ÖDEMİŞ SİVİL TOPLUM: TÜRKİYE LAİKTİR LAİK KALACAK
Türkiye Büyük Millet Meclis Başkanı İsmail Kahraman&rsquoın yeni anayasada laiklik olmamalı sözlerine son tepki Ödemiş&rsquoteki bazı...
Türkiye Büyük Millet Meclis Başkanı İsmail Kahraman'ın yeni anayasada laiklik olmamalı sözlerine son tepki Ödemiş'teki bazı sivil toplum kuruluşlarından geldi.
Ödemiş Hükümet Meydanında basın açıklaması yapan Atatürkçü Düşünce Derneği Ödemiş Şubesine Baro, Eğitim Sen, Eğitim İş, Türk Eğitim Sen sendikaları Ödemiş temsilcilikleri ile Ödemiş Barosu ve Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği Ödemiş şubesi yönetici ve üyeleri de destek verdi.
ADD Şube Başkanı Gürcay Işık tarafından okunan metinde şu ifadelere yer verildi:
'Sadrazam Keçecizde Fuat Paşa, Sultan Abdülaziz'in Fransa seyahatine katılan heyette yer alanlardandır. Bir konuşma esnasında devrin imparatoru II. Napolyon ona yarı şaka, yarı ciddi sorar: 'Paşa, Girit adasını kaça satarsınız?'
Diplomasi dilini iyi bilen, aynı zamanda 'hazır cevap' olması ile tanınan Keçecizde cevabı yapıştırmakta gecikmez: 'Kr istemeyiz, haşmetmeb! Aldığımız fiyata satarız!'
Osmanlı Devleti'nin Girit adasını çeyrek asırlık bir savaş sonunda binlerce şehidin kanı pahasına aldığını bilen II. Napolyon bu cevap üzerine sus pus olur.
Bizler, Atatürkçü Düşünce Derneği, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği, Ödemiş Baro temsilciliği, Türk Eğitim-Sen, Eğitim-İş ve Eğitim-Sen temsilcilikleri olarak kalbinde Atatürk sevgisi taşıyıp, devrim ve ilkelerine sahip çıkan bu alandaki gönlü geniş Ödemiş halkı bilirki;
Laiklik; anayasaya, masa başında değil 1915-1923 yılları arası yaklaşık 400.000 şehidin şehitlik, bir milyon gazinin gazilik bedeli olarak savaş meydanlarında yazıldı.
TBMM Başkanı İsmail Kahraman'ın İslam ülkeleri Akademisyen ve Yazarlar Birliği'nin İstanbul'da düzenlediği 'Yeni Türkiye Konferansı'nda 'Laiklik yeni anayasada olmamalıdır, dindar bir Anayasa olmalıdır' gibi sözler söylemesi talihsizlik olmasının ötesinde bir niyetin su yüzüne çıkmasıdır. Bu niyet,Türkiye'de içselleştirilmiş bir yaşama biçimini, toplumsal barışı sağlayan en önemli unsurlardan birisinin yerine dinsel bir tercihin yerleştirilmek istenmesi niyetidir.
Türkiye'nin hassasiyetleri ile oynayacak kadar tehlikeli olan bu sözleri 'düşünmeden edilmiş bir sözdür' diye yorumlamak iyi niyeti bir hayli aşmaktadır. Milli İradenin temsil edildiği ve Atatürk'ün de oturduğu en yüce makam olan makamda oturan Meclis Başkanının böyle bir söylemde bulunması ve bu söylemin 'kişisel fikrini beyan etmiştir' şeklinde yorumlanması da bizleri bir hayli üzmüş ve endişelendirmiştir.
Sayın İsmail Kahraman milletvekili yeminini ederken demokratik ve laik cumhuriyeti koruyacağına dair namusu ve şerefi üzerine söz verdiğini unutmuş olabilir ama biz unutmadık. Artık zihniyet dini siyasete alet etmekten vazgeçmiş, dini siyasetin merkezine yerleştirme çabasına girmiştir.
23 Nisan kutlamalarını terörü bahane ederek iptal eden sayın İsmail Kahraman, laikliğin yalnızca Anayasa'da bir madde olmadığı demokrasinin de güvencesi olduğunu bilmezlikten gelmektedir
Amaçları yurttaşlarımızın masum inançlarını politikaya malzeme yaparak, akıllarındaki sistemi dayatmaktır. Bu son çıkış, meclis başkanımızın son değerlendirmeleri Cumhuriyetimizin değerleriyle hesaplaşmak arzusunun son halkasıdır.
Bu ülkede, Anayasa'nın değiştirilmesi dahi teklif edilmeyecek laikliği tartışmaya açmak, toplumsal barışı, birlik ve beraberliğimizi dinamitlemektir. Ülkemiz kamplaşmayı daha derin hissetmekte, dış dünyada her alanda yalnızlaşmakta, vatandaşlarımız endişe ile gelişmeleri takip etmekte, gelecek ile ilgili sağlıklı bir değerlendirme yapamamaktadır.
Şu da iyi bilinmelidir ki burada bu alanda toplanan insanların çoğunun annesinin tülbent ya da yöre ağzıyla değirmesi ile başı örtülüdür. Ötekileştirilmeye çalışıldığımız gibi din karşısında olan insanlar değiliz; asla da olmadık ve olmayacağız da. Kutsal kitabımızı ve peygamberimizi bilir, ibadetimizi ve hayırlarımızı sadece biz ve yaradan görürüz. Biz günlük yaşantımızda yapacağımız ibadetlerimizi, iyilik ve yardımları televizyonlardan ve basından uzak tutmaya çalışırız. Biz devlet işleri ile din işlerini birbirinden ayrı tutmaktayız.
Öncelikle laiklik bütün inanç ve fikirlere saygıdır. Birlik ve beraberlik içinde, huzur içinde, özgürce inancını yaşamanın en önemli teminatıdır.
Laiklik toplum ve devlet düzeninin akla ve bilime dayalı olmasıdır. Din ve devlet ayrımı ya da din ve vicdan özgürlüğü, bu bütünün birer parçasıdır. Laikliğin ortaya çıkışını zorunlu kılan 2 temel neden vardır; Birincisi farklı inançtan insanların barış içinde bir arada yaşamalarını sağlamaktır. İkincisi de değişen koşullara, aklın ve bilimin ışığında çözüm arama yolunu açık tutmaktır.
Atatürk'ün dediği gibi 'Laiklik, asla dinsizlik olmadığı gibi, sahte dindarlık ve büyücülükle mücadele kapısını açtığı için, gerçek dindarlığın gelişmesi imkanını temin etmiştir.' 'Milletimiz dil ve din gibi kuvvetli iki hazineye sahiptir. Bu faziletleri hiç bir kuvvet milletimizin kalp ve vicdanından çekip alamayacaktır ve alamaz.'
Laikliğin kaldırılması hayalini kuranlar, yeni bir kutuplaşmanın fitilini ateşleyenler bilmelidir ki halkımız buna asla izin vermeyecektir.
Bu ülkenin daha fazla kutuplaşmaya ihtiyacı yoktur.
Bu ülkenin barışa, birlik ve beraberliğe ihtiyacı vardır. Burada toplanan Atatürkçü Düşünce Derneği, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği, Ödemiş Baro temsilciliği, Türk Eğitim-Sen, Eğitim-Sen ve Eğitim-İş Ödemiş Şube temsilcilikleri ve Ödemiş halkı olarak bu açıklamaları yapıp ülkeyi biraz daha geren, Atatürk'ün makamında oturan Meclis Başkanı Sayın İsmail Kahraman'ın istifa etmeye çağırıp, kendilerini şiddetle kınıyoruz.'
Katılımcılar açıklamanın ardından 'Türkiye laiktir, laik kalacak' sloganları attılar.
Kerem Karamanlıoğlu