Nasıl kilo verilir?
Boyumuzla kilomuz arasındaki kilomuz lehine olan fazlalık obezitedir. Bu rakam büyüdükçe obezitenin ciddiyeti ve çıkardığı sorunlar...
Boyumuzla kilomuz arasındaki kilomuz lehine olan fazlalık obezitedir. Bu rakam büyüdükçe obezitenin ciddiyeti ve çıkardığı sorunlar da doğru orantılı olarak artmaktadır. O nedenle obezite mücadelesi hem uzun yaşam için, hem de konforlu yaşam için ciddi bir mücadeledir. Bu uğraşı, üç ana başlıkta yapılır.
1.İrade: Obez kişi sorunun farkında olacak, sorunu yok saymayacak ve hayatını bu olumsuzluktan kurtarmaya, bunun için de özverili olmaya gayretli olmaya karar verecektir. Uygulayabileceği fiziksel aktiviteyi ve gıda rejimini belirleyecek, ısrarla da uygulayacaktır.
2.Fiziksel aktivite: Obez kişi yaşına, kilosuna, ilave hastalıklarına ve yaşadığı çevreye uygun bir spor, fiziksel aktivite programı belirleyecektir. Bu belirleme bir doktor ile, bir diyetisyenle olabileceği gibi münferit de olabilir. Aynı kilo probleminde olan arkadaşlar grup olarak da buna karar verebilirler. Bu konu da önemli olan kararlılıkla aktiviteyi uygun, etkin sürede yapmak ve yapmaya devam etmektir. Sık karşılaşılan en baş sorunlardan biri, birkaç günde her obezin hemen fit olacağı beklentisidir. Halbuki böyle bir sonuç olamaz. Hızlı verilen kilolar vücutta ağır yıkım yapan hastalıklarla birlikte olmaktadır. Malign hastalıklar, diyabet, TBC, ağır sindirim sistemi hastalıkları vb. hızlı şekilde kilo verme yöntemi yapacağı güreş müsabakasından hemen önce kilo düşmesi gereken güreşçilere zaman zaman uygulanır. Hamamda terletilerek sağlanır. Sporcu kısa bir zamanda birkaç kilo verir ancak güreş sonrası aynı hızla daha fazla olarak geri alır. Bu yöntemle kilo verdirilen güreşçiler çoğu zaman başarısız olmuşlardır. Çünkü hızlı kilo vermek halsizlik yaratır. O nedenle kilo vermek için yapılacak olan fiziksel aktivite sistemli, sabırlı ve devamlı yapılmalıdır.
3.Gıda rejimi: Dünyada günümüzde uygulaya çalışılan yüzlerce değişik diyet rejiminin olması bu konuda tam bir çözümün olmadığını işaret etmektedir. Aslında ana prensip basittir. Gıdalardan alınan kalorilerle, yakılan kaloriler normalde dengede iken obezlerde bu denge kalori fazlalığına dönmüştür. Alınan kalori fazla gelebileceği gibi hantallaşan vücudun fazla kalorileri harcayamaması nedeniyle bu kaloriler kilo olarak kişiye döner. Aç kalınarak kilo verilmez sadece kişinin stresi artar. Çünkü açlık bir dürtüdür, köreltilmesi gerekir. Tek çözümü de bir şeyler yemektir. İşte diyet biliminin bilgisinin devreye gireceği nokta budur. Kalorisi az tokluk veren katkı içermeyen bu amaçlarla üretilen ürünler obezlerin en büyük yardımcılarıdır.
Obezlerde gelişen insülin direnci kişinin doyma dürtüsünü bozar. Kişi aç kaldığında fenalık duyar, elleri titrer, nabzı hızlanır. Ne bulsa yemek ister. Yedikleri kana şeker olarak karışır, kan şekeri yükselir. Şeker düşürücüler kişiyi yine başlangıçtaki açlık noktasına getirir. Bu kısır döngü devam eder durur. Ta ki kilo azalıp insülin direnci düşene kadar. O nedenle diyabetin eşlik ettiği obezler sık sık az miktarlarda düşük kalorili gıdalar tüketmelidir.