış (Edinilmiş) Bağışıklık Sistemi
Vücudun mikroorganizmalara karşı antikor üreterek kazandığı bağışıklıktır. Başka bir ifadeyle çeşitli yollarla sonradan kazanılmış bağışıklık sistemidir. Edinilmiş bağışıklık kendi içerisinde aktif ve pasif bağışıklık olmak üzere ikiye ayrılmaktadır.
*Aktif Bağışıklık: Antijenlere maruz kaldıktan sonra oluşan bağışıklıktır. Üç şekilde meydana gelebilir.
Aşılanma ile; içerisinde mikropların zayıflatılmış hali veya bunların toksinleri bulunan, laboratuar ortamında üretilmiş maddeye aşı denmektedir. Aşılama bağışıklık kazanmanın yapay şeklidir.
Aşı içerisindeki mikroorganizma laboratuar ortamında işlemden geçirildiği için hastalık yapma tehlikesi yoktur. Aşı ile kazandırılmış bağışıklıkta temel mekanizma şudur; aşı sayesinde hastalık yapıcı mikroorganizma daha önceden vücuda tanıtılır, bunu tanıyan bağışıklık sistemi hemen belleğine atar.
Daha sonra tekrar karşılaşma durumunda ise hastalık yapmasına fırsat vermeden antikor üreterek onu yok eder.
Hastalığı geçirme ile; bu şekilde kazanılmış bağışıklığa aşılama tekniğinin doğal halidir diyebiliriz. Sistem ikisinde de aynıdır.
Bağışıklık sistemi önceden geçirilmiş hastalık sayesinde o mikrobu tanır ve bir dahaki sefere hastalık yapmasına fırsat vermez.
Sağlıklı iken vücudun antikor üretmesi ile; vücuda giren mikropların sayısı eğer çok fazla değilse, akyuvarlar bu mikropları hastalık yapmasına fırsat kalmadan yok ederler.
Bu esnada kanda kendiliğinden antikor oluşur ve aynı mikrop ikinci kez vücuda girmeye kalktığında antikor engeliyle karşılaşır.
*Pasif Bağışıklık: Vücuda dışarıdan antikor verilmesiyle sağlanan bağışıklıktır. Bunun için serum kullanılır. Serumlar hazır antikorlardır, bazı durumlarda vücudun ürettiği antikor yetersiz gelir ve dışarıdan serum takviyesi yapılır.
Serumun yanında ilaçla da yapılabilen pasif bağışıklığın koruyucu olmadığını sadece tedavi edici bir yöntem olduğunu belirtmemizde fayda vardır.
Nasıl Güçlendirebiliriz;
Bağışıklık sisteminin güçlendirilmesi hastalıklara karşı direnç kazanmak ve birçok hastalıktan etkilenme miktarını azaltmak için çok önemlidir. Çünkü vücutta oluşan her türlü hastalık bağışıklık sisteminin zayıf olduğu zamanları fırsat bilerek ortaya çıkmaktadır. Bağışıklık sistemini genetik faktörler, çevresel faktörler ve beslenme alışkanlıkları gibi unsurlar etkilemektedir. Daha güçlü ve dirençli bir bağışıklık sistemine sahip olmak için yapmanız gerekenler şunlardır:
- Sebze ve meyveleri bol bol tüketmeye özen gösterin. Örneğin; domateste bulunan likopen, turunçgiller içerisindeki karoten, keten tohumundaki lignan, brokoli ve karnabahardaki glukozinolatlar ve daha birçok meyvede bulunan antioksidan gibi maddeler vücudu kanser gibi ciddi hastalıklardan bile korumaktadır.
- Eğer meyve ve sebzeyle aranız çok iyi değilse vitaminlerden yardım alabilirsiniz. Vitaminler için birkaç kısa bilgi verelim. A vitamini eksikliği olan kişiler viral enfeksiyonlara daha çabuk yakalanırlar; süt, yumurta ve balık yağı tüketerek bu eksikliği giderebilirsiniz. Yeşil yapraklı sebzeler ve havuçta bulunan beta karoten serbest radikallerin tutulmasını sağlar.
- Turunçgiller, maydanoz, kavun, kiraz, yeşil sebzelerde bolca bulunan C vitamini bağışıklık sistemini güçlendirmede önemli bir yere sahiptir. B12 vitamini, folik asit, çinko, demir, E ve B6 vitaminleri de bağışıklık sistemini güçlendirici vitaminlerdendir.
- Tek tip beslenmekten kaçının, sevseniz de sevmeseniz de vücudunuza ve sağlığınıza yararlı her türlü besini tüketmeye çalışmalısınız.
- Yetersiz ve verimsiz uyku birçok hastalığa davetiye çıkarmaktadır. Sağlıklı bir bağışıklık sistemi için günde en az 6 saat uyuyun.
- Mikropların vücudunuza daha çabuk girmesini engellemek için sık sık ellerinizi yıkayın ve temizliğe özen gösterin.
- Özellikle son yıllarda yapılan araştırmalar bitki çaylarının ve şifalı bitkileri içeren farklı ürünlerin bağışıklık sisteminin kuvvetlenmesi üzerinde olumlu etkileri olduğunu göstermiştir.
Yarına kadar hoşça ve sağlıkla kalın inşallah…
Sevgiler