Namazın akli temeli

Vaktiyle Pülümür'de ilçe müftüsüydüm… Değerli esnafımızla birlikte şehrin ağaçsız bir yamacını 'Ehli Beyt Hatıra Ormanı' adıyla...

Vaktiyle Pülümür'de ilçe müftüsüydüm… Değerli esnafımızla birlikte şehrin ağaçsız bir yamacını 'Ehli Beyt Hatıra Ormanı' adıyla ağaçlandırmak istedik… Beş yaşındaki karaçam fidanlarını Erzincan Müftümüz, şimdi Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Burhan hocamın desteğiyle temin ettik… Ve meslektaşlarımızla beraber günler süren bir çalışmaya koyulduk… Bir hayli dik olan yamaçta önce çukurları kazdık, elimizde kovalarla her bir fidana tek tek can su taşıdık… Ardından ormanın etrafını esnafımızın desteğiyle bizzat kendimiz tel çektik…

Bu çabamızı uzaktan seyretmekte olan bir Pülümürlü kardeşimiz yamacın aşağısında arabasıyla durdu, yamaca tırmanarak yanımıza geldi ve 'Hocam! Şehrimize böyle bir güzelliği kazandırdınız… Size ve arkadaşlarınıza teşekkür etmek için geldim. Siz buradan tayin olup gideceksiniz ve bu güzelliği bize bırakacaksınız…' dedi ve 'Hak-Muhammed yardımcınız olsun…' diye dua ekledi…

Ufak bir gayret karşısında insanda oluşan teşekkür etme duygusu ve bunu ifade etme ihtiyacı… Peki etrafımızdaki eşsiz güzelliklere sahip dünyamız ve evren karşısında insan, aynı teşekkür etme ihtiyacını hissetmez mi?

Evet bunun cevabı, Allah'a karşı teşekkür duygusu ve ihtiyacıdır…

İbadetler, insanın Allah'a olan şükrünün bir ifadesidir ve aklın gerekli gördüğü bir görevdir… Yolda birine adres sorduğumuzda yolu tarif edene bu yardımından dolayı teşekkür etmek, aklın bir gereğidir… Aynı zamanda insani bir davranıştır da…

Peki, bizi yokluktan varlığa çıkaran, varlığın en üstünü kılan ve tüm varlığı bizim istifademize sunan Allah'a karşı bir teşekkür yani şükür, aklen gerekli olmaz mı?

İbadetler içerisinde en başta gelen şükür ise namazdır… Hz. Peygamber'in dilinde namaz, önümüzü ve gönlümüzü aydınlatan bir nurdur… Günlük yaşamda dışarıdan bakıldığından Müslüman ile Müslüman olmayanı birbirinden ayıran özelliklerden biri de namazdır…

Bazen, 'Önemli olan insanın içi temiz olması, ibadetlerin gayesi budur… İyi bir insan olmak ve kalbin temiz olması yeterlidir…' gibi cümleler duyarız…

'O zaman bize yol tarif edene teşekkür etmemize gerek yok. Çünkü bizim iyi bir insan olmamız ve kalbimizin temiz olması yeterli' desem ne dersiniz? Size pek insani gelmedi değil mi?

Size 'Kalbi en temiz ve en iyi insan kim?' diye sorsam… Cevabı Hz. Muhammed(sav)'dir. Onun hayatına baktığımızda kalp temizliğinin tek başına yetmediği açık… Kur'n'da Hz. Peygamber'in geçmiş ve gelecek günahlarını affedildiği halde neden ayakları şişinceye kadar namaz kıldığını soranlara 'Şükreden bir kul olmayayım mı?' şeklinde cevap vermesi, buna bir örmektir…

Size bir arkadaşınız, 'Bin lirasını kendine ayıracaksın, geri kalanını kullanabilirsin…' diyerek 24 bin lirayı karşılıksız verse kabul etmeyen olmaz herhalde değil mi?

Bize her gün verilen 24 saatimizden bir saatini dünyadaki bedeni ve ruhi faydamız ile ahiret saadetimiz adına namaza ayırmamak aklen makul olmasa gerek…

Sahnede harika bir gösteri izlediğinizde oturduğunuz yerden alkışlamak size yetmez, kalkar ayakta alkışlarsınız… Allah'ın kudret ve sanatı karşısında ise gereken, secdeye kapanmak yani namaz kılmaktır…

Bir de 'Biz ne namaz kılanlar gördük…' diyenlere gelince; kişi namaz kıldığı halde kötülükten ve günahtan uzak kalamıyorsa zaten o kıldığı namaz, namaz değildir… Sadece günlük yapılması gereken bir ritüeldir… Alışkanlık sonucu geçiştirilmesi gereken, deruni bir tarafı olmayan bir davranış halidir…

Konuşmanıza gerek kalmadan kalbimize hakim olan Allah'a yönelerek aldığımız bir tekbir ile bizi huzura katan, manaya kapı aralayan ve bizi insan kılan bir namaz dileğiyle…

Bakmadan Geçme