Ödemiş, organik tarımın neresinde?
Son yıllarda Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı'nın üzerinde özellikle durduğu konulardan birisi de organik tarım. Genel...
Son yıllarda Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı'nın üzerinde özellikle durduğu konulardan birisi de organik tarım. Genel anlamda üreticiler, buna ilgi duyuyor fakat organik ürünün ne olduğunu bilmeyenler de var.
Türkiye'nin birçok yerinde organik ürün pazarları kuruluyor. Pek çok farklı çeşitte ürünün yetiştiği Ödemiş'te tonlarca organik ürün bulunmasına rağmen organik ürün pazarının kurulmaması, çok büyük bir eksiklik. İzmir'de Büyükşehir Belediyesi'nin destekleriyle gerçekleşen Organik Ürünler Fuarı ile giyeceklerde bile organik adımları atılmaya başlanıldı. Peki Ödemiş, Tire, Torbalı, Bayındır ve diğer ilçeler, organik tarımın neresinde yer alıyor? Bunu da tartışmak gerekir. Küçük Menderes Havzası ilçeleri, organik tarıma dayalı üretimde bir hayli şanslı konumdalar. Burada Organik Ürünler Pazarı ve Organik Ürünler Fuarı'nın bir an önce açılması gerekir.
Pek çok hastalığa neden oluyor
Organik sertifikalı buğday, arpa vb. gibi tahıllar, diğer ekinler, sebzeler ve meyve veren ağaçlar konvansiyonel böcek öldürücüler (özellikle toprakta ve doğada bozulmadan kalıcı olabilen aldrin,chlordane, DDT, dieldrin, endrin, heptachlor, hexachlorobenzene, mirex, toxaphene) kullanılmaksızın yetiştirilmelidirler, çünkü bu kimyasallar kolaylıkla toz veya gaz hale geçerek yeraltı ve yerüstü sularının yanında atmosfere de karışarak yüzlerce kilometrelik mesafeler kat edebilmekteler.Bu kimyasallar, biyolojik sistemlerde ilk konsantrasyonlarının 70,000 katına kadar birikebilmekte ve zararlı etkilerini yıllarca sürdürebilmektedirler. Bu böcek ilaçları, hedef gruplarından çok daha geniş ve insanları da içine alan bir grup canlı için tehlike arz etmekteler. İnsanlarda endokrin sistemi düzensizliklerine, kansere, bağışıklık sistemi hastalıklarına, sinir sistemi hastalıklarına, kısırlığa, sakat doğumlara yol açmaktadırlar. Bu sentetik maddeler kuşlara, balıklara ve doğadaki diğer canlılara da büyük zararlar vermekteler.
İnorganik gübreler ve zararları
Organik tarımda kullanılması yasaklanan kimyasallardan diğer bir grup da inorganik gübrelerdir. Özellikle fosfat içeren suni gübreler, zamanla tarla toprağında arsenik, kadmiyum ve uranyum birikimine neden olmakta, bu elementler besin maddeleriyle insan sağlığını tehdit etmekteler. Ayrıca suni gübrelerin üretim teknolojileri de madenlerden taşınmaları ve arıtılmaları sırasında çevreye zararlı olabilmektedir.
Organik tarımda kullanılması öngörülen organik gübreler; katı halde hayvan gübresi, hayvan gübresi ve su karışımları, mutfak ve ev artıklarının beslediği kurt karışımlarının oluşturduğu gübreler (vermicompost), turba (yosun), atık sular ve guano gübresi olduğunu bilinmektedir.
Prosedürlere uyulmuyor
Organik ürünler tüketiciye ulaşmadan önce kesinlikle iyonize radyasyona maruz kalmamalı ve hazırlanmaları sırasında renk verici kıvam arttırıcı sentetik katkı maddeleri kullanılmamalıdır. Türkiye'de özellikle son zamanlarda tüketicinin organik konusundaki bilinç yetersizliği fazlasıyla kötüye kullanılmaya başlandı. Birçok ürünün üzerinde gerçekten organik prosedürüne uymadığı halde '% 100 organiktir' ibaresi yer alıyor. Firmalar, özellikle bitkisel ürünlerde kullandıkları bitkileri zaten doğadan topladıklarını ve doğadaki her şeyin de organik olduğunu belirtiyorlar. Üretimde zorunlu olarak kullanılan yardımcı kimyasal maddelerin de organik yönetmeliğine uygun ve dikkatle seçilmesi gerçeğini görmezden geliyorlar.
Organik sertifikasyon
Günümüzde gerçek organik bitki ve hammadde karışımları, sertifikasyon ve diğer denetimlerden geçerek onaylanmaktadır. Bebek ve insan sağlığına yan etkileri olmayan organik üretim teknikleri uygulanmış ürünlerin kullanımı çok önem kazanmıştır.
Organik sertifikasyon, organik besin maddeleri ve diğer organik tarım ürünlerinin üreticilerini kapsayan bir sertifikasyon işlemidir. Ülkelere göre değişiklik göstermekle birlikte sertifikasyon kriterleri genel olarak tarihe göre üretim ve satış kayıtlarının detaylı olarak döküman halinde saklanması (ilerideki denetimlerde tekrar incelenmek üzere), sertifikalandırılmamış ürünler ile sertifikalı ürünlerin kesin fiziksel sınırlar ile birbirinden ayrılmış olmaları, periyodik olarak tarım ve hayvancılık alanlarının sertifikasyon kuruluşlarınca denetlenmesidir.
Bazı ülkelerde sertifikasyon, sadece devlet kuruluşları tarafından yürütülmekte olup 'organik' teriminin ticari olarak ürün tanıtımı, ürün ambalajları ve ürün etiketlerinde kullanılması da kesin kurallara bağlanmıştır. Giderek artan bir yoğunlukta organik üretim birçok ülke tarafından teşvik ve regüle edilmektedir. ABD, Avrupa Birliği, Avustralya, Japonya ve diğer ülkeler üreticilerin pazara organik ürünler sunabilmelerini 'Organik Sertifikasyon' a bağlamışlardır. Tüketiciye ulaşan herhangi bir ürünün organik olup olmadığı sadece üzerinde bulunan organik sertifikalı olduğunu gösteren işaretler ile doğrulanabilir
Sağlıklı kalabilmek zor
Son yıllarda sağlıklı kalmak son derece zorlaştı. Gelişen teknolojiyle birlikte hayatımıza birçok kimyasallar girdi. Çoğu gizliden gizliye yiyecekten ilaca, giysiden kozmetiğe yaşantımızın her anını paylaşır oldular. Yaşam kalitemizi bozan, hastalıklara neden olan doğamıza kesinlikle aykırı bu sentetiklerle sürekli bir aradayız. Vücudunuza zararlı yabancı maddeler (toksinler) girdiğinde, vücudunuz bunların bir kısmını doğal yollarla atacak, ama bir kısmı vücut içinde saklı kalacaktır. Vücudunuz, sahip olduğu doğal savunma mekanizmasından dolayı, bu yabancı maddeleri yağ ile sarmalayarak zarar vermesini engellemeye çalışacaktır. Bu da zaman içinde depolanan yağ miktarını artıracaktır
Dünyanın benimsediği organik ürünlerin pazarlarının Türkiye'deki büyük illerden sonra İzmir'in ilçelerinde de açılacağı günleri dört gözle bekliyoruz.
Seval KONURALP