Ödemiş-İzmir treni!
Sözlükler diyor ki, “bir malın, mülkün ya da paranın belirli bir süre sonunda hiç emek verilmeden...
Sözlükler diyor ki, 'bir malın, mülkün ya da paranın belirli bir süre sonunda hiç emek verilmeden sağladığı gelire rant denir!'
Varın hangi gelirler ranta giriyor siz karar verin… Ölçü, 'hiç emek verilmeden'
Açıklama ne kadar doğru bilemiyorum ama bence bir insan bir mala, mülke ve paraya emek vererek sahip oluyor. Buna göre örneğin satın aldığı evi kiraya veriyor… Şimdi bu ranta girer mi girmez mi bilemiyorum…
Öte yandan hani son günlerde sıkça duyuyoruz: 'Filan yerde orman yangını çıktı' Eee, çıkabilir! Türkiye, sıcak bir bölgede bulunuyor…
Ama yanan ormanlar imara açılıyor! Aa bakın burada biraz durun. 'Yanan yerler imara açılamaz' deyin olsun bitsin bu iş… İşte rant burada…
**
Geçtiğimiz günlerde Kent Konseyi ve Koza-Der'den bir grup arkadaşla Ödemiş'in atık suyu ne durumda şöyle bir bakalım istedik. Gittik Karakova köyü yakınlarına. Karakova köyü, Ödemiş Hayvan Pazarı'nın 2-3 kilometre güneyinde. Hayvan Pazarı'nın biraz altında da atık su arıtma tesisleri var… Biz arıtmanın da güneyine indik yani… O da ne! Dereden simsiyah bir su akıyor ki leş gibi de koku saçıyor… 'Acaba bu atık su çalışıyor mu çalışmıyor mu?' diye şüpheye düştük… Örneğin mandıra atıkları? Kendi arıtmaları var mı yoksa doğrudan Ödemiş arıtmasına mı veriliyor?
Merak ediyorsunuz değil mi! Ben de merak ediyorum…
Yaz tatilimi genellikle Seferihisar'da değerlendiririm. Akarca koyunda. Su, tertemiz ve buz gibidir. Sahil şeridi sakindir ve denizinde hiç dalga yoktur. Seferihisar, Teos antik şehri ve 'yavaş şehir' unvanı ile ünlüdür. Tunç Soyer'in İzmir'den önce belediye başkanlığı yaptığı 40 bin nüfuslu ilçedir.
Seferihisar'ın arıtma suyu denize akıyor, hem de doğal bir dere gibi. Teos antik kenti limanına. Kimse atık su arıtması olduğuna inanmaz! Sanırsınız tatlı su deresi…
Ödemiş atık su arıtması çalışmıyor mu ne! Ve bu su nereye dökülüyor? Tarımsal sulamada kullanılıyor mu?
**
Tamam, korona var. Tamam, salgın dönemi. Tamam, evde kal falan da…
Düğünler evlere şenlik… AVM'ler açık… Cenazelerde herkes birbirine sarılarak üzüntüyü paylaşıyor… Kahvehaneler ve lokantalar açık… Seyahat yasağı yok… Sahiller bildiğimiz gibi…
İyi de otobüsler yolcu taşırken ve ESHOT hizmet verirken bu Ödemiş-İzmir treni niye çalışmıyor?
**
E-sosyal medyada 'Küçük Menderes'te hayvancılık sektörü arttığı için su tüketimi artıyor. Bunu önleyelim' tarzında öneriler ve yazışmalar var.
Tarım sektörü büyük bir açmazda. Üretici, ne ekeceğini şaşırmış durumda çünkü ne ekiyorsa paçasını zor kurtarıyor. En güvenli liman, hayvancılık ve yem bitkisi üretimi.
Üreticiye 'hayvancılık yapma, mısır ekme' demek, bence 'öl!' demekle eşdeğer…
Bu iş, ulusal tarım politikası ve planlama ile ilgili bir durum.
Bu konuyla ilgili çok sayıda haber ve köşe yazısı yazdım…
En kısa vadeli çıkış; Tarım Bakanlığı, ziraat odaları ve üretici birliklerinin kapsamlı bir çalıştay yapması ve çıkan sonuçları en acil şekilde uygulamaya alınmasıdır…
Çölleşiyoruz…