Öğretmenler mi veliler mi!
Her yıl olduğu gibi bu yıl da gazeteler 'Karneler ne zaman verilecek, 15 günlük tatil ne...
Her yıl olduğu gibi bu yıl da gazeteler 'Karneler ne zaman verilecek, 15 günlük tatil ne zaman başlayacak?' soruları ile sayfalarını doldururken yarıyıl tatiline başlamaya hazır olan öğrenciler için müjdeli haber bakandan gelmiş. Yarıyıl tatilinde çocuklara ödev vermeyin uyarısında bulunan Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz, çocukların yarıyıl tatilinde sosyalleşmesi gerektiğini ifade etmiş.
Öğrencilerin tatilde bulundukları illerdeki tarihi yerleri, müzeleri, kütüphaneleri gezmelerini öneren Yılmaz, 'Ankara'da ise Ankara'yı gezsinler, Sivas'ta ise Sivas'ı, Konya'da ise Konya'yı gezsinler. Konya'da Mevlana'yı gezince, Yazma Eserler Kütüphanesi'ni gezince, Selimiye Camisi'ni gezince bu, kendilerinin en güzel eğitimi olur. Bunu ödevden saymasınlar' demiş.
Bakan Yılmaz, öğrencilere tatilde bol bol kitap okumalarını da tavsiye ederek bunun öğrencilerin iç dünyasını zenginleştireceğini, onlara yol göstereceğini ve yarınlara umutla bakmalarını sağlayacağını belirtmiş.
Haberi sabah sabah TV'de izlerken kahvaltı için mandıradan bir şeyler alıyordum. Malum, sabahları birçok evde kahvaltı yapma alışkanlığı sona ermiş gibi. Çocuklarımız, günün ilk ışıkları ile birlikte okul servislerine yetişmek için evden çıkarken anne babalar da onları hazırlama telaşı ile kahvaltılarını yapamıyorlar.
Çalışanlarla öğrenciler, kahvaltılarını işyerlerinde ya da okullarında yapmak durumunda kalıyorlar.
Sabahın ilk dersinde çocuklar, uykulu ve kahvaltı yapmamış haldeler. Dışarısı da yarı aydınlık. Biz çocuklara 'Neden kahvaltı yapmadan okula geliyorsunuz?' diye soramıyoruz çünkü durumu az çok biliyoruz.
Neyse! Mandıracı, alışverişini yaparken bir yandan dinlediğim yarıyıl ve ödev ile ilgili haber hakkında yorumumu sordu. Ben önce gülümsedim, sonra yarı şaka yarı ciddi, 'Öğretmenlerin ne dediği değil, velilerin ne istediği önemli' dedim.
Haksız mıydım?
Eğitimde konuşulacak çok şey var. Ama başta şu sabahçı-öğlenci olayını bitirmeli, sabah 09.00'da okula başlamalıyız. Bizim okulumuzda sabah beş ders, öğlenden sonra da dört derse giren öğrencilerimiz var. Ders yoğunluğu ve içeriğini gözden geçirmeliyiz.
Kilit taşı
İklim değişiyor. En üst düzeyde yapılan açıklamalara bakılırsa bu yıl kurak geçecek. Gece gündüz ısısının değişmesi nedeniyle bölgemizde yetişen patates gibi ürünlerde büyüme sorunu yaşanıyor.
Yağmurlar daha az yağmaya, karı görmemeye başlayacak gelecek kuşaklar.
Her şey değişiyor. Örneğin bölgemizdeki gelecek kuşaklar, belki de eşeği bilmeyecek veya ansiklopedilerden öğrenecekler.
Gelecek kuşaklar, belki de yağmur sularını biriktirmeyi öğrenecekler. Biz şimdi kaynak sularımızı hoyratça kullanıyoruz ama yine en üst düzeyde yapılan açıklamalara göre ülkemiz, su zengini bir ülke de değil. Geçen yüzyılın petrol savaşları ile geçtiğini, gelecek yüz yılın da su savaşlarına neden olacağını belirtiyor uzmanlar.
Yağmur sularından daha çok yararlanabilmek için caddelere kilit taşı döşediğimizi açıklıyor yetkililer. Fakat bakıyorum kilit taşları da öyle sık döşeniyor ki yağmur üstünden su gibi kayıp gidiyor.
Ayrıca sökmesi bir dert, yeniden döşemesi bir dert. Kilit taşı döşemesini mi bilmiyoruz ne!
Döşenen yerlerden geçebilmek de aynı bir dert.
Kilit taşı deyip geçmemek gerekir. Onun da bir döşeme, sökme ve yeniden yerleştirme ilmi var. Bu döşeme işlerini bilmeyen kimselere yaptırdığınızda sokaklarımız eğri büğrü hale geliyor ve yağmur yağdığında göle dönüşüyor. Yürürken insana harmandalı oynatıyor. Yanınızdan araçlar geçerken üstünüzü ıslatıyor.
Bence bu işleri yapanlardan da sertifika istenmeli. Ya da profesyonel ekiplere yaptırılmalı. Halk Eğitim Müdürlüğü'nde açılacak bir kurs ile kilit taşı döşeyecek işçilere sertifika verilebilir. Gülmeyin… 'Hadi canım' demeyin ama öyle işte. Ödemiş'te kilit taşı döşenmiş herhangi bir sokağa ya da caddeye girerseniz, bu söylediklerime mutlaka hak vereceksiniz.
Evet kilit taşı, asfalta göre bence de tercih edilmesi gereken bir malzeme. Ama iyi döşemesini bilirseniz…
Ve akıp giden yağmur suları. Bildiğim kadarı ile bazı yerlerde kanalizasyona karışıp arıtmaya gidiyor, bazı yerlerde de doğrudan Menderes'e. Kanalizasyona karışanlarda sıkıntı var çünkü vatandaş koku yaptığı gerekçesi ile rögar ağızlarını çeşitli malzemelerle kapatıyor.
Yağmur suyu ile kanalizasyonu ayırmamız gerekiyor.
Ödev demiştik başta. Veli 'Öğretmenler ödev vermiyor' der, öğretmen de ne yapacağını şaşırır durumdayız.
Alın size ödev: Şehirlerimizi nasıl daha yaşanılır hale getirebiliriz?